İran’da iki yıldır kadınlar, katledilen Jîna Emînî şahsında özgürlüğü ve yaşamı haykırıyor. Rejimin tekçi, dinci ve ırkçı politiklarını ise ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganıyla yerle bir ediyorlar. Bugün sınırları aşan kadın isyanının yıldönümü…
İki yıl önce bugün Kürt kadını Jîna Emînî, hastanede verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Her şey 13 Eylül 2022 tarihinde başladı. Gaşt e İrşad (ahlak polisi) “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltına aldığı Jina Emînî’ye işkence yaptı. Karakol, Emînî’nin “beyin kanaması” nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia ederken, gazeteci Niloofar Hamedi gizlice hastaneye girdi ve Emînî’nin işkence görmüş fotoğrafını çekti. Bu fotoğraf ve daha sonra çıkan raporlar, genç kadının işkence gördüğünü belgelemiş oldu. Rejimin katliamı örtbas etme çabaları, kadın gazetecilerin hakikati ısrarlı takibiyle boşa düşürüldü.
Mezarlıkta isyan ateşi
Emînî’nin Seqiz’deki cenaze törenine ise binlerce kişi katıldı. Mezarlıkta “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı atan kadınların eylemi, 31 eyalete ve 100’den fazla kente yayıldı. Başta Rojhilat olmak üzere Sistan ve Belucistan, Kırman, Gilan ve Tahran’da binlerce kişi sokağa çıktı. Rejim güçlerinin plastik mermi ve gaz sıkarak saldırdığı protestoda, halk taşlarla karşılık verdi. Cenaze töreninde başlayan eylemler kentlere ve eyaletlere yayıldı.
Zorunlu başörtüsüne öfke
Jîna Emînî’nin katledilmesi baskıcı, dinci ve totaliter hükümete biriken öfkenin patlamasına yol açtı ve eylemler halk ayaklanmasına dönüştü. Ayaklanma, kadınların attığı “Jin jiyan Azadî” felsefesiyle şekillendi ve tüm ülkeye yayıldı. Başörtülerini çıkaran, saçlarını kesen kadınlar, “Jin, Jiyan, Azadî” (Kadın, Yaşam, Özgürlük) sloganını yayarak özgürlük mücadelesinin simgesi oldular. Dünyanın birçok ülkesinde de kadınlar saçlarını keserek hem İran rejimini protesto etti hem de İran’daki kadınlara destek verdi. Böylece “Jin, Jiyan, Azadî” ayaklanması küresel bir isyana dönüştü.
İsyan çığ gibi büyüdü
İsyana öğrenciler, esnaflar, eğitimciler ve birçok meslek grubundan insanlar da katılırken, Beluçistan ve Huzistan gibi bölgelerde de geniş çaplı protestolar yaşandı, Azerbaycan eyaleti de protestolara destek verdi.
Dijital medya da protestoların duyurulmasında büyük rol oynadı. Dijital medyada paylaşılan videolar ve fotoğraflar, İran dışındaki insanların da harekete geçmesine yol açtı. İran hükümeti, internet erişimini kısıtlama ve dijital medya platformlarını engelleme girişiminde bulunsa da protestoların yayılmasını engelleyemedi.
Jin Jiyan Azadî’nin gücü
Jîna’nın katledilmesinin ardından dünya genelinde geniş çaplı tepkiler yükseldi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Amnesty International, İran ve Rojhilat’ta kadınlara yönelik baskıların sona erdirilmesi için İran hükümetine çağrıda bulundu. BM İnsan Hakları Konseyi, protestolara yönelik şiddet kullanımı ve baskıları kınayarak bağımsız bir soruşturma başlatılmasını talep etti. ABD ve Avrupa Birliği, Kasım 2022’de İran’a yönelik yeni yaptırımlar açıkladı. Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler, İran’la diplomatik ilişkilerini yeniden gözden geçirdi ve İran hükümetine karşı sert eleştirilerde bulundu.
Küresel kadın dayanışması
Diaspora toplulukları ve kadın hakları savunucuları dünya çapında protestolar düzenledi. Ekim 2022’den itibaren ABD, Avrupa, Kürdistan ve Türkiye’de kitlesel gösteriler yapılırken, Kürt ve İranlı diasporalar bu eylemlerin ön saflarında yer aldı. Paris, Berlin, New York ve Toronto gibi şehirlerde kadın hakları savunucuları ve diaspora toplulukları, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganını haykırdı. Türkiye’de de İstanbul, Ankara ve Amed gibi kentlerde, özellikle Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde Kürt kadın hareketi geniş çaplı eylemler düzenledi. Türkiye’deki cezaevlerinde bulunan kadın tutsaklar, saçlarını keserek ve şarkılar yazarak Jîna’ya ve İranlı kadınlara destek verdi.
Sanatçılardan destek
Dünyaca tanınan birçok kadın sanatçı da İran’daki protestolara destek vermek için saçlarını kestiler ve bu sembolik eylemi gerçekleştirirken “Jin, Jiyan, Azadî” sloganını kullandılar.
“Jin, Jiyan, Azadî” sloganı, Berlin ve Paris gibi kentler de dahil olmak üzere düzenlenen protestolarda yaygın olarak kullanıldı. Berlin’deki Brandenburg Kapısı, İranlı protestocularla dayanışma göstergesi olarak “Jin, Jiyan, Azadî” sözcükleriyle aydınlatıldı.
Kız çocuklarına kimyasal saldırı
İsyanın dünyaya yayılmasıyla kadın ve halk düşmanı politikaları deşifre olan İran hükümeti, isyanı bastırmaya yönelik yine şiddete ve katliamlara başvurdu. Protestolara katılan binlerce kişiye cezalar yağdıran, şiddet ve işkence uygulayan rejim, kız çocuklarını dahi gözünü kırpmadan katletti. Tüm sanal medya platformları engellendi. Eylemler cezaevlerine sıçradı. Evin Cezaevi’ndeki siyasi tutsaklar koğuşları ateşe verdi. Cezaevindeki direnişte 4 tutuklu yanarak yaşamını yitirdi. 30 Kasım’da Kum’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullara kimyasal saldırı başladı; en az 4 çocuk hayatını kaybetti.
Yüzlerce kişi katledildi
İran İnsan Hakları Örgütü’nün (IHRNGO) Eylül ve Kasım 2022 verilerine göre; 21 Eylül’de 63, 22 Eylül’de 20 kişi, 30 Eylül’de 104 ve 16 Kasım’da 29 kişi hayatını kaybetti. IHRNGO’nun 15 Eylül 2023’te yayınladığı rapora göre ise; eylemlerde 68’i çocuk ve 49’u kadın olmak üzere 551 protestocu katledildi. Ayrıca, 4’ü çocuk ve 8’i kadın olmak üzere en az 22 protestocu “intihar etti” denilerek, şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. En az 110 kişi idam edildi, en az 60 bin kişi tutuklandı. Verilere göre; protestolarda katledilenlerin yüzde 9’u ve gözlerinden yaralananların ise yüzde 28’i kadınlardı. Katledilenlerin arasında en az 68 çocuk vardı.
Rejimin baskı ve saldırısı arttı
Katlettiği gençlerin ailelerini de cezaevlerinde tutsak eden rejim, isyanı bastıramayınca bu kez idam cezalarını arttırma yoluna gitti. 2022 yılı idam raporuna göre; idam sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 75 arttı. Rejim eylemlerin başladığı yılın son 4 ayında infazlara hız verdi. Rapora göre; 2022 yılında en az 582 kişi infaz edildi. Verilere göre; 2023’te tespit edilen en az 834 idam yaşandı.
Uluslararası alandan çağrı
İran rejiminin katliamcı tablosuna rağmen Jîna’nın katledilişinin birinci yıldönümünde dünya genelinde geniş katılımlı anma törenleri ve protestolar düzenlendi. Almanya, Fransa, İtalya ve ABD başta olmak üzere birçok ülkede binlerce kişi, kadın hakları mücadelesine destek verdi. “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı, İran’da başlayan bu özgürlük hareketinin küresel bir sembolü haline gelirken, kadın hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumu harekete geçiren bir çağrı olarak kabul edildi.
Mücadele sürüyor
İran ve Doğu Kurdistan’da kadınlar, 2023 yılında da rejime karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesi vermeye devam etti. Kamusal alanda verdikleri direnişleri birçok ülkede yankı bulan kadınlar, çeşitli ödüllerle onurlandırıldı.
Rejim idam, işkence, baskı ve katliamlara devam ederken, özellikle sokaklarda örgütlenme ve mücadele veren Kürt kadınlarını hedef almaya başladı. Doğu Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî, 1 Ağustos’ta rejimin güvenlik güçleri tarafından kaçırıldı. Daha sonra Werîşe Muradî’nin Evin Cezaevi’nde tutuklu olduğu öğrenildi. Cezaevindeki Kürt siyasetçi Zeynep Celaliyan üzerindeki baskılar da yoğunlaştırıldı, ciddi sağlık sorunlarına rağmen tedavisi engellendi.
Kadınlara cezalar yağdı
Ayaklanmanın öncülüğünü yapan kadınlar, İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk hedefleri arasında yer aldı. Haklarında dava açılan kadınlara, ev hapsi, kırbaç, hapis cezaları gibi farklı cezalar verildi. İnsan hakları aktivistleri grubu, 9 Mart 2022-7 Mart 2023 tarihleri arasında en az 3 bin 953 kadının tutuklandığını duyurdu. Tüm bu saldırı politikalarına, işkence ve idam cezalarına rağmen İranlı ve Rojhilatlı kadınlar geri adım atmadı.
Katledilen Jîna Emînî ile ardından başlayan “Jin Jiyan Azadî” isyanı, 2023 yılı boyunca da devam etti. Bu isyan onlarca ülkede, erkek-devlet şiddetine karşı mücadele yürüten kadınlar için sembol oldu. Yapılan her eylem ve etkinlikte Jîna Emînî anıldı, birçok dilde “Kadın, Yaşam, Özgürlük!” sloganı kullanıldı.
Mesele sadece başörtüsü değil
“Jin, Jiyan, Azadî” meşalesi İran’da ve Rojhilat Kürdistan’ta aradan geçen iki yılda hala yanarken, Kurdistan’dan dünyanın dört bir yanına bu ateş elden ele taşındı. İran’dan Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya, Jîna’nın katledilişinin ikinci yıldönümünde yine kadınlar çeşitli eylemlere hazırlanırken, aradan geçen 2 yılda direniş ve özgürlük tutkusu sürüyor.
Kadınlar direnişlerini yalnızca sokakta örgütlemekle kalmadı, yaşamın her alanında başörtülerini çıkarıp bir özgürlük bayrağı gibi ellerinde hükümete karşı salladılar. Kadınlar “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesiyle meselenin sadece saç olmadığını biliyordu. Bugün İran sokaklarında, kadınlar saçlarını örtüp örtmemekte özgür davranarak kendi bedenleri üzerindeki kararları kendileri almak için direniyor.
Rejim ne yapsa olmadı
İran mahkemeleri en son gazeteci Pexşan Ezîzî ile aktivist Şerîfe Muhemedî hakkında idam kararı verdi. Bu idam kararlarıyla cezaevlerinden yükselen kadın direnişine de gözdağı vermeye çalışan rejim, istediği karşılığı alamadı. Kadın Basın Birliği (YJR), 12 Ağustos 2024’te “İdama Hayır” kampanyası başlattı ve dünyanın her yerinden toplanan binlerce imzayı 14 kuruluşa gönderdi. Yanı sıra İran’da bulunan birçok cezaevinde tutsaklar, çok çeşitli eylemlerle idam cezalarına karşı direniyor.
Kadınların özgürlük rehberi
Bugün İran ve Rojhilat Kürdistan’da rejimin katlettiği Jîna Emînî için anma etkinliklerinin yapılması bekleniyor. Aynı zamanda “Jin Jiyan Azadî” isyanının başlangıcı olan 16 Eylül, kritik öneme sahip.
2022’de Rojhilat’ta ölülerin defnedildiği bir yerden kadınlar “özgürlüğü ve yaşamı” haykırdı. Sonrasında Afganistan’da Taliban’a karşı direnen kadınların dilinde de aynı sloganı duyduk. Hindistan’da tecavüze uğradıktan sonra katledilen kadın doktor için de binlerce kişi “Jin, Jiyan, Azadî” diyerek isyan etti. Kadın hareketinin yol haritası olan bu sloganı, son olarak Amed’de katledilen 8 yaşındaki Narin Güran için bir araya gelenler hep bir ağızdan dillendirdi. Köklerini Kurdistan’dan alan ama sınır tanımayarak dünyaya yayılan bu felsefe, İran’da ve her yerde özgür bir yaşama susamış tüm kadınların rehberi olmaya devam ediyor.
KADIN SERVİSİ
*Bu dosya JINNEWS, NuJINHA, JIN DERGİ ve Mezopotamya Ajansı’ının (MA) haberlerinden derlenmiştir.