Kadın bakanlığını 2011’de kaldıran AKP iktidarı, şimdi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışma bakanlığıyla birleştirileceğini açıkladı. Bu kararla birlikte devlette kadın politikasına dair hiçbir kırıntı kalmadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gece gençlerin sorularını yanıtladığı bir programda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı birleştireceklerini açıkladı. Erdoğan gençlere, “Bunu daha sonra açıklayacaktım ama size kıyağım olsun, bu bakanlıklar birleşecek, dolayısıyla burada yeni bir kadrolaşma olacak” diyerek şöyle devam etti: “Bu kadrolaşmayla gerek illerdeki gerek merkezdeki kadroların sayıları artacak.” Cumhurbaşkanı dün de, bir öğrencinin üniversite yönetimlerine ve dekanlıklarına gençlerin atanmasıyla ilgili sorusuna, dekan olmanın her yiğidin veya her kadının işi olmadığını, dolayısıyla kendisini ispat etmesi gerektiğini söyleyerek ekledi: “Şimdi illa bir genç bayan atayalım diye kalkıp da dekanlığı verirsek bu olmaz. Çünkü bu iş ilim ister, bu iş tecrübe ister, bu iş uygulama ister, bu iş başarı ister. Politika başka bir şey.”
Kadın bakanlığı kalktı
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 2011 yılında kaldırarak yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurduğu Kadın Bakanlığı, Türkiye’deki hiçbir iktidar döneminde görevini tam olarak yerine getirmese de, kadınlar açısından önemli bir gösterge ve görünebilirlik anlamlarını taşıyordu. Kadın örgütlerinin tepkilerine ve iletilen üç bini aşkın imzaya rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Biz muhafazakâr demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli” diyerek, kadın bakanlığını kaldırmıştı. AKP iktidarıyla birlikte kadının sadece aile içerisine hapsedilmesi ve yok sayılması kadın çevreleri ve feminist örgütler tarafından sert bir şekilde yıllardır eleştiriliyor.
Kadın verileri
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, kadının güçlenmesi strateji belgesini hazırladıklarını belirterek, eylem planının hayata geçirileceğini söylemişti. Konuşmasında, “Hükümetimiz döneminde, son 15 yıldır kadınlara yönelik çok önemli gelişmelere imza attık. Yasal ve anayasal olarak kadın için düzenlemeler yaptık. Kadın ve ailenin korunması, kadına karşı şiddetle mücadele alanında 6284 sayılı yasamızı yaptık” diyen Sayan Kaya, yaptıkları çalışmalara ilişkin verileri sunmamıştı. Ayrıca; kadınlarla ilgili ortaya konulan olumsuz veriler Bakan’ın söylediklerini yalanlar bir nicelik ve niteliğe sahip.
Aile unsuru değil, birey
Kadın Bakanlığı’nın kaldırılmasına dair çeşitli kadın çevrelerinden önemli uyarılar gelmişti ve yapılan bu uyarılar sonuçları itibariyle hâlâ güncelliğini koruyor. Av. Hülya Gülbahar, Dr. Selma Acuner ve Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği’nden (KA.DER) Çiğdem Aydın, uluslararası sözleşmelerin Türkiye’yi kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı sona erdirmek ve bunun için de kadın erkek eşitliğini güçlendirecek politikalar izlemekle yükümlü kıldığına dikkat çekerek, kadının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde konuşlandırılmasının kadın erkek eşitliğini sağlamakla görevli mekanizmanın ortadan kaldırılması, kadının birey olarak değil ailenin bir unsuru olarak konumlandırılması anlamına geliyor, demişlerdi.
Çözüm üretilmiyor
Araştırmalar; kadın cinayetleri başta olmak üzere, siyasal temsil ve katılımda yapılan ayrımcılık ile işyerinde cinsel taciz ve şiddet vakalarının artmasının zincirleme bir politikanın sonucu olduğu konusunda hemfikir. Bütün bu alanlarda politika ve çözüm üretmekten vazgeçen bir devlet ve organizasyonu, Türkiye’nin altında imzası bulunan bütün uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırı olmayı getiriyor.
Uluslararası sözleşmelere uyulmuyor
Türkiye’nin başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni 7 Nisan 2011’de Strazburg’da onaylamış ve sözleşmenin ilk imzacısı olmuştu. Sözleşmenin en önemli noktası, kadına karşı şiddeti ve ayrımcılığı bir “insan hakkı ihlali” olarak tanımlaması idi. Sözleşmede, “Bir ülkede şiddet varsa bu, bu ülkedeki kadın erkek eşitsizliğinin sonucudur” deniyordu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kurulması ve şimdi de çalışma bakanlığıyla birleştirilmesi, kadın politikalarının tamamen ortadan kaldırıldığının en önemli göstergesi olarak yorumlanıyor.
HABER MERKEZİ