Jineoloji Dergisi, Yayın Kurulu üyeleri Nagihan Akarsel’in katledilmesine ilişkin yazılı açıklama yayınladı: Tüm devrimci ve kadın hareketlerini, Akarsel’in mirasını savunmaya çağırıyoruz
Jineoloji Dergisi, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentindeki evinin önünde katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi, gazeteci, akademisyen Nagihan Akarsel’e ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Jineoloji Dergisi Yayın Kurulumuz üyesi Nagihan Akarsel’i alçakça katleden zihniyeti tanıyor ve biliyoruz!” başlığı ile yapılan açıklamada, tüm devrimci ve kadın hareketlerini, Akarsel’in mirasını savunmaya, kadın bilimini ve devrimini büyütmeye ve katliamın arkasındaki karanlık güçlerin aydınlatılması için mücadele etmeye çağırdı.
‘Jineolojinin hafızası olmuştur’
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Başta Kürdistan ve Ortadoğu olmak üzere, bütün dünyada kadınları ve halkları devrimle buluşturan düşünsel gücün inşası için jineolojî’de öncülük yapan Nagihan Akarsel Süleymaniye’de bir suikast sonucu katledildi. İran’da Kürt kadın Jîna Mahsa Aminî’yi katleden erkek egemen sisteme karşı, ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesiyle sokağa çıkan kadınların saldırılarla karşı karşıya kalmasının ardından bu felsefede vücut bulmuş Nagihan’ın katledilmesi faşist, erkek egemenliği saldırılarının bir tekrarıdır.
Bütün yaşamı boyunca kadın özgürlük mücadelesine büyük emek veren Nagihan, kadın devriminin bilimi olan jineolojînin gelişmesi ve dünya kadınlarıyla buluşması için büyük emeklerle öncü bir rol oynamıştır. Nagihan, jineolojîdeki düşünsel, anlamsal ve eylemsel çalışmalarıyla, direnişe ve mücadeleye dönüşen bütün yaşamıyla, karanlıkta bırakılmak istenen kadın hakikatine giden yolda en büyük meşalelerden birini yakarak, jineolojî düşüncesi ekseninde kadın aydınlanmasına ivme kazandırmıştır. Kadın direniş tarihinin ve jineolojînin hafızası olmuştur.
‘Gün direniş günüdür’
Erkek egemen soykırımcı zihniyet ve onun ete kemiğe bürünmüş hali ulus-devlet; kadınları, iradelerini, bedenlerini ve devrimin öncü kimliklerini özelikle hedefleyerek, katlederek toplumsal direnişi kırmaya, topyekûn köleliği dayatmaya çalışıyor. Devrimin bu öncü kimliklerden biri olan Nagihan arkadaşımızın bir suikast sonucunda katledilmesi, onun Kürt ve kadın kimliğinden bağımsız değildir. Bu saldırı, 21. yüzyılda dünya kadın devrimine öncülük eden Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketine ve onun özgürlük mücadelesine bir saldırıdır.
Bizler tıpkı Nagihan gibi, bu saldırıları İştar’ı kurnazlıkla alt etmeye çalışan Enkilerden, Tiamat’ı oklarla hedef alarak katleden Marduk’tan, kadınları uçurumlara atan erkeklerden, bilgeliği hedef alınan cadılardan, kadın hakları beyannamesi yazdığı için giyotine gönderilen Olympe de Gouge’tan, faşizme direndiği için katledilen Mirabel kardeşlerden, Rosalardan, Sakinelerden ve bu sisteme boyun eğmeyip kadın bilgisi, aklı için mücadele edenlerden tanıyoruz.
Gün; Nagihan’ın savunduğu, taşıdığı, geliştirdiği özgürlük ve direniş fikrini savunma ve daha da ileri taşıma günüdür. Gün; öfkeyi ve acıyı örgütleme, bu öfkeyi ve acıyı mücadele gerekçesine dönüştürme ve jineolojî düşüncesi etrafında kadın özgürlüğünü, kadın aydınlanmasını sağlama günüdür.
Bizler Jineolojî Dergisi Yayın Kurulu olarak; Dergimiz Yayın Kurulu üyesi ve Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel şahsında, kadın devrimini ve özgürlüğünü, kadınların örgütlü gücünü hedefleyen bu alçak ve planlı saldırıyı öfkeyle kınıyoruz. Ve bütün devrimci hareketleri, kadın hareketlerini ve dünya kadınlarını, Nagihan’ın devraldığı mirası savunmaya, kadın bilimini ve devrimini büyütmeye ve bu katliamın arkasındaki karanlık güçlerin aydınlatılması için mücadele etmeye çağırıyoruz.
Nagihan Akarsel Onurumuzdur ve Ölümsüzdür!”