Yaşadığımız coğrafya, öylesine çok “kadın acısı ve kadın kaybı” ile dolu ki “Mezarları bile olmayan, kadınlar coğrafyası” burası.
Ve böylesine büyük acıların, böylesine büyük kayıpların, konuşulmasına dahi izin verilmeyen “kanlı iktidarın” egemenliğinde ‘susmaya’ alıştırılmış bir coğrafya. 1915 Soykırımı… Onbinlerce Ermeni, Süryani nice kadın, soykırımcı bir güruh tarafından katledildi. Mezarları bile, olamadı birçoğunun. Hayatta kalanların arkalarında tüm hatıralarını en kıymetlilerini bırakarak, göçmek zorunda kaldılar.
Ve onların tarihleri, varlıkları, üzerinden haksızca, umarsızca, yeni hayatlar kuruldu. 1938 Dersim, yine benzer bir tarih yazıldı kadınlar için, kanlı zalim bir tarih. İşte bugün bu tarih yazıcıları ve onların sahip oldukları zihniyet “İstanbul Sözleşme’sine” sahip çıkan kadınların mücadelesi karşısında suskun ve çaresiz kalmış durumdalar.
Kadına yönelik şiddet politiktir!
Bu anlayış, kadın kurtuluş mücadelesine inanan kadınlar açısından, bir ön kabuldür. Bu erkek egemen sistem karşısında, toplumsal cinsiyetçi politikaların egemenliği karşısında İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadın hareketi için bir şiardır bu anlayış!
Kadına yönelik şiddet politiktir!
İstanbul Sözleşmesi, sadece bir sözleşme değildir. İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için bir ‘Anayasa’ konumundadır. Bu sözleşmenin, en önemli yanı da devletlere yüklediği şu görevdir. Sözleşme der ki ; “Sözde namus anlayışı, hiçbir şiddetin bahanesi olamaz!”
İşte bu namus anlayışı değil midir, tüm kadın cinayetlerinin ardında yatan. Hiç unutmayalım bu sözleşmeye imza atan T.C devleti 2005 yılına dek Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenleme ile bir cinayetin namus nedeniyle işlenmesini indirim sebebi sayıyordu. Kadınların mücadelesi ile bu yasa değişti. İşte İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan, zihniyet hali bu yasanın etkisinden olan bu yasayı içselleştirmiş olan ‘erkek’ zihniyettir. Ve sayılan oldukça çoktur.
Ancak kadın mücadelesi öylesine haklı, öylesine güçlü ve öylesine biat etmez bir mücadeledir ki o erkek zihniyet bile susmak zorunda kalır.
İyi ki kadın kurtuluş mücadelesi var!