Katleden, tecavüz eden, şiddet uygulayan erkek egemen sisteme karşı kadınlar çeşitli yöntemlerle mücadele ediyor. TJA’nın ‘Kendimizi Savunuyoruz’ kampanyası da bu mücadele yöntemlerinden biri. TJA’lı aktivistler çalışmalarını anlattı
Tevgera Jinên Azad’ın (TJA) tecride, tacize, tecavüze, siyasi soykırıma ve inançlara yönelik saldırılara karşı 15 Eylül’de başlattığı “Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi Savunuyoruz) kampanyası, çeşitli etkinliklerle devam ediyor. Kadınlar bu kampanyayla yaşamın her alanında “özsavunma”nın önemine dikkat çekiyor. Jinnews’e konuşan TJA Batman aktivisti Gülistan Sönük, “neden kendimizi savunuyoruz ve savunma ihtiyacını duyuyoruz” sorularına cevap verdi.
Tarih boyunca kadınların erkek egemen zihniyetin saldırısıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Gülistan Sönük, “Kadını dönemin siyasi atmosferine göre din, toplum değerleri, aile değerleri, kız kardeş, eş adı altında dört duvar arasına sıkıştırıyorlar. Biz kadınların da tarihten bugüne bütün bunlara karşı verdiğimiz bir mücadele var. Bu mücadele bugün ‘Em Xwe Diparêzin’ sloganıyla devam ediyor” dedi.
‘Kürt kadını ön saflarda’
Özellikle Kürt kadınlarına yönelik bir saldırının olduğunun altını çizen Sönük, bütün saldırılara rağmen Kürt kadınlarının Ortadoğu’da, Türkiye’de mücadelede ön saflarda yer aldığını söyledi. Sönük, şu sözlerle devam etti: “Özellikle son dönemde devlet polis ve uzman çavuşlar eliyle Kürt kadınlarına saldırıyor. Hem fiziki hem de psikolojik bir saldırı var. Kendilerine pilot şehirler seçiyorlar ve buralarda kadınlara yöneliyorlar. Bu dönemde Batman onlar için pilot şehir. İpek Er şahsında Kürt kadını ve Batmanlı kadınların sesini kısmak istediler. Böyle bir saldırı ile Kürt kadını ve toplumuna mesaj veriliyor. 1990’lı yıllarda Mardin’de Musa Çitil eliyle bu suçlar işlendi. Bir dönem Bingöl’de işlendi. Hepsi cezasız kaldı. Bugün Musa Orhan, Musa Çitil’in cezasız kalmasından cesaret alarak tecavüz suçunu işledi.”
‘Köy köy geziyoruz’
Kürtlerin doğasız, tarihsiz, dilsiz ve kültürsüz bırakılmak istendiğine işaret eden Sönük, “Biz de bütün bu saldırılara karşı kendimizi savunuyoruz. Batman’da mahalle mahalle, sokak sokak, köy köy geziyoruz. Kadınlarla bir araya geliyoruz. Maruz bırakıldığımız saldırılara karşı bilinçlendiriyoruz. Kadınları dinliyoruz. Ortak tartışmalar yürütüyoruz. Bedellerle elde ettiğimiz haklarımızı nasıl koruyabileceğimiz üzerinde duruyoruz. Kampanya boyunca ve kampanyadan sonra bu çalışmalar devam edecek” diye konuştu.
Yegâne güç kadınlar
AKP-MHP iktidarının Kürt kadınları üzerinde yürüttüğü kirli politikalara karşı durmak için kampanyayı başlattıklarını söyleyen TJA Aktivisti ve Batman Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz da şu anda Kürt coğrafyasında ilk hedefte kadınların olduğunu belirtti. Sistemin bilinçli bir şekilde kadınlara saldırdığını dile getiren Korkmaz, “Tabii ki müdahalelere karşı durmak için bizler de bu kampanyanın elzem olduğunu düşünüyoruz. Kadınlarla temas kuruyoruz. Bugüne kadar gitmediğimiz köylere gittik. Çünkü köydeki kadının bize ulaşma imkânı çok zayıf. Hedefimiz bugüne kadar ulaşamadığımız bütün kadınlara ulaşmaktır. Çocuklarımızı istismardan koruyacağız. Gençlerimizin ‘aşk’ adı altında kandırılmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
‘Sesimizle, rengimizle var olacağız’
Urfa’daki şiddet, istismar ve tecavüz olaylarına ilişkin konuşan Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç İzol, “Her yerde kapitalist modernite yaşatılmaya çalışılırken Urfa’da da feodalizm korunarak farklı bir politikayla yürütülmeye çalışılıyor. Burada kadının kendini rengiyle var etmesini engelleyen bir durum var” dedi.
Kadının toplumda eşit bir konumda olmadığını vurgulayan İzol, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. İzol, şu çağrıda bulundu: “Kadın örgütlenmelerine sahip çıkılarak güçlendirilmeleri gerekiyor. Kadınların kendilerini var ettiği alanların çoğalması gerekiyor. Biz yaşamda varız ve kendi rengimiz ve sesimizle var olacağız. Kadınların ‘Kendimizi Savunuyoruz’ demekten başka yapabileceği bir şeyi yok. Çünkü öldürülen kadın, ‘Niye o saatte oradaydın, niye gittin’ gibi söylemlerle suçlanıyor. Yaşamak için kendimizi savunmak zorundayız. Bu anlamıyla TJA kampanyasını anlamlı buluyorum. Kadınlar kimliğine sahip çıkmalı.”
BATMAN/URFA