Erkek devlet şiddetine karşı her alanda örgütlenmenin gerekliliğini vurgulayan ve bunun için direnen kadınlar, 25 Kasım’da sözünü söylemeye hazır
Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, ne geçmişte ne de bugün direnmekten vazgeçmedi. Erkek devlet şiddetine karşı her alanda direnen kadınlar, tarihsel dönem içerisinde işkencelere maruz bırakıldı, tecavüze uğradı, katledildi. Her dönem farklı boyutlarıyla bugünlere taşınan her türlü erkek şiddetine karşı kadınların örgütlenmesi de birçok alanda gelişti.
Jinnews, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla kadın hakları aktivistleri ve siyasetçi kadınların mesajlarını aktardı.
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Türkan Poyraz, “Em Xwe Diparêzin” kampanyası kapsamında “Dilimizi, toprağımızı, kültürümüzü, yaşamımızı, özgürlüklerimizi savunuyoruz” çerçevesinde bir kampanyanın startını verdikleri 4 aylık kampanyaya vurgu yaptı. Bu süreçte yaptıkları çalışmaları anlatan Poyroz, “Toplumun özgürlüğünün kadının özgürlüğünden geçtiğini söylüyoruz ve kadınları 25 Kasım’da alanlara çağırıyoruz” dedi.
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi Sözcüsü Havva Cuştan: Bu süreç hükümetin politikalarıyla erkekleri cesaretlendirdiği bir süreç oldu. İktidarın, çocuk istismarı yasası ve İstanbul Sözleşmesi’ni gündeme getirmesinde kadınların direnişi ile karşılaştı. İpek’in öfkesiyle, Gülistan’ın öfkesiyle, Nadira’nın öfkesiyle, Pınar’ın öfkesiyle sokaklarda olacağız. Kadınlar bu öfkeyi diri tutarak 25 Kasım’da olacak. Sen yoksan çok eksiğiz. Vazgeçme diren erkek şiddetine karşı 25 Kasım’da örgütlen.
Kampüs Cadıları’ndan Selina Sahra: İstanbul Sözleşmesi, nafaka hakları, tacizcilere verilen indirimler gibi birçok olay yaşadık. Ama bu yıl kadınların yılı da diyebiliriz. Birçok ayaklanma gerçekleştirdi. 8 Mart’tan Las Tesis’e bir sürü güzel eylemler çalışmalar yaptık. Taciz ve tecavüzlere karşı 25 Kasım, kadınların mücadelesine güç olacak. Kampüs Cadıları olarak 25 Kasım’da bütün kadınlarla buluşmak ve bir araya gelmek için sabırsızlanıyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu: Siyasette ön plana çıkmış ve kadınların sözünün söyleyen kadınlara yönelik, tutuklama, gözaltına alma gibi uygulamalar devam etti. Türkiye’de üniformalıların yaptıkları tecavüzler var. Kadınlar kaçırılıyor, kaybediliyor, bunları yapanların kimisi emniyet mensubu kimisi de Musa Orhan gibi uzman çavuş. Kadınların geleceğini elinden almak isteyen bu iktidara karşı kadınlar can siperane mücadele edecek geri atmayacak.
İnsan ve Özgürlükler Partisi (PİA) Genel Başkan Yardımcısı Menice Gülmez: İçinde bulunduğumuz coğrafya sebebiyle kadın mücadelesi yüzyıllardır sürüyor. Kadın mücadelesi bundan sonra da sürecektir. Kadının bu mücadeleyi sürdürebilmesi için ekonomik, kültürel, siyasi olarak kendisini geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi. Gülmez, “Kendi çabamızla öz benliğimizle kendimize sahip çıkmamız gerekiyor. Diğer taraftan kadınlar olarak birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor. Her alanda birbirimizle dayanışmamız, destek olmamız gerekiyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eşbaşkanı Öznur Bartın: Bizler de özellikle 25 Kasım gibi mücadele günü ilan edilen bir günde de bu mücadele ağlarının daha da büyütülmesi ve her kesimden kadınların bir araya gelerek örgütlenmesi istiyoruz.
Star Kadın Derneği üyesi Meryama Aslan: Kadınlar birlikte vardır. Kadınların hep birlikte hareket etmesi gerekir. Kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı kadınlar birlikte mücadele ederse, kol kola, yan yana hareket etmeye çağırıyoruz.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İl Başkanı Semra Odabaşı: ‘Kadına şiddete hayır’ diyoruz. Yetmiyor mu hayır yetmiyor. Karakola gidin, hukuka başvurun yetiyor mu hayır, kadına yönelik şiddeti nasıl durdurabiliriz diye yeni bir başlık tartışmalıyız. Kadına yönelik şiddet sadece kadın olmakla alakalı bir durum mudur? Sosyolojik bir boyutu var mıdır? Yapılması gereken durumlar nelerdir? Hangi önlemleri aldık? Kadın birliğinin oluşması gerektiğini düşünüyorum. Şiddetsiz bir dünya diliyorum.
İlerici Kadın Meclisleri’nden Ekin Kanar: 25 Kasım tüm kadınlar tarafından önemsenmeli ve sahip çıkılmalı. Aktivist konumda olan kadınlar şiddeti tanımlayabiliyor ama diğer kadınları da dahil etmenin yolu açılmalı. Biz dayanışma ağlarında, mahalle meclislerinde yer almaya çalışıyoruz. Bütün kadınların mücadeleye sahip çıkması gerektiğini ve 25 Kasım’da altını çizdiğimiz şeyi birlikte yapmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Mor Dayanışma’dan Deniz Uslu: 25 Kasım’a bir yandan ‘evde kal’ çağrıları bir yandan da çalışmak zorunda olduğumuz, evlerin de güvensiz olduğu bir süreç içinde gidiyoruz. Mor Dayanışma olarak, ‘Güvende değiliz’ diyen kadınların isyanı sarsıyor tüm dünyayı’ şiarıyla karşılıyoruz. Biz buna isyanımızı kattığımız, kadın dayanışmasını kattığımız bir slogan yerleştirerek 25 Kasım’da İzmir’in de birkaç ilçesinden stant ve etkinliklerle buluşacağız, kadınlarla yan yana geleceğiz.
İlerici Kadınlar Meclisi Nergis Yanar: Genel olarak kadınlarla tanışıp, iletişim kurmaya çalıştık. Yıl içinde daha çok psikolojik şiddetin ne olduğunu anlatmaya çalıştık. Şiddet, kabullenmesi zor bir durum. Kadınlara şiddeti anlatmaya çalıştık. 25 Kasım günü orada birlikte olup pankart taşımak değil, orada tanıştıkları insanlarla yaşam devam ediyorken de birlikte yürümelerini diliyorum.
Sosyalist Kadın Meclisleri’nden Didar Gül: Pandemi var, deprem oldu ama kadına yönelik şiddet artmaya devam etti. Kadınların uygulanması için mücadele ettiği ve kadınların reçetesi olan İstanbul Sözleşmesi’ne göz dikildiği bir dönemde sokakta olmanın daha farklı bir anlamı var. Bu sene de ‘vazgeçme ve örgütlen’ diyerek kadınları sokaklarda olmaya çağırıyoruz.
Kadın Savunma Ağı’ndan Gizem Coşkun: Mirabal Kardeşler’in direnişi hepimizin ortak öyküsü ve şimdi daha büyüğünü yazmaya geliyoruz. İpek Er’in, Nadira’nın, Sezay’ın, Şule’nin ve katledilen tüm kadınların isyanını alanlara taşıyacağız. Pandeminin yükünü sırtımıza yükleyen fırsatçı iktidara inat erkek şiddetiyle hayatımızı denetim altına almaya çalışanlara inat kadınları 25 Kasım’da sokaklara çağırıyoruz.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Saime Topçu: Kadın yoksa hak da yoktur. Her inançtan, her halktan kadınları birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Bizler direnmek zorundayız. Bizler mücadele etmek zorundayız. Herkesi kazanılmış haklarımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.
Kadın Zamanı üyesi Nazlı Andan: “Devletin kadına yönelik politikası şiddetle arttı. Şüpheli kadın ölümleri, kadın katliamları sayısı kadar çok gerçekleşti ve çoğunun üstü kapatılmaya çalışıldı. Kürt illerinde uygulanan savaş politikaları ‘üniformalı şiddet’ kavramını açığa çıkardı. Kürt kadınların özgürce sokağa çıkabileceği alan yok. Kadınlar, kafelerde, sokaklarda GBT’ye ve üniformalı dediğimiz kişilerin bir takım tacizine maruz kalıyorlar. Bunun önüne geçebilmek için çeşitli örgütlenmelerle kadınların bir araya gelmesi de özsavunma biçiminin kendisidir. 25 Kasım’da Kadıköy’de isyanı büyüteceğiz.
HABER MERKEZİ