İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasıyla ‘kadın katliamlarına’ zemin hazırlandığını söyleyen kadınlar, iktidarın kadının gücünden ve mücadelesinden korktuğunu vurguladı
Kadına dönük şiddet ve cinayetlerin her geçen gün artış gösterdiği süreçte İstanbul Sözleşmesi’nin siyasi iktidar tarafından hedef alınması başta kadın örgütleri olmak üzere birçok kesim tarafından tepkiyle karşılandı. Mezopotamya Ajansı (MA)’ndan Arjin Dilek Öncel’e konuşan kadın kurum temsilcileri İstanbul Sözleşmesi’nin siyasi iktidarın kadın haklarına ilişkin saldırısını değerlendirdi.
‘Kadın mücadelesinden korkuyorlar’
Sözleşmeden geri çekilme girişimini “kadın düşmanı politikalar” şeklinde yorumlayan Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) üyesi Ayşe Esmer, kazandıkları haklarından vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Kadınlara dönük baskılar karşısında geri adım atmayacaklarını kaydeden Esmer, “Biz buradayız. Vazgeçmiyoruz. Önce Rosa Kadın Derneği sonra TJA ve sosyalist kadınlara dönük bu baskılar asla sonuç vermeyecek. Saldırılar kadının gücünden ve mücadelesinden korktuklarının kanıtıdır” diye konuştu.
‘Çocuk istismarı meşru hâle getiriliyor’
“Sözleşmeye karşı çıkanlar, sözleşmenin maddelerinden habersiz” diyen Esmer, şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi’ni bir kez bile açıp okumamış iktidar ve yanlıları sözleşmeye el uzatmaya çalışıyor. Aynı iktidar, aylardır kayıp olan Gülistan Doku’yu bulamıyor. Bu iktidar, katledilen kadınlar için tek bir söz söyleme gereği duymayan, Fatma Altınmakas’ın uğradığı tecavüzü ve katliamı el birliğiyle örtbas etmeye çalışan, çocuk istismarını meşru hâle getiren bir iktidar. Bu iktidar ‘tek bir kişi daha eksilmek istemiyoruz’ diyen kadınları işkenceyle gözaltına alınmasına yön veren bir iktidar. Tüm saldırıların farkındayız. Saldırılar karşısında mücadelemiz büyüteceğiz.”
‘Onlar saldırdıkça biz direneceğiz’
Kadınların tek kurtuluşunun “örgütlenmek ve birlikte direnmek” olduğunu sözlerine ekleyen Esmer, şöyle devam etti: “Kadınlara sadece ev içi hizmeti dayatan, anneliği kutsayan, her türlü baskıyı ‘fıtrat’ diyerek meşrulaştırmak isteyen zihniyete ve erkeklik hastalığına karşı mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Onların fıtratına karşı bizim direnişimiz var. Hiçbir baskı, gözaltı terörü kadın özgürlük mücadelemizi durduramayacak, bizi bitiremeyecek. Onlar saldırdıkça biz direneceğiz. Kadınların tek kurtuluşu örgütlenmek ve birlikte direnmek çünkü.”
‘Sokaklarda olacağız’
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Seval Gülmez ise, sözleşmeden çekilmenin “kadının yaşamdan koparılması” anlamını taşıdığını kaydetti. Sadece Temmuz ayında 30’dan fazla kadının katledildiğini anımsatan Gülmez, “İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmek demek katliamlara zemin hazırlamak demek. Her gün birden fazla kadın katlediliyor. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar açısından hayati önemini bir kez daha hatırlatmak lazım” dedi.
Kürt kadınları başta olmak üzere tüm kadınların özgürlük ve hakikat arayışında olduklarını vurgulayan Gülmez, “Bize verilmek istenen mesaja yanıtımız çok net. Bizi evlere kapatmak isteyen zihniyete karşı sokaklarda olacağız, her alanda söz hakkımızı kullanacağız” şeklinde konuştu.
DİYARBAKIR