HDP’li Dirayet Dilan Taşdemir, 2015 seçimlerinden sonra bölgede uygulanan baskılar ile yasaklardaki vahşet ve trajediyi yaşayanların başında kadınların geldiğini söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, partisinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Taşdemir’in gündeminde dördüncü yılını geride bırakan kent ablukaları başta olmak üzere güncel gelişmeler vardı. “16 Ağustos 2015’te Muş Varto’da Ekin Wan’ın infaz edilmesiyle başlayan sokağa çıkma yasaklarında tam bir vahşet ve hukuksuzluk yaşandı” diyerek sözlerine başlayan Taşdemir, şu aktarımlarda bulundu: “Uluslararası kurumların sokağa çıkma yasakları döneminde yaşananları ortaya çıkarmasını bekliyoruz. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin iktidardan düşmesi sonrası baskılar arttı. Gazetecilere, emekçilere, aydınlara, kadınlara demokratik siyasete darbe yapıldı. Halkın iradesi gasp edildi. Ciddi hak ihlalleri ve ciddi işkence vakaları yaşandı.”
‘IŞİD biziz’ yazıyorlardı
Taşdemir, sokağa çıkma yasakları döneminde kadınların vahşet ve trajediyi en derinden yaşayanların başında geldiğini söyleyerek, şöyle devam etti: “Bu dönemin hafızasını oluşturmak için Kadın Meclisi olarak ciddi çalışmalar yürüttük. Sokağa çıkma yasakları sürecinde, kadın bedeninin cinsiyetçi politikalarla nasıl hedef alındığı ortaya çıktı. Kadınlar güçlü bir direniş sergilediler. Bu kentlerde cinsiyetçi faşizm bir devlet politikası olarak yürütüldü. Öncü kadınlar hedef alındı ve katledildi. Esedullah Timi denilen çetelerin duvarlara yazdığı yazılarla kadınların bedeninin nasıl hedef haline getirildiğini hatırlıyoruz. O dönem ‘IŞİD biziz’ yazıları yazıyorlardı. O dönem yaşananlar Kobanê, Efrin, Şengal’den farklı olmadığına tanıklık edildi” dedi.
AKP’nin korkusu
Taşdemir, kadınların hedef haline getirilmesinin tesadüfi olmadığını vurgulayarak, “Aynı zamanda bu politikalarla kadınların direncini ve direnişini kırmayı hedeflemiştir. Seve Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar gibi kadınlar hedef alındı, suikast ile yaşamlarına son verildi. PM üyemiz Mehmet Yavuzel’in annesi Hanım Yavuzel bugün cezaevinde. Halen Cizre’de cenazesine ulaşamayan 14 aile var” diye belirtti. Kevser Eltürk’ün (Ekin Wan) bedenini teşhir edilmesiyle verilen mesaja karşı kadınların, “Kadınlar direnişi giyinir” diye cevap verdiğini belirten Taşdemir, “Kadınlar 4 yıldır sokakta, her yerde erkek iktidarla mücadelesini sürdürüyor. Kadınların bu durumundan AKP’nin kaygı ve korku duyduğunu görüyoruz. Son dönemlerde de dans eden kadınlardan” ifadelerinde bulundu.
‘Kadınlar mücadeleyi yükseltti’
Taşdemir son olarak, şunları söyledi: “Çökertme politikası 2015 yılından beri devrede ve bir konsept olarak ilerletiliyor. Bugün bu plan kayyum olarak ilerletiliyor. AKP kendisine karşı mücadele eden, direnişi yükselten Kürtlere ve kadınlara karşı bu politikayı yükseltiyor. Amacı kadın muhalefeti susturmaktı ama gelinen aşamada teslim olan, yok olan bir kadın muhalefeti yok. Dün 28’di bu sabah 31 belediyemiz gasp edildi. Dün de Varto Bulanık ve Erentepe belediyelerimiz gasp edildi. Kayyum bir yok etme siyasetidir. Demokrasi güçlerinin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu gasp yaklaşımı sadece HDP ile sınırlı kalmayacağını dünkü Urla örneğinde gördük. AKP iktidarının uygulamaları son bulmadığı sürece ülkenin demokratikleşmesi mümkün değil. Tüm muhalefetin buna dur demesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.”
ANKARA