Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi’nin, 9- 11 Kasım’da Ankara’da düzenlediği “Kadın Emeği ve İstihdamı” çalıştayı sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, “Kapitalizmin küresel ölçekte girdiği yeniden yapılanmaya paralel dönüşüm Türkiye’ de 80’li yıllardan itibaren adım adım hayata geçirilmiş, özellikle son 16 yıllık AKP iktidarınca gerçekleştirilen yasalar ve fiili uygulamalarla süreç büyük oranda tamamlanmıştır. Neo-liberal politikalarla emeğin sermaye çıkarlarına göre yeniden konumlandırılmasına ve biçimlendirilmesine dayanan bu süreç; kuralsız, esnek, güvencesiz ve örgütsüz çalışmayı kural haline getirmektedir” ifadelerine yer verildi.
OHAL ile güvencesizleştirme
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal alanlarda piyasacı ve muhafazakar uygulamaların getirildiğine dikkat çekilen bildirgede, şunlar kaydedildi: “Kadın istihdamının arttırılması projeleri kapsamında son yıllarda sözleşmeli, geçici personel istihdamları artmış, esnek çalışma biçimleri kamuda yaygınlaşmış ve güvencesizliğin çalışma yaşamının tümüne yayılması amaçlanmıştır. Patriyarka ve kapitalizm arasındaki işbirliğince her daim sömürülen kadın emeği, neo-liberal dönüşüm süresince de sermayenin emek üzerindeki tahakkümünü arttırmak için öncelikli hedef olmuştur. Milliyetçiliği, muhafazakarlığı ve savaş politikalarını arkasına alarak uygulanan neo-liberal ekonomik uygulamalar cinsiyet ayrımcılığını pekiştirip derinleştirmekte, kadın emeğini esnek parçalı istihdamın vazgeçilmez unsuru haline getirerek, değersizleştirmektedir. Krizin boyutlarını ataerkil kapitalist sistemden ve ekonomik krizin üzerimizdeki etkilerini ülkenin demokratikleşmesi gereğiyle savaşa karşı barışı yükseltme ve laiklik ile ilgili bütünlüklü mücadeleden bağımsız düşünemeyiz. Neo-liberal politikalar kriz dönemlerinde en saldırgan şekilde uygulanırken, geleneksel cinsiyet rolleri, gericileşme ve muhafazakârlaşma bu politikalarla uyumlu hale getirilmektedir.
‘Mücadeleyi yükselteceğiz’
“Biz kadınlar, AKP’nin biat eden toplum yaratmak amacıyla makbul kadın, makbul öğretmen, makbul doktor tarifine sığmayarak, görünen ve görünmeyen emeğimize sahip çıkacağız; krizin bedelini ödemeyeceğimiz bir mücadeleyi hep birlikte yükselteceğiz” denilen bildirge şöyle son buldu: “Hayatımıza, bedenimize, kimliğimize, dilimize, emeğimize sahip çıkarak savaşa karşı barışı, sömürüye karşı emeği, özelleştirmelere karşı kamuyu, siyasal İslam’a karşı laikliği, talana karşı doğayı savunacağız. Bir kez daha gördük ki; kadınlar yan yana gelirse, ‘yeter’ derse umut büyür, unutmayın tutunun! Umut mücadelede ve biz kadınlar isyanda güzeliz. Çalıştayımızın tüm coşkusuyla bütün kadınları yan yana, kol kola olmaya; bizi içine sıkıştırmaya çalıştıkları çarkta çakıl taşlarını çoğaltıp bu çarkı kırmaya çağırıyoruz.”
ANKARA