Mersin ve Antalya’da kadınlar, devletin son 10 yıldır Kurdsitan’da kadınları özel savaş politikalarla hedef aldığını belirterek, bu politikalara karşı öz savunma çağrısı yaptı
Mersin Kadın Platformu, son dönemlerde Türkiye ve Kurdistan kentlerinde artan kadına yönelik şiddete ilişkin Atatürk Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Cadde üzerinde bir araya gelen onlarca kadın, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” yazılı pankart açtı. Kadınlar sık sık “Jin jîyan azadî” ve “Erkek vuruyor devlet koruyor” sloganları attı. Konuya dair açıklamayı platform üyesi Gonca Ocakçı yaptı.
Devletin kadınlara karşı özel savaş politikaları yürüttüğüne dikkati çeken Ocakçı, 12 Nisan akşamı Şirnex’in Dîcle Mahallesinde yaşanan taciz olayını, 10 Nisan’da İzmir Bornova Sokak’ta yaşayan transların saldırıya uğraması ve geçtiğimiz haftalarda Tarsus’ta hamile bir kadının erkek tarafından sokak ortasında katledilmesi gibi kimi şiddet olaylarını hatırlattı. Devletin özel savaş politikalarına karşı sessiz kalmadıklarını, kalmayacaklarını ifade eden Ocakçı, iktidarın yürüttüğü özel savaş politikalarıyla nefreti körüklediğini bu durumun da şiddeti arttırdığını ifade etti.
Toplumda bu politikalarla birlikte arşa çıkan kadın düşmanlığının şiddetle, cinayetlerle sonuçlandığına dikkati çeken Ocakçı, mücadele vurgusu yaparak şunları söyledi: “Kadınları malı, ‘namusu’, evinin bir eşyası gibi gören bu ataerkil düzen ve onu besleyen, katliamları teşvik eden bu iktidarın karşısında örgütlü mücadelemizle ve öz savunmamızla varız. Nefretin, savaşın, homofobi ve transfobinin, eşitsizliğin kol gezdiği bu topraklarda gücümüzü birlikteliğimizden, mücadelemizden alıyoruz, almaya da devam edeceğiz.“
Tacize, istismara geçit yok
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Antalya Kadın Meclisi üyesi birçok kadın da Attalos Meydanı’nda “Tacize ve istismara geçit vermeyeceğiz” pankartı açarak tepki gösterdi. Açıklamada konuşan meclis üyesi Songül Şarklı, iktidarın, özel savaş politikalarıyla yıllardır kadınları, gençleri ve çocukları hedefine koyduğunu ifade etti. Özellikle son 10 yıldır bu politikaların merkezinin Kurdistan olduğuna dikkati çeken Şarklı, “Kayyımların özelde kadın kurumlarını hedef alıp kapatması, bunun yanında kolluk kuvvetlerinin tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi genç kadınları hedef alması, yine gerici, tekçi, cinsiyetçi oluşumlar olan siyasal İslam’ın kurumlarının yoğun bir şekilde açılması ve toplumun ahlaki politik değerlerinin bunlar eliyle çürütülmesi özel savaşın Kürdistan’daki boyutunu gözler önüne sermektedir” dedi.
Kurdistan’ın devlet eliyle yozlaştırılmaya çalışıldığını ifade eden Şarklı, “Bilinmelidir ki Kürt Kadın Özgürlük Hareketi olarak, başta Kürdistan olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara yönelik geliştirilecek her türlü ahlaksızlığa, şiddete ve adaletsizliğe karşı sessiz kalmayacağımızı ve toplumsal örgütlüğümüzü sağlayarak öz savunma hakkımızı geliştirerek cevap vereceğimizi bir kez daha belirtiyoruz” diye belirtti.
Kaynak: MA