Hatay’da kolektif bir emekle depremzedelerin yaralarını saran kadınlar, ekolojik ve kadın özgürlükçü bakışına sahip bir yaşamı inşa ediyor
Depremin etkisini en yıkıcı biçimde hissettirdiği Hatay’da, engellemelere rağmen Sevgi Parkı ve Sabri Emlak’ın bulunduğu alanlarda dayanışma ağı örülüyor. Bu ağlarda Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, bulundukları alanlarda kadın ve çocuklar için canla başla çalışıyor.
Kadınların kolektif emeği
Kadınlar, gece geç saatlere kadar hem kırsal mahalleler, hem de kendi komün alanları için hijyen kitleri ve diğer temel ihtiyaçları paketliyor. Her gün farklı mahallelere doğru yola çıkan kadınlar, hemcinslerinin ihtiyaçlarını karşılıyor. Kimi elbise dağıtırken, kimi yemek yapıyor, kimi çocuklarla oynuyor kimi de psikolojik olarak destek sunuyor. Gece nöbeti de tutan kadınlar, yaktıkları ateş etrafında yeni yaşamın hangi temeller üstüne nasıl kurulacağı yönde tartışmalar yürütüyor.
Onlara dokunuyor temas ediyoruz
Hatay’da yaraları saran yüzlerce kadından biri olan TJA aktivisti Figen Ovat, alana geldiklerinde özgün alanları olmadığını ve hemen bunun için işe koyulduklarınıi kolektif olarak özgün bir alan yarattıklarını söyledi. Kadınların sadece ihtiyaçlarını karşılamadıklarına dikkat çeken Ovat, “Onlara dokunuyor, temas ediyoruz. İletişim bağı kuruyoruz. Neredeyse bir haftadır buradayım, yaklaşık 500 kadınla temas ettim. Dayanışma malzemeleri temin etmekten ibaret değil, moral verme, sohbet etme de dayanışmanın bir parçası. Sadece çayımızı içmek ve sohbet etmek için gelen kadınlar da var. Kadınlar özgün alanlarda kendilerini daha iyi ifade ediyorlar. Çok sevgi dolu bir enerji alıyoruz birbirimizden” diye konuştu.
Ortak bir yaşam örüldü
Her alanda olduğu gibi deprem bölgesinde de kadınlarının öz gücünün ortaya çıktığına işaret eden Ovat, bu alanın yaratılmasında en büyük öznenin kadınlar olduğunu, kadınların birlikte bir yaşam ördüğünü söyledi. Hatay’da ortak bir yaşamın örüldüğünün altını çizen Ovat, “Dayanışma hem ekolojik, hem de kadın özgürlükçü bir yaşam örneğini bize gösteriyor. Geldiğimizden beri bu ortak yaşam alanında para harcamıyoruz, ihtiyaçlar dayanışma ile karşılanıyor. Bu da yeniden doğaya dönüşün ve yeniden birbirimizle iletişimin gücü oluyor. İletişimde olmayı yeniden öğreniyoruz. Bu sürekliliği olan bir süreç ve dolayısıyla bu sürece uzun soluklu bakmak gerekiyor. Bu şehri yeniden inşa etmek için burada kadınlarla dayanışarak, demografik yapının da değişmesine müsaade etmeden ortak ekolojik bir yaşam alanını inşa etmek istiyoruz” diye konuştu.
Kaynak: MA / Eylem Akdağ