Yerel seçimlerde partilerce gösterilen 3 bin 636 adaydan 245’inin kadın olmasını eleştiren KA.DER Başkanı Nuray Karaoğlu, samimi olan partilerin yerel seçimlerde HDP gibi eşbaşkanlık ya da buna benzer çözümleri uygulayabileceğini söyledi.
Siyasi partilerin 31 Mart yerel seçimler öncesi, adaylık konusunda eşit temsiliyeti yakalayıp yakalamayacağı tartışılıyor. Yerel yönetimlerde söz sahibi olmak isteyen kadın adayların görmezden gelinip gelinmeyeceği ve siyasi partilerin yine bu konuda sınıfta kalıp kalmayacağı da kadınların üzerinde durduğu diğer bir konu.
Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) Başkanı Nuray Karaoğlu, Mezopotamya Ajansından’dan Necla Demir‘e yaklaşan seçimler öncesi Türkiye siyasetinde kadınların eşit temsiliyeti ve yerel yönetimlerin kadın politikalarını değerlendirdi.
‘HDP eşitliği sağlayacak’
31 Mart yerel seçimlerinde 2014’teki yerel seçimlerinin gerisine düşecek rakamlarla karşı karşıya kalınacağını söyleyen Karaoğlu, “2014 yerel seçimlerinde 4 bin 758 aday içerisinde 451 adayın kadın olduğunu gördük. Şimdiyse resmi olmayan rakamlara göre, 3 bin 636 aday sayısının 245 tanesi kadın. AKP’nin bin 297 adayından 24’ü, CHP’nin 898 adayından 45’i, MHP’nin 750 aday arasından 14’ü kadın. HDP’nin 290 adayından 155’i kadın ve her zamanki gibi eşitliği sağlayarak yüzde 50’lik orana denk geliyor. Oranlar vahim ve kadınlar bu seçim döneminde de görmezden gelinecek. Siyasi partiler yine sınıfta kalacak ve hatta sınıfı hiç geçemeyecek” dedi.
‘Siyasetin gerekliliği kadın bakış açısıdır’
Kadınlar açısından yerel yönetimlerin önemine dikkat çeken Karaoğlu, “halkın ihtiyaçlarına cevap verdiği en kısa mekanizmalar” olarak tanımladığı yönetsel mekanizmaların kadınların ihtiyaçlarına da cevap olacağını söyledi. Karaoğlu, bunu “Çünkü bir mahallede, ilçede yaşayan kadının Ankara’daki vekillere sesini duyurmasıyla belediyeye ulaştırması arasında çok fark var. Her cins kendi ihtiyaçlarını önceleyen kararlar alır. Gece belli saatlerde evine ulaşmaya çalışan kadının duyduğu tedirginliği erkeğin hissetmesi mümkün değil. Uygulamaların kadın bakış açısıyla yapılması gereken de siyasetin gerekliliğidir” sözleriyle açıkladı.
‘Samimilerse HDP gibi çözüm üretebilirler’
HDP’nin eşit temsiliyet oranını yakalamasının nedeni olarak eşbaşkanlık sistemini gösteren Karaoğlu, şöyle devam etti: “KA.DER olarak siyasi partilerle görüştüğümüzde, kadın temsil oranlarının vahametine dikkat çektiğimizde konu siyasi partiler yasasının değişmesine getiriliyor. ‘Kadın kollarınız fiziksel olarak varlar ama özel bütçeleri ve imza yetkileri yok’ diyoruz. ‘Erkeklerin konumlandırdığı bir yerde görev alıyorlar. Bu da eşitlikçi yapıyı oluşturmuyor değiştirin’ dediğimizde ‘yasa buna izin vermiyor’ diyorlar. HDP de Türkiye’de bu yasaya tabi bir parti. Dolayısıyla burada niyet önemli. Siz de bu niyette samimiyseniz bu ya da buna benzer çözümleri kendi iç mekanizmalarınızda yapabilirsiniz. Her zaman yasada yer alması uygulanabiliyor anlamına gelmiyor. Buna, ciddiyetle bakan zihniyet dönüşümü de gerekli. Eşbaşkanlık sisteminin batıda da uygulanması karar vericilerin gösterecekleri iradeye bağlı. Sistemin adı önemli değil. Önemli olan toplumun yarısını oluşturan kadınların ‘temsilde de yarısını oluşturma konusunda bir irade sergiliyoruz’ demeleridir. Partilerin yaptığı ittifak erkek ittifakından çıkartılıp toplumun refahına dönüştürülecek şekilde yapılırsa ve kadınların ihtiyaçlarını görmezden gelmezlerse çok rahat çözüm üretebileceklerini düşünüyoruz.”
Sığınma evlerindeki kadınların oy kullandırılmaması
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de sığınmaevlerinde kalan kadınların oy kullanamayacağına vurgu yapan Karaoğlu, bu kadınlar için hızlıca çözüm üretilmesi gerektiğini söyledi. Anayasayla teminat altına alınan en önemli haklardan bir tanesinin seçme ve seçilme hakkını kullanabilmek olduğuna dikkat çeken Karaoğlu, “Sığınmaevlerinde kalan kadınların bu haklarının ellerinden alınması doğrudan doğruya Anayasa’ya aykırı bir uygulamadır. Kimlik karartılması nedeniyle oralarda kadınların bulunması oy kullanmalarında bir engel teşkil etmemeli. Çünkü, kanun yapıcı olan zihniyet birçok soruna çözüm getirme becerisini de taşımak zorundadır. Bu da idare etme yetkisiyle birleşiktir. Buradaki kadınların oy kullanma haklarının güvenlik gerekçesiyle ellerinden alınması yerine onlara uygun bir çözüm oluşturularak o kadınların da bu anayasal haklarından faydalanmaları gerektiğini ve hükümetin görevi olduğunu savunuyoruz. Sığınaklarda bulunma nedenleri hak ihlallerine uğramalarından kaynaklanıyor ve bir mağduriyetleri söz konusu” diye belirtti.
Ayrıca bu kadınlara oy kullandırılmamasının ikinci bir mağduriyet alanı yarattığını sözlerine ekleyen Karaoğlu, “Sıkıştırılmış alanlarda kalınıyor. ‘Bir vatandaş olmak istiyorsan, uğradığın haksızlıklara ses çıkartma ve bulunduğun yerde kal. Eğer sesini çıkartıyorsan ve sığınığa gelmeyi göze alıyorsan birçok şeyi de kaybedeceksin’ gibi kadınlara gizli bir projeksiyon gösterme durumu var. İkinci bir hak kaybına ve kadının hiçselleştirilmesine engel olunması gerekir” diye konuştu.
‘Kadınlar erkeklere oy vermeyi bıraksın’
KA.DER olarak her seçim döneminde kadın adaylar konusunda çalışma ve eğitimler verdiklerini ifade eden Karaoğlu, kadınların siyasi hayatta var olmak adına ısrarlı bir mücadele gösterdiklerini belirtti. Kadınları seçenlerin yine erkekler olduğunu ve kadınların bu konuda bir önlem alması gerektiğini kaydeden Karaoğlu, “Kadınların yüzyıllardır devam eden bu eşitsizliğe ve eksik temsilin önüne geçmek için daha örgütlü bir model geliştirmesi gerekiyor. Yapmamız gereken şu; yıllardan beri hep erkeklerin bizi değerlendirmesini ve sıraya koymasını bekledik; ama kadınlar birbirlerini desteklemeliler. Seçilmeye aday olan kadınların bu konuda yapacakları yeterli değil. Bir bölümde bu seçimlerde seçmen olacak olan kadınlardır. Toplumun yüzde 51’ini kadınlar oluşturuyor. Seçmenler olarak önemli bir güce sahibiz. Kadınlar kadınları seçmeliler ve erkeklere oy vermemeliler. Kendi siyasi görüşleri paralelinde kendilerine en yakın gördükleri kadını önceleyerek oylarını kadınlara vermeliler. Bu seçim döneminden başlayarak artık kadınlar, erkeklere oy vermeyi bıraksınlar. Çünkü kadın varsa adalet var. Kadın varsa demokrasi ve eşitlik var diyoruz” diye konuştu.