İktidarın sermaye ile kol kola girerek sürdürdüğü doğa yağmasına karşı mücadelede kadınlar en önde
AKP iktidarının özellikle hedef aldığı ve saldırılarını yoğunlaştırdığı kadınlar, yaşamın her alanında mücadelesini en üst düzeyde yürütüyor. İktidarın kadınlara ve doğaya karşı açtığı savaş paralellik gösterirken, ekoloji mücadelesine kadınların öncülük etmesi de tesadüf olarak görülmüyor. Dünyanın dört bir yanında kimliği, bedeni ve emeği için yüzyıllardır mücadele veren kadınlar, doğa talanına karşı da mücadelesini yürütüyor. Kadınlar doğa ve yaşam alanları için verilen mücadelenin de en büyük öznesi ve öncüsü olarak önplana çıkıyor. Hayatlarını korumak için sokaklara çıkan kadınlar, doğalarını korumak içinde sokağa çıkmaktan hiç çekinmedi ve mücadelenin en direngen kesimi oldu.
Akbelen’den Cudi’ye
Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’in hazırladığı haberde, Türkiye’de de Gezi eylemleri sonrasında fiili mücadeleyi en aktif kullanan kadın ve ekoloji hareketleri geçmişten gelen doğal bağı daha da güçlendirerek, iktidara geri adım attıran eylemlerde bulunduğu belirtildi. 1990’lı yıllarda Bergama’da altın madenine karşı mücadele ile öne çıkan kadınlar Karadeniz’de “Yeşil Yol”a, Hidroelektrik Santrallere (HES), Kurdistan kentlerinde barajlara, Aydın’da Jeotermal Enerji Santrallere(JES) ve Akbelen’de madenlere kadar birçok mücadeleye öncülük etti.
Devlet kim?
Rize’de askerin karşısına geçip “Devlet kimdir? Ben halkım” diyen Havva ana ile “Ömrümün sonuna kadar Cerattepe için ne yapmak gerekiyorsa yapmaya hazırım” diyen Erzade teyzeden bayrağı alan kadınlar, bugün Amasya Çambükü’nde merasını organize sanayi bölgesine karşı, Akbelen’de zeytinini, Cudi’de ormanını koruyor. Gün geldi yüzlerine biber gazı sıkıldı, gün geldi üzerlerine kaya yuvarlandı ama kadınlar iş makinelerinin önünden ayrılmadı. Artvin’in Arhavi ilçesindeki HES projesine karşı verilen mücadele dönüm noktalarından birisi olurken, “Kadın Atmacalar” o direnişten kalan bir söylem oldu.
İZMİR / MA