Uluslararası Kadın Delegasyonunda yer alan İskoçya ve Kuzey İrlanda Jineolojî aktivisti Leona Ni Ghoill, ziyaretlerinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması öne çıkan talep olurken ‘Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kırılmalı’ dedi
Uluslararası Kadın Delegasyonu üyesi İskoçya ve Kuzey İrlanda Jineolojî aktivisti, göçmenler ve mülteciler üzerine çalışma yürüten feminist Leona Ni Ghoill, “Taleplerimizin başında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması yer alıyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sadece Türkiye için değil, Orta Doğu için de bir çözüm fırsatı yaratacaktır. Ülkelerimizde, Kürt Özgürlük Hareketi’nin paradigmasını ve Kürt Kadın Hareketi’nin kadın özgürleştirici çabalarını her yere ulaştırmaya çalışacağız” vurgusu yaptı.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden aralarında hukukçu, parlamenter, ekolojist ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu 7 kişilik Uluslararası Kadın Delegasyonu heyeti, İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 33 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevindeki hak ihlallerine dair 9-14 Aralık tarihleri arasında İstanbul ve Amed’de bir dizi gerçekleştirdi.
Heyette yer alan, İskoçya ve Kuzey İrlanda Jineolojî aktivisti, göçmenler ve mülteciler üzerine çalışma yürüten feminist aktivist Leona Ni Ghoill, ziyaretleri ve yapacakları çalışmalar ile girişimlere ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
Tecridin kaldırılması öne çıkan talepti
Ni Ghoill, ziyaretleri sırasında en çok duydukları taleplerin başında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması yer aldığını, sadece Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit değil, tüm tutuklular üzerindeki tecridin sonlandırılması talebinin dile getirildiğini söyledi. Cezaevlerindeki tutsakların Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı açlık grevi eylemlerini de değerlendiren Ni Ghoill, “Kuzey İrlanda’dan geliyorum. Bizim tarihimizde de bir direniş biçimi olarak politik tutsakların açlık grevine girme kültürü yer alıyor. Kendi bedeninizi açlığa yatırmak, egemenin yüzüne karşı oluşturabileceğiniz en güçlü utandırma ve ifşalardan biri. Açlık grevine giren tutsakların talepleri de çok temel insan hakları düzeyinde. Bu talepleri biz delegasyon olarak elbette destekliyoruz. Ancak sadece biz değil, dünyada demokrasiye inanan herkesin desteklemesi gerekir” diye konuştu.
Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kırılmalı
Basın toplantısı ile açıkladıkları gözlem raporlarının temelinde PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün sağlanmasının yer aldığının altını çizen Ni Ghoill, “Raporumuzda dile getirdiğimiz taleplerin temelinde Abdullah Öcalan ve tüm tutsaklar üzerindeki tecridin sonlandırılması yer alıyordu. Ayrıca tecrit dışında Kürt halkı üzerindeki polisiye politikaların sonlandırılması da taleplerimiz arasındaydı. Kürt halkının kültürel ve siyasi çalışmalarını rahatlıkla sürdürebilmek ve bu alanlarda çalışmalarında kendi iradelerini yansıtabilecekleri bir ortam taleplerini de dile getirdik. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması, onun Kürt Halk Önderi olduğunun tanınması ve kabul edilmesi gerektiğini, fiziksel özgürlüğünün sağlanması, Kürt sorununun çözülmesi ve kalıcı barışın sağlanması için Abdullah Öcalan’ın rolünü oynamasına izin verilmesi gerektiğini dile getirdik” şeklinde konuştu.
AB insan hakları ve demokrasi doğrultusunda hareket etmeli
Ni Ghoill heyetin taleplerini söyle sırakadı, “Rojava Özerk Yönetimi’ne yönelik saldırgan politikaların sonlanması ve Kurdistan’ın tüm parçalarının özgürleşmesi gerektiğini ifade ettik. Kürt sorununun diyalog zemininde demokratik çözümü için Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin PKK’yi ‘terör örgütü’ listesinden çıkarılması gerektiğini dile getirdik. PKK’nin ‘terör listesi’nde olmasının AB çıkarları doğrultusunda alınan politik bir karar olduğunu biliyoruz. AB’nin ekonomik ve politik ihtiyaçlara göre değil, insan hakları ve demokrasi doğrultusunda hareket etmesi gerekir.”
Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmalı
PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğünün önemini değerlendiren Ni Ghoill, “Abdullah Öcalan’ın bir ada hapishanesinde ve mutlak tecrit altında tutulması durumu, şu an dünya üzerinde sıra dışı ve özel bir durum. Bu tecrit sadece Abdullah Öcalan’ın fiziki tecridi değil, aynı zamanda fikirlerinin tecridini de hedefliyor. Fikirlerine yönelik bu saldırının da, egemenlerin Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin dünyanın farklı bölgelerinde nasıl karşılık bulduğunu görmesinden kaynaklanıyor. Tecridin kırılmasının da ötesinde, Kürt Halk Önderi olarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini de dile getirdik. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sayesinde kalıcı ve anlamlı bir çözüm diyaloğu yaşanabilir. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sadece Türkiye için değil, Orta Doğu için de bir çözüm fırsatı yaratacaktır. Aynı zamanda Türkiye’de demokratikleşmeye doğru da önemli bir adım olacaktır” dedi.
Paradigma ve kadın mücadelesini her yere ulaştıracağız
Ülkelerinde, siyasi otoriteleri etkileyebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarının altını çizen Ni Ghoill,, “Politikacılara, aktivistlere ve siyasi partilere ulaşacağız. Birçok kurumu ziyaret ederek oluşturduğumuz raporumuzu tüm dünyaya yaymaya çalışacağız. Türkiye’deki insan hakları ihlallerini dile getireceğiz. Aynı zamanda Kürt Özgürlük Hareketi’nin ve özellikle onun merkezinde yer alan Kürt Kadın Hareketi’nin bizim üzerimizde bıraktığı ilham verici etkisini de tüm dünyaya yaymaya çalışacağız. Kürt Özgürlük Hareketi’nin paradigmasını ve Kürt Kadın Hareketi’nin kadın özgürleştirici çabalarını her yere ulaştırmaya çalışacağız” sözünü verdi.
HABER MERKEZİ