AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’ni neden hedef aldığını HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları değerlendirdi
AKP-MHP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma planlarına karşı kadınlar haftalardır sokakta ve sosyal medyada, hükümete, “Sözleşmeyi uygula” çağrısı yapıyor. İktidarın kadın kazanımlarına yönelik saldırılarını ve İstanbul Sözleşmesi’ni neden feshetmek istediğini Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları değerlendirdi.
“AKP’nin, MHP’nin de baskısıyla Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek istemesi, Türkiye’de yaratmak istediği değişimin bir göstergesidir” diyen Hatimoğulları, “Bu kadınların kazanılmış bütün haklarını elinden almak ve kamusal alanda varlık göstermelerine karşı çıkmak demektir. Bugün sadece İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılması değil, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son dönemde siyasette daha belirgin bir rol üstlenmesi de bunun göstergesidir” diye konuştu.
‘Eve hapsolun deniliyor’
Türkiye’nin hiçbir zaman tam anlamıyla laik bir ülke olmadığını fakat AKP döneminde seküler yaşamın daha çok tehdit altında olduğunu ifade eden Hatimoğulları, kadınlara, “Eve hapsolun, tıpkı Suudi Arabistan’daki gibi hiçbir söz hakkınız olmasın” denildiğini söyledi. Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Kadınlar şort giydiği için, mini etek giydiği için, parkta spor yaptığı için, hiç tanımadıkları erkekler tarafından tekme tokat saldırıya uğradı, şiddet gördü. Biz bu şiddeti tekil ve münferit olaylar olarak görmüyoruz. Yine aynı şekilde kadınlara ve çocuklara uzman çavuşların taciz ve tecavüzleri söz konusu. Yaşananlar tamamen erkek devletin ve özellikle AKP iktidarıyla buluşmuş olan gerici ve seküler yaşamı tehdit eden anlayışın sonucudur.
‘İktidara o hakkı vermiyoruz’
AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’nden “aile yapısı ve geleneklere aykırı” gerekçesiyle çıkmak istediğini hatırlatan Hatimoğulları, “Ama biz ne Cumhurbaşkanı’na ne İçişleri Bakanı’na ne de bu ülkede erkek egemen zihniyeti savunan hiçbir bireye, anlayışa, devlete, iktidara kadının günlük yaşamını belirleme hakkını vermiyoruz. Vermeyiz de” sözlerini kullandı. “Erdoğan, Başbakan iken 3 çocuk yapın dedi, sonra 5 çocuk dedi. Sonra sezaryen tartışmaya açıldı, sonra bir dönem kürtaj yasaklandı” diyerek sözlerini sürdüren Hatimoğulları, bunların toplamına bakıldığında yaratılmak istenen bir aile tipolojisi olduğunu, ucuz işgücü için genç nüfusun artırılmak istendiğine işaret etti.
Sokak sokak mücadele
Kadınlar olarak tüm bunların farkında olduklarını ifade eden Hatimoğulları, siyasi fark gözetmeksizin her kesimden kadının topyekûn sokakta olduğunu söyledi. Tülay Hatimoğulları son olarak, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kadınları hedef gösterdi ve ‘kadınlar bu örgütlerin başını çekiyor’ dedi. Hemen akabinde kadın meclislerine ve Rosa Kadın Derneği’ne, Türkiye’deki farklı kadın örgütlenmelerine karşı çok yoğun polis operasyonları gerçekleşti. Biz hem İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmek istenmesine karşı hem de yaşam hakkımızın elimizden alınmak istenmesine karşı mahalle mahalle, sokak sokak mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınların bu istibdat rejimiyle uzlaşma gibi bir niyeti yoktur” dedi.
İktidar sözleşmeyi işlevsizleştirme peşinde
AKP-MHP iktidarının kadınların kazanımlarına yönelik saldırılarına karşı kadınlar haftalardır her gün sokaklara çıkarak güçlü eylemler gerçekleştiriyor. İlk olarak AKP’li Numan Kurtulmuş’un gündeme getirdiği İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesi söylemi ve 5 Ocak’ta AKP MYK’sinde karara bağlanması açıklamaları kadınların mücadelesiyle ertelenmişti. Öte yandan AKP’li Tayyip Erdoğan, önceki gün İstanbul Sözleşmesi ile ilgili “Artık kendi çerçevemizi kendimiz belirlememiz gerekiyor” diyerek sessizliğini bozmuştu. Hürriyet’ten Gizem Karakış’ın haberine göre, AKP, yükselen tepkilere karşı sözleşmeden tamamen çıkmak yerine bazı maddelerini budama peşinde. Habere göre, sözleşmede, “Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması” konusunu düzenleyen 4. maddede geçen ‘cinsel yönelim’ ve ‘toplumsal cinsiyet kimliği’ ifadelerine şerh konulması düşünülüyor. AKP, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararından vazgeçmedi ama farklı seçenekleri de değerlendiriyor. Alternatifli seçeneklerin 18 Ağustos Salı günü Erdoğan’ın da katılacağı MYK toplantısında değerlendirileceği de edinilen bilgiler arasında.
Filiz Zeyrek/Adana-Jinnews