İstanbul’da katledilen İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil için Wan, İzmir ve İstanbul’da kadınlar sokaklara çıktı. Kadınlar, iktidara seslenerek, ‘Tüm inancımızla tüm cesaretimiz ve umudumuzla buradan sesleniyoruz. Bir kadın daha eksilmemek için sokaklarda olacağız. Hesap soracağız. Katledenden, koruyandan ve aklayandan hesap soracağız,’ dedi
Wan’da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) kadın meclisi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde Sanat Sokağında dün İstanbul’un Fatih ilçesinde Edirnekapı surlarında Semih Çelik (19) isimli erkeğin katlettiği İkbal Uzuner’i (19) ve Ayşenur Halil (19) için basın açıklaması ve ardından yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamaya DEM Parti il ve ilçe yönetimleri, DBP il ve ilçe yönetimleri, Wan kadın platformu, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma Derneği (MEBYA-DER), DEM Parti Gençlik Meclisi, DEM Parti Wan milletvekillerinden Mahmut Dindar ve Zülküf Uçar’ın yanı sıra çok sayıda kişi katılırken, yoldan geçen kadınlar da yürüyüşe katıldı.
Açıklamada “Em ê qirkirina jinan rawestînin û jîyana nû ava bikin” pankartı açılırken, sık sık “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin jîyan azadî”, “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganları atıldı. Açıklama metnini TJA aktivisti Gülistan Akdağ okudu.
‘Yarım saat arayla iki kadın katledildi’
“Kadınlara şiddete karşı sıfır tolerans” açıklamalarıyla yıllardır ülkeyi kadınlar için güvensiz hale getiren iktidarın bir suçu ile daha karşı karşıya olduklarını vurgulayan Akdağ, “Her yeni güne kadın katliamları uyanıyoruz.4 Ekim günü İstanbul da uyuşturucu bağımlısı fail Semih çelik, İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil’i vahşice katletmiştir. İstanbul’un ortasında yarım saat arayla iki kadın katledilmiştir. Katledilen kadınların bedenlerine işkence yapan zihniyetin örgütlenmiş cesaretlendirilmiş olduğunu biliyoruz. Kamuoyunda “yeterince ilgi çekmişse” sosyal medyada tepkiler yükseldikçe sorumluluk hatırlayan kolluk ve yargı bu cesaretlendirmenin sorumlusudur” dedi.
‘Erkek egemen sisteme itirazımız var’
Devlet politikalarının failleri açıkça cesaretlendirdiğini ve şiddete teşvik ettiğini belirten Akdağ, “Kadın cinayetleri politiktir diyerek yıllardır sokaklarda sorumlulukların yerine getirilmesi için mücadele ediyoruz. Günde en az üç kadının öldürüldüğü, bir o kadar şüpheli ölüm ve yeterince soruşturulmayan intiharla kadınların yaşamdan koparıldığı bu şiddetin adı kadın kırımıdır. Kadınlar kadın oldukları için katlediliyor. Şiddet görüyor ve intihara sürükleniyor. Üstelik bunu evde iş yerinde sokakta yurtta cezaevlerinde yaşamın her yerinde yaşıyorlar. Devlet, yargı, kolluk, koca, baba, patron fark etmeksizin erkek aklının kendini var ettiği herkesten şiddet görmektedirler. Kadınlara yönelik işkenceye varan özel savaş uygulamalarıyla, yoksullaştırma politikalarıyla, erkek yargı mekanizmasıyla, hukuksuz uygulamalarıyla şiddeti yeniden üreten bu erkek egemen sisteme itirazımız var. İktidar failleri koruyor ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendirmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Sizler, şiddetin tarafısınız bizler, şiddetin karşısındayız’
Akdağ, “Bizleri hapsetmek istediğiniz yaşamları yaşamayı reddediyoruz” diyerek, sokakların güvensiz gösterilerek ve failleri serbest bırakarak iktidarın kadınları eve hapsettiğine dikkat çekti. Akdağ, “Bizler yaşam alanlarımızı güvenli hale getirmek için buradayız. Korkarak sinerek sizlere boyun eğmeyeceğiz. Kadına yönelik şiddete ‘dur’ diyen kadınları tutukluyor yargılıyorsunuz. Bugün zindanlarda binlerce kadın mücadelesi veren yol arkadaşımız var. Kadınları katleden uyuşturucu satan kadınları fuhuşa sürükleyenler sokaklardayken devlet kadınların katledilmesini izliyor, ‘kadınlar katledilmesin’ diyenleri yargılıyor. Sizler failleri cesaretlendirenlersiniz bizler kadınlara mücadelesiyle umut olanlar. Sizler, şiddetin tarafısınız bizler, şiddetin karşısındayız. Sizler korkanlarsınız. Bizler cesur olanlar. Tüm inancımızla tüm cesaretimiz ve umudumuzla buradan sesleniyoruz. Bir kadın daha eksilmemek için sokaklarda olacağız. Hesap soracağız. Katledenden,koruyandan ve aklayandan hesap soracağız” diye belirti.
‘Özgür bir yaşam kurana dek mücadelemizi büyüteceğiz’
Akdağ, son olarak şunları söyledi: “Biliyoruz; sokaklarında katledilmediğimiz yurtlarında istismar edilmediğiniz, iş yerlerinde ve ailelerinde sömürülmediğimiz; eşit, özgür, şiddetsiz ve sömürüsüz bir yaşamı yaratabileceğimizi biliyoruz. Her birimiz için özgür bir yaşam kurana dek mücadelemizi büyüteceğiz”
Açıklamanın ardından yürüyüşe geçen kadınlar Sanat Sokağından DEM Parti İpekyolu ilçe binasına kadar “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin jîyan azadî”, “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganlarıyla, zılgıt ve ıslıklarla yürüdü.
İstanbul
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), İstanbul’da dün Semih Çelik’in katlettiği İkbal Uzuner Ayşenur Halil için İstanbul’da bulunan Edirnekapı’da protesto eylemi gerçekleştirdi. Eyleme her kesimden yüzlerce kadın katıldı.
“Cezasızlığa son vereceğiz tacizi, cinayeti durduracağız” pankartını taşıyan kadınlar, sık sık “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Failler cezasız kalmayacak”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Platform burada adalet”, “ Kadınlar yaşasın 6284 uygulansın”, “Şiddet cezasız kalmayacak”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Failler cezasız kalmayacak”, “AKP seyretme yasayı uygula”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları atıldı. “Jin Jiyan Azadi”, “Bakanlık aç gözünü kadınlar burada öldürüldü”, “Hükümetiniz katildir”, “Şikayetçi olmayan kadınların sesiyiz”, “Sen ben biz birbirimizin çaresiyiz”, “Ya kardeşin olsaydı İkbal”, “Kadın direnişi kadına mirastır”, “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla” dövizleri ve katledilen İkbal Uzuner’in fotoğrafları taşındı.
Eylemde Genç Feministler Federasyonlar temsilcisi adına Güneş Fadime Akşahin söz aldı. Edirne Sur Kapılarının önünde bir araya geldiklerini katledilen İkbal Uzuner’in “hesabını” soracaklarını dile getirdi. Fail Semih Çelik’e işaret eden Akşahin, “19 yaşındaki İkbal kardeşimizi vahşice öldürüp bu surdan aşağı attı. O korkunç görüntülerin maalesef ki hep birlikte izledik gencecik bir kadının nasıl hayatının yok edildiğini gördük. Ve sonradan öğrendik ki aslında yine aynı gün içerisinde Semih Çelik 19 yaşındaki Ayşenur Halil isimli başka bir arkadaşımızı da öldürmüş. Bir fail güpegündüz İstanbul’da iki tane genç kadını öldürebiliyor. Erkekler siz kendinizi ne sanıyorsunuz. Bizler genç kadınlar olarak hayatımızı yaşamak istediğimiz kararlar almak istiyoruz” dedi.
‘Esas sorun toplumsal cinsiyetsizliktir’
Kadınları katleden faillerin “psikolojik rahatsızlıkları” olduğu öne sürüldüğüne dikkat çeken Akşahin, kadınların eril zihniyet tarafında katledildiğini dile getirdi. Akşahin, “Biz bu coğrafyada kadınların erkekleri öldürüp bu surlarda aşağı atmasını konuşmuyoruz. Her gün kadınların erkekler tarafından öldürüldüğünü konuşuyoruz. Esas sorun bu erkek egemen düzenin ta kendisi. Esas sorun toplumsal cinsiyetsizliktir. Ve bugün kadınlar olarak burada bir araya geldik. İkbal ve Ayşenur kardeşimiz için toplandık, öldürülen kadınlar için bu ülkedeki cezasızlık politikaları için bir araya geldik. Bugün bu ülkenin genç ve kadınlar kampüslerinden çıkıp Edirnekapı önünde buluştular. Çünkü sıra arkadaşları İkbal ve Ayşenur‘un hesabını sormaktan asla vazgeçmeyecekler. Elbette birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu erkek egemen zihniyeti alaşağı etmeden vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.
‘Bize saray değil gerçek adalet gerek’
AKP- MHP iktidarının faillere cesaret olduğunun altını çizen Akşahin, “İkbal ve Ayşenur kardeşlerimizin öldürülmesi üzerine burada eylem yapmaya karar verdik. Bunun yanında Beyoğlu’nda sokak ortasında gerçekleşen olay vardı. kamera kayıtlarını izlemiştir herkes. İstanbul’un en işlek ilçelerinden olan Beyoğlu sokaklarında iki erkek bir kadını taciz ediyor. Ve daha sonra öğrendik ki zaten bu olay yeni olmamış. Onlar zaten serbest bırakılmışlar sosyal medyada gündem olmasın ardından gözaltına alındılar. Ve yine öğrendik ki zaten içinde tacizci olan ve daha önceden işledikleri başka suçlar varmış. Ama dışarıdalar ve ellerini kollarını sallayarak Beyoğlu’nda bir kadına saldırabiliyorlar. AKP iktidarının politikaları toplumda herkesin içinde yaşamasına sebep oluyor. ‘Dünyanın en büyük adalet saraylarını yaptık’ diyorlar. Bu topluma kadınlara adalet sarayı değil, kelimenin gerçek anlamıyla adalet gerek. Adalet Bakanı çıkıp açıklamalar yapıyor yargıya parmak sallamayın diye. Eğer suçluları yargılamayıp görevini yerine getirmiyorsan bu toplum o mahkemelere de hepinize de parmak sallar. Görevinizi yerine getirmediğinizi yüzünüze haykıracağız elbette. Sosyal hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş demiş ki ‘Sıfır tolerans ilkesi ile kadın cinayetleri ile ilgili kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.’ Her gün kadınlar öldürülmeye devam ediliyor. Size onlarca kez anlattık kaç kez seslendik sizlere. Ama hiçbir şey yapmadınız” ifadelerini kullandı.
‘6284’ü şiddet ortaya çıkmadan önce uygulamaktır’
Akşahin, “Bu meydanlarda kaç kere buluştuk 6284’ü uygulayın dedik. Siz ne yaptınız koca bir hiç. Siz bu ülkenin kadınları için ne yaptınız kadınların haklarına saldırmaktan aile aile diye konuşmaktan başka hiçbir şey yapmadınız. Kimsenin bu saatten sonra sizin üzgün olmanıza da ihtiyacı yok taziye mesajları göndermenize de gerek yok. Sizin esas göreviniz kadınların esas ihtiyacı olan şey 6284’ü şiddet ortaya çıkmadan önce uygulamaktır. Kadınlara lazım olan şey aile değil eşitliktir elbette. İstanbul ilinde diğer illerde kadın cinayetleri ile ilgili eylemler yapıyoruz elbette öldürülen kadın kardeşlerimizin arkasından çok öfkeliyiz. Kimse vazgeçeceğimizi sanmasın and olsun kadın cinayetlerini durduracağız” diye konuştu.
‘İstanbul’da kadın cinayeti olmayan ilçe kalmadı’
Ardından söz alan KCDP temsilcisi Nuran Karahan, Türkiye de her gün kadınların katledildiğini söyleyerek, İstanbul’un her ilçesinde onlarca kadının katledildiği haberini aldıklarını belirtti. Karahan, “Gitmediğimiz ilçe, mahalle, sokak kalmadı. Koca İstanbul’da kadın cinayeti olmayan ilçe kalmadı. Bizler platform olarak 15 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Kadınlar öldürülüyor ne kadar da güzel bakanlıklar açıklamalarda bulunuyor, kadınlar öldürülüyor bakanlıklar taziye mesajları yayınlıyor, kadınlar sizi taziye mesajlarınızı istemiyor. 6284’ü uygulayacaksınız İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekenler yasaları uygulayacaksınız kadınları koruyacaksınız. Beyoğlu’nda yaşanan o olayda yurttaşlar engel olmasaydı kim bilir neler olurdu. Yaşanan olaylarda hepimiz şunu düşünmüşüzdür o görüntüleri izlerken yurttaşlar olayı engelliyor bir şekilde emniyete teslim ediyor emniyet ne yapıyor failleri serbest bırakıyor” dedi.
‘Bu coğrafya da mücadele etmeye devam edeceğiz’
Devamında söz alan Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü (EHP) Özge Akman şöyle konuştu: “Gözümüzü kadın cinayetleriyle açıyoruz diğer gözümüzü kadın cinayetleriyle kapatıyoruz. Bu ülkede adalet yok. Bu ülkede bakanlar yok. Bu ülkede kadınlar için kadınları düşünen tek iktidar yetkilisi yok. Bunu her kes böyle bilecek biz kadınlar gereğini yapacağız .KCDP 2010 yılından yana bu platformu kurduğumuzda kadın cinayetlerini durduracağız adını verdik. Bu coğrafyada korkunç düzeyde kadınlar öldürülüyor. Bu kadınlar doğal afetle ölmüyorlar bu kadınlar erkekler tarafından öldürülüyorlar. Biz bunu 2010 yılından bu yana anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Bu kadar yıl boyunca bu günün Bakan’ları gibi nice bakanlar geldi geçti bir tanesi kadınlar için bir adım atmadı. Bir adım attı diye soracak olursanız tek bir adım atmazlar. Biz kadınlar da durmadan bu coğrafyada mücadele edeceğiz.”
Protesto eylemi sloganlarla son buldu.
İzmir
İzmir Kadın Platformu, dün İstanbul’da iki kadının katledilmesini protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Kadın Platformu’nun açıklamasından önce Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Kadın Meclisleri de Türkan Saylan Kültür Merkeze önünde açıklama yaptı. Platform adına açıklama yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) İzmir Kadın Meclisleri Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, 6284 sayılı yasanın uygulanması gerektiğini belirterek yasa uygulanıncaya dek mücadele edeceklerini dile getirdi.
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan İzmir Kadın Platformu’nun açıklamasında “Her yer suç mahalli. Faillerden hesap soracağız” yazılı pankart taşınırken sık sık “Jin jiyan azadî”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır”, “Katillerden hesabı kadınlar soracak” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir milletvekili Burcugül Çubuk da katıldı. Basın metnini platform adına Münevver Yalınız okudu.
Katliamların nedeni iktidar ve eril adalet mekanizması
Kadınların bu topraklarda her gün katledildiğini, tacize ya da tecavüze uğradığını ifade eden Yalınız, “Bütün bu cinayetlerin kanı kadınların var olmasına, ayakta kalmasına tahammülü olmayan iktidarın ve onun yönlendirdiği eril adalet mekanizmalarının üzerindedir. Senelerce devam ettirdikleri kadına yönelik her türlü şiddeti teşvik eden politikaların ürünüdür. Dün bir erkek 19 yaşında Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kadını, İstanbul’un ortasında, gündüz vakti yarım saat arayla vahşice öldürmüştür” dedi.
‘Erkekler ceza almayacaklarını biliyor’
2024 yılının ilk 8 ayında 261 kadının, erkekler tarafından katledildiğini, 164 kadının ölümünün ise hala şüpheli olduğunu hatırlatan Yalınız, “Sadece Eylül ayında 34 kadın öldürüldü. Eylül ayında öldürülen 34 kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü. Yine bu kadınların yaklaşık %80’i evinde öldürüldü. Bu veriler kadınların çoğunlukla tanıdıkları ve hatta ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu sayıların her geçen gün artmasının en önemli nedeni, ilişki içinde erkeklerin kadının rolüne yönelik çarpık, mülkiyetçi bakış açısının devlet ve adalet politikaları tarafından desteklenmesidir. Erkekler bu cinayetleri işlediklerinde caydırıcı cezalar almayacaklarını biliyor. Kadınlar da adalet mekanizmasının kendilerini korumadığını” şeklinde konuştu.
‘Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur’
Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin ayrıldığına ilişkin beyanının anlam ifade etmediğini ancak toplum nezdinde bu çıkışın erkek şiddeti önündeki barajı yıktığını vurgulayan Yalınız, bu durumun hızla ve katlanarak artan kadın katliamlarının politik olduğunun en önemli kanıtı olduğunu dile getirdi. Yalınız, “Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en önemli göstergesi salı günü Beyoğlu’nda iki kişi tarafından sokak ortasında yere yatırılarak taciz edilen genç kadının tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır. Erkek şiddeti ve tacizi yaş ve sınır tanımamaktadır. Narin’in acısı hala tazeyken ve 90 haneli bir köyde bu cinayet aylardır çözüme kavuşmamışken bu kez de Osmaniye’de farklı yaşlardan 18 kişinin 14 yaşında küçücük bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu haberiyle sarsıldık. Bu 18 kişi teşhis edilmiş olmasına rağmen, yine bu kişilerden sadece 10’u tutuklanmıştır” diye belirtti.
‘Mutlaka kazanacağız’
Yalınız son olarak şu ifadelere yer verdi: “Bu ülkede kadınlar özgürce var olana kadar, bütün tacizciler, katiller ve işkenceciler hak ettikleri cezayı alana kadar kız kardeşlerimizle omuz omuza el ele mücadeleye devam edeceğiz. Tek bir adım bile geri adım atmayacağız. Her yer kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidardan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, dayanışmaya devam edeceğiz ve mutlaka kazanacağız”
Açıklama sloganlarla sona erdi.
Kaynak: JINNEWS