Güvencesiz çalıştırılmanın en yoğun olduğu iş kollarından biri olan tekstil sektöründeki kadınlar konuştu. Cinsiyetçiliğin daha işe başlarken uygulandığını anlatan iki tekstil işçisi, erkeğe muhtaç kalmamak için çalışmak zorunda olduklarını söyledi
Tekstil iş kolu özellikle kadınlar açısından en güvencesiz ve esnek çalışma alanlarından biri. Çok sayıda kadının çalıştığı tekstilde yaşananları, İstanbul’un Sultangazi ilçesinde küçük bir tekstil atölyesinde çalışan Bahar Yeşilyurt ve Emine Duman’dan dinledik. Bahar Yeşilyurt, 1999 yılında 10 yaşında ilkokul 4. sınıftayken okulu bırakmış. Hemen ardından bir tekstil atölyesinde çırak olarak çalışmaya başlamış. Bu süre zarfında makine kullanmayı öğrenip zamanla makineci olmuş. Geçim sıkıntısı nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Yeşilyurt, “Şu anda ortaokula dışarıdan devam ediyorum. Kadın olduğunuz için zaten bir sıfır yenik başlıyorsunuz. Çünkü erkeklere öncelik veriyorlar. Bir işe başvurduğunuz zaman ‘biz kadınlara sigorta yapmıyoruz. Erkeklerin sigortasını yapıyoruz. Önceliğimiz erkekler’ diyorlar. Sebepleri ne diye sorduğumuz zaman ‘onlar ev geçindiriyor. Siz yarın öbür gün evlenip gidiyorsunuz, ne gerek var size sigortaya’ diyorlar. Bu gibi söylemleri çok duyduk. Kadınların elinden ekonomik özgürlüklerini alıp onları eve mahkum etmeyi düşünüyorlar” diye anlatıyor.
‘İşinize gelmiyorsa gidin!’
20 yıldır çalıştığı halde sadece 8 yıldır sigortalı bir yerde çalıştığını dile getiren Bahar Yeşilyurt, şöyle devam ediyor: “Asgari ücret ile çalıştığımızı gösteriyorlardı. Maaşları bankaya yatırıp bir kısmını geri aldıkları dönemler de oldu.
Erkek toplumu olduğu için ortamlarda çok cinsiyetçi küfürler ediliyor. Buna itiraz ettiğimiz zaman ‘İşinize geliyorsa çalışın, işinize gelmiyorsa çıkın gidin’ diyorlar. Her yerden kadının ekonomik özgürlüğünü kısıtlamaya çalışıyorlar. Ama bence kadın her yerde çalışmaya devam etmeli. Ekonomik özgürlüğü olan bir kadın kimseye muhtaç kalmaz ve her zaman istediğini yapar. Yeter ki istesin. Her şeye rağmen çalışmak iyi hissettiriyor.”
‘Burnumuzdan getirdiler’
Asgari ücretle çalıştırılan Yeşilyurt, işçinin, emekçinin hakkının başka projelere harcandığına dikkat çekerek, “Geçtiğimiz yıllarda belediye seçimlerinde patronumuz bir belediye başkan adayını propaganda yapsın diye işyerine getirmişti. Herkesin katılmak zorunda olduğunu söyleyip dayatmada bulundular. Çok zoruma gitmişti o zaman. Sigortalı çalışıyordum ve çalışmaya mecburdum. Çıksam tazminat alamazdım. 8 yıl çalıştığım yerde sigortalı çalıştım ama burnumuzdan getire getire sigortamızı yaptılar. Mesaiye kalmak zorundaydık. Olan işçi sınıfına oluyor. Üstteki iki kuruş fazla verdi mi cebinden hiçbir şey eksilmez. Hatta bir insanın maaşının düzenli yatması, sigortasının düzenli olması, patronun anlayışlı olması işçinin çalışmasına daha çok katkı sağlar” diye konuştu.
‘Mutlaka çalışmak lazım’
İşten çıktıktan sonra her kadın gibi bir de ev içi emeğin omuzlarına yüklendiği Yeşilyurt, “Yine de kadınlar çalışsın, kendisini eve kapatmasın. Çünkü bu kez de sadece ‘evde kalsın, iş yapsın, çocuk baksın’ diye bakıyorlar. Erkeğin cebine muhtaç kalsın istiyorlar. Kadının ekonomik özgürlüğü çok önemli. Komşumun kızını kendimle beraber işe götürdüm ve ‘kendimi boş yere eve kapatmışım. Niye çalışmamışım bunca zaman’ dedi. İlk maaşını aldığı zaman ‘bu para benim mi, ben mi kazandım’ diyordu” diye anlattı.
‘Hiç okula gitmedim’
Aynı işyerinde çalışan Emine Duman ise 12 yaşında tekstil atölyelerinde çalışmaya başlamış. “Ben aileme bakmak zorundaydım. Hiç okula gitmedim. Gidemedim. Dışarıdan da okumadım” diyen Duman, “Çırak olarak başladım
daha sonra makineyi öğrendim. İki işyeri değiştirdim, başka bir yerde çalışmadım. Çalışınca en azından sürekli evde olmuyorsun. Babamı kaybettikten sonra çalışmaya başladım. İki kardeşim vardı, onlar okula gidiyordu. Onlara baktım. Mecbur kaldım daha doğrusu. Bir işyerinde çalıştım paramı alamadım. Öyle kaldı orada. Sigorta zaten yoktu. Ben hep sigortasız çalıştım. Şimdi bile geçinemiyorum. Aldığım para ancak elektrik, su, doğalgaz, kira ve pazara yetiyor” sözlerini kullandı.
Safiye Alağaş/İstanbul-Jinnews