Kobani Kantonu Jineoloji Komitesi’nden Dîrok Qehreman, Jineoloji bilimiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Qehreman, ‘Kadın biliminin gücü ile toplum kendini yeniden var edecek’ dedi
Jineoloji kavramına ilk olarak, 2008 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Özgürlük Sosyolojisi” kitabında yer verildi. Kitap geniş kitlelere ulaştıktan sonra Jineoloji bilimi için Kürt kadınları ve kadın hareketleri geniş yelpazede çalışma yürüttü. Tarih boyunca kadının emeği, direnişi ve öncülüğü gizlenerek kadının adından hiç söz edilmedi. Yüzyıllardır süre gelen eril zihniyet, kadının anlamını ve emeğini ele geçirip tarihinin oluşmasını engelledi. Bu tarihin tekrar aslına dönmesi için Jineoloji bilimi ortaya atıldı. Toplumda değişimin yaşanması için komünler, akademiler, okullar ve üniversitelerde Jineoloji bilimi ders olarak verildi. Jineoloji, kadının dili oldu. Jinnews’ten Dîcle Demhat, Jineoloji bilimi nedir? Neyi amaçlıyor? Önemi nedir? sorularımıza cevap bulmak adına Kobane Kantonu Jineoloji Komitesi üyesi Dîrok Qehreman ile konuştu. İki bölüm halinde yapılan söyleşinin ilk bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.
Jineoloji bilimine neden ihtiyaç duyuldu?
Jineoloji kavramına, ilk olarak Abdullah Öcalan tarafından Özgürlük Sosyolojisi kitabında 2008 yılında yer verildi. O günden bugüne Jineoloji kadının özgürlük hareketinin ana gündemi oldu. Jineoloji kavram olarak henüz yeni. Fakat bilim olarak tarihsel bir alt yapıya sahip. Bu kitapta toplumsal sorunlar ele alınıp tartışmaya açılıyor. Toplumda yeni bir yeniliğin oluşması için Kadın Bilimi bir öneri olarak sunuldu. Bu da tüm kadınlar tarafından oldukça önemli bir şekilde karşılandı. Toplum biliminin oldukça tarihsel bir geçmişi var. Fakat onu tamamlayan en önemli ayak yok edilmişti. Kadının gerçekliği, düşüncesi, tarihsel direnişi, topluma olan öncülüğü yok edilmişti. Ortaya çıkan bilim insanları da yanlış bir tanımlama koymuştu toplumun önüne. Bu da toplumu çok dar bir bakış açısına sıkıştırmıştı.
Jineoloji bilimini doğru yorumlamanın yolları nelerdir?
Jineolojinin başlıca araştırdığı şey yanlış yazılmış olan tarihi yeniden yazmak. Bunun için de Mitolojinin bugüne kadar toplumun hafızasında yaşattığı kadın hakikati de var. Ve bu halen toplumun beyninde canlılığını koruyor. Kadın hakikatinin araştırmaları, rol ve misyonu toplumların yürütücülüğünde varlık gibi kalıcılaşıyor. Sonuç itibari ile yeni görüşler ortaya çıkıyor. Dinde ve mezheplerde kadının iradesi ve varlığı bastırılmaya çalışılıyor. Jineoloji bilimi kadına olan bu yanlış yaklaşım ve dile cevap oluyor. Doğru bilim ve felsefe kadın kimliğini yorumluyor. Bu da Jineoloji’nin dilidir.
Jineoloji doğru eşyaşamın ölçülerini nasıl yorumluyor?
Yaşam için artık doğru bir bakış açısı gerekiyor. Özellikle de olumsuz ve yaşamı anlamsızlaştıran bakış açılarının değişmesi gerekiyor. Bunun en önemli adımı da kapitalizmin yarattığı bencillik olgusunun değişmesi. Bunun kökten ortadan kaldırılması gerekiyor. İnsanlığa yönelik saldırılara karşı bir direniş gerekiyor. Bunun için de insan emeğinin en üst sınırda ele alınması şart. Eğer toplum bunu aşarsa eş bir yaşam toplumun içinde inşa edilebilir. İki cins arasında da ilişki güçlendirilmeli. Bizler özgür eşyaşamdan bahsederken felsefik olarak ele almaktayız. İlişki ölçülerini ön plana çıkarıyoruz. Eğer erkeklerin tarihi üzerinden yorumlamaya gidersek, göreceğiz ki erkekler de baskı altındadır. Toplumun gelenek ve görenekleri erkekler üzerinde farz edilmiş ve yaşamlarında da hayata geçirilmiştir. Erkekler de baskı ile yüz yüze bırakılmış. Jineoloji bilimi ayrıca erkeklere yanlış bir yaşam ile kandırıldıklarını göstermeye çalışıyor. Bizler erkeğin zihniyetini özgür eşyaşam gerçekliği ile değiştirmeye çalışıyoruz. Erkeğin kadınlar üzerindeki baskısını parçalamayı ve hep beraber doğru bir kimliği ortaya koyup benimsetmeye çalışıyoruz.
Sizler “namus” kavramını nasıl yorumluyorsunuz ve buna karşı olan yaklaşım nasıldır?
Namus kavramı çok dar bir şekilde yorumlanmış ve sadece kadın üzerinde odaklanmıştır. Eğer bizler bu ölçülerden kurtulmaya çalışıyorsak namusu doğru yorumlamak gerekiyor. Namusun anlamını en üst seviye olarak vatanın savunması, insanların düşünceleri, halkların onuru ve özgür irade olarak yorumlamalıyız. KOBANİ