İmralı’nın “operasyon ve denetim laboratuvarı” olarak kullanıldığını söyleyen Uluslararası Barış Heyeti üyesi Jónasson, istenilse İmralı’nın “demokrasi laboratuvarına” dönüştürülebileceğini belirtti
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye getirilişinin 21’inci yılı. 21 yıldır İmralı’da Öcalan’a yönelik uygulanan ağır tecride dikkat çekmek amacıyla Ankara’ya gelen Uluslararası Barış Heyeti üyesi, İzlanda eski İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson, Öcalan’la görüşme isteğinin Adalet Bakanlığı tarafından reddedildiği ve tecridin yalnızca Kürtleri değil Ortaoğu’yu da etkilediğini vurguladı.
Adalet Bakanı yanıt vermedi
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berivan Altan’a konuşan Jónasson, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevleri döneminde de Türkiye’ye gelmiş, o süreçte Adalet Bakanı’na bir mektup göndermişti. Jónasson, o dönemde heyet içerisinde bulunan birçok kişinin Öcalan ile görüşme talebi için yazdığı mektuplara Adalet Bakanlığı tarafından yanıt verilmediğini söyledi.
‘İmralı bir laboratuvar’
İmralı’da devam eden tecridin kaygı verici olduğunu söyleyen Jónasson, “İmralı’yı operasyon ve denetim merkezi, laboratuvarı olarak görüyorum. Burada gerçekleştirilen tecrit, Türkiye ve Kürdistan’daki her yere yavaş yavaş yayılmaya başlıyor, genişletiliyor. İmralı’daki durum Türkiye’nin her yerine işletilmiş durumda” yorumunu yaptı.
‘Öcalan’ın barışa katkısına iknayım’
“İmralı’daki operasyon laboratuvarı elbette bir demokrasi laboratuvarına da dönüşebilir” diyen Ögmundur Jónasson, bu durumun, özellikle açlık grevlerinden sonra Öcalan’ın verdiği barış mesajıyla bir kez daha gün yüzüne çıktığını vurguladı. Jónasson, “Öcalan’ın avukatları üzerinden verdiği mesajlarla barış sürecine ve buradaki toplumsal barışa katkı sunduğuna iknayım. Öcalan ne zaman konuşsa ve barış masasına oturtulsa olumlu gelişmeler yaşanıyor. Bu nedenle orası demokrasi laboratuvarına dönüştürülebilir” diye konuştu.
‘Hükümet barışa neden sessiz kalıyor?’
Jónasson, 2014 yılında Diyarbakır Newroz’una katıldığını belirtilerek, Öcalan’ın mektubuna işaret etti. Jónasson, şunları söyledi: “İlk okunduğunda anlamadığım için çok agresif bir dil var diye düşündüm, çünkü güçlü bir ses çıkıyordu. Sonrasında mektubun çevirisini okuyunca, tamamen barışı ve müzakere masasını cesaretlendiren bir çağrı vardı. Bugün şunu anlamakta zorluk çektim: Hükümet barışı ve müzakere masasını teşvik eden, cesaretlendirmeye çalışan ve tüm toplumun istediği bir şeyi cesaretlendiren birini neden bu kadar sessiz kılıyor? Bunun sorgulanması gerekiyor.”
‘Avrupa ve Ortadoğu’yu da etkileyecek’
İmralı’daki tecride dair Avrupa Birliği ülkelerinin sessizliğine de işaret eden Uluslararası Barış Heyeti üyesi Ögmundur Jónasson, şöyle devam etti: “Avrupa’da sağ eğilim hem politik hem de toplumsal olarak yükseliyor. İmralı demokrasi laboratuvarı olabilir dememin arkasındaki mesele, tam da bu. Çünkü bu laboratuvar sadece Kürtleri ilgilendiren bir şey değil. Avrupa ve Ortadoğu’yu da ilgilendiren ve etkileyecek bir şeydir. Burada herkesin İmralı’dan geleceğe dair öğrenmesi gereken birçok şey var. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokrasi bunların en önemlilerindendir. Bu yüzden Avrupa toplumunda bunu böyle görmesi gerekiyor. Zaten son dönemlerde Avrupa’da o toplumsal kesim Öcalan’ın ve İmralı’nın ne kadar önemli olduğunu görmeye başladı. Ama hala yerinde sabit kalan bir Avrupa devletleri mekanizması var. İmralı kapısının açılması gerekiyor.”
Öcalan’ı okuduktan sonra fikirleri değişti
Jónasson, insanlara her zaman politik liderlere şüpheyle bakması yönünde uyarıda bulunduğunu ve kendisinin de Öcalan’a bu şüpheyle baktığını söyledi. Ancak Öcalan’a dair okumalar yaptıktan, HDP ve Kürt kurumlarındaki uygulamalara baktıktan sonra Öcalan’ın felsefesinin hayat bulduğunu gördüğünü kaydeden Jónasson, “Kürtlerin Öcalan üzerinden demokrasi deneyimlerini, mücadelesini gördüğümde tam da bu süreçten sonra Öcalan’a lider olarak bakışım iyimser bir hale geldi” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan’ın felsefesi dünyaya yayıldı’
İçerisinde bulundukları heyetin kendi ülkelerinde de Öcalan’ın özgürlüğüne dair çalışmalar yaptığını belirten İzlanda’nın eski bakanlarından Jónasson, İzlanda’da daha önce Öcalan ve Kürt sorunu üzerine çalışmalar yürüttüklerini ve İzlanda toplumunda belli bir farkındalık yarattıklarını kaydetti.
Jónasson, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan’ın felsefesi bugün İmralı’dan dünyaya yayıldı. Şunu her zaman kendi kendime söylerim. Savaşma ruhu her şeye etki eder. Ben 3 yıl boyunca Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu’nun üyesiydim. Orada her gün, her hafta, her ay parlamentonun dışındaki Kürtlerin eylemleri ve etkinliklerini görüyordum. Ama hiç uğramıyordum. Sonra artık şunun farkına varıyorsun, orada her gün, her hafta veya her ay yapılan eylem ve etkinlikler sana şunu söyletiyor: ‘Orada bakmaya, anlamaya değer bir şey var.’ Sonrasında gidiyorsun. Oradan etkileniyorsun, sen de başkalarını etkiliyorsun. Sonra hepimiz o kayaya çarpan damlalar oluyoruz. Savaşma ruhunun böyle bir etkisi var.” Öcalan’ın felsefesinde “savaşma ruhu” olduğunu söyleyen Jónasson, ekledi: “İmralı’ya gitmeme izin verilirse Öcalan ile yaptığım görüşmede kendisine teşekkür edeceğim.”
Ögmundur Jonasson kimdir?
İzlandalı olan 1948 doğumlu Ögmundur Jónasson, Edinburgh Üniversitesi’nde tarih dersleri veriyor. İzlanda Devlet Televizyonunda yabancı haber editörlüğünü bir süre yaptıktan sonra Devlet ve Belediye Çalışanları Federasyonu’nun başkanlığını yaptı. Bu süre içerisinde Nordik, Avrupa ve uluslararası işçi sendikalarında yönetim kurulunda yer alan Jónasson, 1995-2016 yılları arasında İzlanda Parlamentosu’nda milletvekili olarak görev yaptı. 2009-2013 dönemindeki İzlanda Hükümeti’nde Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanı görevlerini yürüten Jonasson, 2013-2016 yılları arasında ise İzlanda Parlamentosu’nun Anayasal ve Denetleyici Komitesi Başkanlığını yaptı. Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyeliği de yapan Jónasson, Berkin Kültür Diplomasi Enstitüsü’nde de danışmanlık yapıyor.
HABER MERKEZİ