Sakine Cansız ve arkadaşlarının fikirlerinin devrim yarattığını söyleyen Cansız’ın dayısı Hüseyin Yıldırım, ‘Eskiden kadınlar tek başına sokakta yürüyemiyordu. Bugün başta Kürdistan olmak üzere kadınlar ayakta, sokağı terk etmiyor, her yerde haykırıyorlar. Bu Sakinelerin verdiği mücadele ve örgütlemeden geliyor’ dedi
Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te PKK kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ile Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez katledildi.
Diyarbakır cezaevinde işkenceci Esat Oktay’ın yüzüne tükürerek boyun eğmeyen Sakine Cansız (Sara), direniş abidesi olarak tarihe geçti. Cansız’ın çocukluk ve gençlik yıllarının bir kesimine şahit olan dayısı Hüseyin Yıldırım (76), onu “Ailenin asi kızı” diyerek anlattı. Cansız’ın henüz çocuk yaştayken içinde özgürlük tutkusunun oluştuğunu belirten Yıldırım, Cansız’ın ilgilendiği her işe titizlikle yaklaştığını ve ailesinde haksızlığa müsaade etmediğini söyledi.
Gençlik yılları
1970’li yılların başında Hollanda’ya gittiğini ve 1977 yılında Türkiye’ye döndüğünü belirten Yıldırım, Cansız’ın mücadeleye aktif katılmadan kısa bir süre önce İzmir’de fabrikada işçi olarak çalıştığını belirtti. Bir yandan fabrikada çalışan, diğer yandan işçileri örgütleyen Cansız ile Dersim’de buluştuklarını ifade eden Yıldırım, “Döndüğümde Sakine siyasi faaliyetler içerisinde yer almaya başlamıştı. Onunla Dersim’de görüştük. Henüz ilk yılları olmasına rağmen halk arasında bilinen ve sevilen biriydi. Aile içerisinde de Sakine’nin görüş ve fikirleri ağır basıyordu” diyerek, Cansız’ın gençlik yıllarını anlattı.
Sakine sayesinde Kürt olduğumu anladım
Cansız’ın kendisine Kürtlerin yaşadığı sorunlardan bahsettiğini belirten Yıldırım, “Bana, Kürtlerin yaşadığı baskıdan söz etti. Ona kızgın bir şekilde, ‘Biz Türk oğlu Türküz. Nereden Kürt olduk. Horosan’dan geldik biz. ‘Ben bunları söyleyince bana bakıp güldü ve ‘Tamam dayı, sen ne biliyorsan öyle yap.’ Sakine’nin o tavrı ve yaklaşımı beni zaten düşünmeye itti. Daha sonra ben nasıl Türk olabilirim ki? diye düşünmeye başladım. Sakine sayesinde Kürt olduğumu anladım” dedi.
Yıldırım, Cansız’ın ağabeyi Haydar Cansız’a çok düşkün olduğunu hatırlatarak, “Haksızlığa karşı boyun eğmezdi. Özellikle kardeşlerinden birine haksızlık yapılmasına asla izin vermezdi” diye anlattı.
Cezaevinden kaçış
PKK’nin kuruluşuyla birlikte Elazığ’da örgütleme yaptığı dönemde Cansız’ın gözaltına alınarak tutuklandığını ve Malatya Cezaevi’ne konulduğunu anımsatan Yıldırım, “Sakine Malatya Cezaevi’ne konuluyor. Ancak cezaevinden kaçıyor ve yakalanıyor. Daha sonra Diyarbakır, Amasya ve Çanakkale cezaevlerine gönderiliyor. Sakine tahliye olmasından kısa bir süre sonra da yurt dışına geldi. Onu görmek için kaldığı yere gittim ve orada görüşme fırsatım oldu. Ona Malatya Cezaevi’nden nasıl kaçtığını sordum. Cezaevinden kaçışını şu şekilde anlatmıştı: ‘Cezaevi girişinde bulunan gardiyanlarla konuşmayan bir kadın gardiyan vardı. Fırsatı bulunca onun elbiselerini giydim ve cezaevi kapısından çıktım. Kapıdaki gardiyanlar bana seslendiler ama ben onlarla konuşmuyormuşum gibi yaptım. Onları umursamıyormuşum gibi elimi salladım ve çıktım. Daha sonra bir durağa gittim ama duraktayken jandarma geldi ve beni tekrar aldı.’ Amasya Cezaevi’nden de tünel kazıp kaçmaya çalışıyorlar ve tünelin sonuna geldiklerinde yakalanıyorlar” diye aktardı.
Sakineler, bu halk için mücadele verdi
Cansız ve mücadele arkadaşlarının fikirlerinin bir dönemi değiştirdiğini ve yeni bir dönem açtığını kaydeden Yıldırım, “İnanç, bilinç ve kadın alanında devrim yaptılar. Her alandaki değişimi birleştirmeyi başardılar. Eskiden kadınlar tek başına sokakta yürüyemiyordu. Bugün başta Kürdistan olmak üzere kadınlar ayakta, sokağı terk etmiyor, her yerde haykırıyorlar. Bu Sakinelerin verdiği mücadele ve örgütlemeden geliyor. Sakineler, Mazlumlar hepsi bu halk için mücadele verdi. Onların gözü arkada kalmadı. Bugün onların öncü olduğu, yeşerttiği fikirler Rojava’da, Şengal’de yapılaştı. Bu onların eseridir ve onların yarattığı güçtür” ifadelerini kullandı.
Sahip çıkalım
Cansız ve 2 arkadaşının katledilmesini “devletin korkusu” olarak yorumlayan Yıldırım, “Devlet onları güç olarak gördü. Çünkü bir halk içerisinde kadın örgütlenmesi olduğu zaman orada devrim olur. Onlar bundan korktular ve 3 Kürt kadını katlettiler. Son olarak söylemek istediğim şey, Sakine ve yol arkadaşlarının yarattığı bu değerlere sahip çıkalım” ifadesinde bulundu.
Kaynak: MA