John Berger ile oğlu Yves Berger’ın sanat ve hayat hakkındaki yazışmalarından oluşan “Top Sende – Sanat Üzerine Yazışmalar” Metis’ten çıktı
Kitabı yayıma hazırlayan isim Müge Gürsoy Sökmen. Kitabın çevirmeni ise Oğuz Tecimen. “Top Sende”de baba-oğul, Albrecht Dürer’den Antoine Watteau’ya pek çok sanatçıyı ele alıyor. Aşağıda, ressam ve toprak işçisi olan Yves’in babasına Chaïm Soutine’in “Derisi Yüzülmüş Sığır” resmi üzerine notu ile buna karşılık John Berger’ın oğluna Watteau’nun resimleriyle verdiği yanıtı paylaşıyoruz.
“Derisi Yüzülmüş Sığır”, Chaïm Soutine
Fransızcada şöyle bir deyiş var: “Je peux lire en elle/lui comme dans un livre ouvert.” [“Onu açık bir kitap gibi okuyabiliyorum.”] İçeride olana ulaşmak için duyduğumuz o arzuyu ifade etmenin ne güzel bir yolu, değil mi? Yüzleştiğimiz şeyin içerisine ve gizemine ulaşmak. Dış dünyaya, onu kontrol altına almak için değil de bütünüyle parçası olduğumuzu hissetmek için nüfuz etmek istemek. Tenimizde hissettiğimiz tecridi – bedenin korkunç hududunu aşmak…
Chaïm Soutine’in içeriyi okumak konusunda nasıl da saplantılı olduğuna bak! Derisi Yüzülmüş Sığır da kendini açık bir kitap gibi sunuyor…
Sevgiler
Yves
‘Manzara gibi resmedilmiş’
“Tenimizde hissettiğimiz tecridi – bedenin korkunç hududunu aşmak…” Sözlerin ve Soutine beklenmedik bir şekilde bana Watteau’yu ve oyuncularını, soytarılarını düşündürdü. Bu korkunç hududu gizlemek için bütün o kostümler ve uçarılıklar. Arleken Gilles’i ararken Dağ Sıçanı’na rastladım. Karları boylu boyunca görmek için iki ayağı üstünde duran dağ sıçanlarımızdan biri, şehir ahalisini eğlendirmek için bir kutuda şimdi. Sonra Gilles’i, bir de aşağısındaki ve ardındaki eşeği buldum. (Eşek ile dağ sıçanının konuşacak epey şeyi olabilir.) Kostümünün içinde Gilles’in bedeninin hiçbir hududu yok, çünkü biriken onca şaka bedeni çözüp ardındaki gökyüzüne karıştırmış. Bedeni bulut haline geliyor. Manzara gibi resmedilmiş.
Sevgiler
John