Gülistan Kılıç Koçyiğit
Ülkedeki yoksulluk her anlamda kadınları etkilemektedir. Yoksulluğun çok boyutlu ve çoklu etkilerini en fazla kadınlar yaşamaktadır. Bugün kadınlar en temel yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz noktaya gelmişlerdir. Yoksulluğun en büyük mağduru tabi ki kadınlar ve çocuklardır. Kadınlar evdeki tencereyi kaynatmak, gelen çok sınırlı bütçeyle ailenin geçimini sağlamak gibi oldukça zorlu bir süreci yürütmektedirler. Aynı zamanda hanede yaşanan gelir kaybının yarattığı sosyal, psikolojik süreçleri de daha ağır yaşıyorlar.
Yoksulluk sadece maddi kayıp olarak kadınlara yansımıyor. Birçok kadın bu dönemde şiddetin birçok şekline maruz kalıyor. Bu anlamıyla yaşanan ekonomik krizin temel mağdurunun temel öznesinin kadınlar ve çocuklar olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Yaşanan ekonomik krizde çarşı pazardaki sebze, meyve fiyatlarından doğalgaz- elektrik fiyatlarına kadar her şeyin ne kadar pahalı olduğuna dair dünya kadar haber var. Buna karşın her kadının zorunlu olarak ayda bir kullandığı hijyenik pedlere dair tek bir haber göremiyoruz. Bunun toplumsal cinsiyet ayrımcılığının birebir yansıması olduğunu ifade edelim.
Bu başlıkta da kadını ve onun bedenini yok sayan bu vesileyle de yaşadığı zorluğu görmeyen bir tutum var. Oysaki her şeyin fiyatı arttığı gibi hijyenik pedlerin fiyatı da arttı ve kadınlar artık ped alamaz noktaya geldiler. Pandemi sürecinde bu “Ped Yoksulluğu” çok daha görünür oldu. Özellikle gündelik işlerde çalışan kadınların kapanma döneminde işe gidememesi her anlamda büyük bir yoksulluğu ve yoksunluğu da beraberinde getirdi. AKP hükümeti, gündelik işlerde çalışan kadınlar ile pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle işsiz kalan kadınlara yönelik özel hiçbir tedbir almadı ve onlara maddi destek sunmadı. Kadınlar yoksullukla baş başa bırakıldı. Birçok yerel yönetim bu dönemde haneleri desteklemeye ve bazı katkılar sunmaya çalışsa da onlar da kadınları ve kadınların ped yoksulluğunu görmezden geldiler.
Birçok kadın hijyenik pede ulaşamadığı için yeniden geleneksel yöntemlere dönmüş durumda. Geleneksel yöntemlerin neden olduğu birçok sağlık riski olduğu ise bir gerçek. Bu yöntemi kullanan kadınlar, birçok enfeksiyona açık hale gelebiliyor. Bu nedenle hijyenik ped meselesi asla kişisel bir sorun değildir. Aynı zamanda kadın sağlığının ve toplum sağlığının önemli bir başlığını oluşturmaktadır. Bu nedenle kadınların temel ihtiyaçlarından olan regl ürünlerinin kamusal bir sorun olduğunu ve kamusal alanda ücretsiz bir erişim sağlanması gerektiğini yineliyoruz.
21’inci yüzyılda kadınların sırf paraları olmadığı için hijyenik ped yerine geleneksel malzemeler ile regl dönemini geçirmeye çalışması kabul edilemez bir durumdur. Bu yaşananların bir de hapishane koşullarına yansımasına bakacak olursak durumun çok daha kötü olduğunu görmekteyiz. Her olayı suç olarak tarif eden ve yaftalayan AKP yargısı tereddüt etmeden kadınları hapishane ile yüz yüze bırakabiliyor. Kadınlar hapishanede birçok hak ihlaline maruz kalıyor. Ama sadece yaşadıkları ihlaller hukuki değil. Aynı zamanda insani ihtiyaçlarını karşılama noktasında da sorunlar ve ihlaller var. Hapishaneye koymada hiç tereddüt etmeyen erkek-devlet sistem, kadın mahpusların ihtiyaçlarını karşılamak için ise kılını kıpırdatmıyor.
Kadınlar eğer dışarıdan maddi destek alamazlarsa en temel ihtiyaçlarını dahi gidermiyorlar. Bu nedenle kadınların yaşadığı ped yoksulluğunun hapishanelerde çok daha katmerli yaşandığını ifade etmemiz gerekiyor. Bu konuda da kadınlar olarak bir şeyler yapmamız gerektiği çok açık. Dışarıda “hijyenik pedler ücretsiz olsun” kampanyasını yürütürken geçmişte yaptığımız gibi kadın mahpuslar için de bir hijyenik ped kampanyası yapılabilir.
Bunun içeride pede ulaşma imkânı olmayan binlerce kadın mahpusla iyi bir dayanışma kampanyası olacağına şüphe yok. Kadın kadının derdini, sorununu her yerde ve her zeminde görür ve dayanışmayla destek sunar bakışımızın bir yansıması olacaktır.
Yukarda yazılanlar elbette yaptıklarımız ve yapacaklarımıza dair öneriler ama asıl mesele anayasal bir ilke olan sosyal devlet ilkesinin kadınlar için acilen işletilmesi gerektiğidir. Üstelik eşitlik ilkesi bağlamında da gebelik önleyici bütün korunma ürünlerinden eşit miktarda vergi alınmalıdır.
Meclis bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. HDP’li kadın vekiller olarak verdiğimiz “hijyenik pedler ücretsiz olsun ya da hiç olmazsa KDV kaldırılsın” teklifi acilen yasallaşmalıdır.
Bu konuda yürüteceğimiz mücadele çok önemlidir. Çünkü erkekler dünyası olan Meclis’te yeterli dış basınç olmazsa ne yazık ki biz kadın vekillerin çabası da sonuçsuz kalmaktadır.
*Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili