Türkiye’de onbinlerce jeotermal amaçlı sondaj yapıldı. Geçtiğimiz günlerde 68 bin hektar alanın da jeotermal sondaj ihalesine çıkarılacağı duyuruldu. JESDER ise Cumhurbaşkanı’ndan daha fazla destek istiyor
Türkiye’nin dört bir yanında jeotermal sondajları on binlere ulaştı. 6-7 Ağustos’ta açıklanan sondaj ihalelerinde Eskişehir, Balıkesir ve Maraş’ta 67 bin 640 hektar alanında daha jeotermal enerji için sondajlar yapılacak. Eskişehir’de sondajlar 19 ayrı parselde, toplam 54 bin 470 hektar alanda gerçekleşecek. Balıkesir’de ikisi işletme ruhsatlı, biri de arama ruhsatlı 3 jeotermal saha ihale edilecek. Eskişehirle birlikte ihale edilecek toplam alanın Eskişehir’in yüzölçümünün 3’te biri kadar olması dikkat çekiyor.
JESDER doymak bilmiyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin İran’a yönelik ambargosuyla ilgili “Benim ülkemi kış boyu kim ısıtacak?” sözüne yanıt Jeptermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği’nden (JESDER) geldi. JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, “Sayın Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği konu, Türkiye’nin geleceği açısından kritik önem taşımaktadır. Eğer jeotermal enerjiye gereken destek ve teşvik sağlanabilirse, ülkenin yüzde 70’ini ısıtabilecek potansiyele sahibiz” dedi. Özellikle jeotermal enerjinin yarattığı sorunlar Aydın ve çevresinde açıkça ortaya çıkarken, JESDER’in sermayenin şımarık çocuğu gibi istedikçe istemeye devam ettiği görülüyor.
MTA sondajlarını da istiyor
JESDER Başkanı Şentürk’ün “Afyon ve batısı, Ankara ve İstanbul gibi diğer pek çok ilde, MTA-TPAO ve özel sektör tarafından açılmış binlerce sondaj kuyusu keşfedilerek, geliştirilmek üzere bekliyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve diğer Doğu illerimizde TPAO tarafından petrol arama amacıyla açılan, derinlikleri yaklaşık 2000 metre ve en az 2000 tanesi yeterli petrol bulunamadığı için kapatılan kuyularda jeotermal kaynak zaten mevcut. Bu kuyular özel sektöre ve yerel yönetimlere devredilerek hemen kullanılabilir vaziyettedir. Özel sektörün pahalı bir bölümü olan sondaj faaliyetlerinde sağlanacak olan gerekli vergisel teşvik (Aramada kullanılan mazotun KDV’siz sağlanması gibi) ve desteklerle 5-10 yıllık bir süreçte jeotermal ısıtmaya geçebiliriz” sözleri ham hayal iken, bu hayallerin doğal yaşamı yıkıma uğratacağı ise gündemlerinde yer almadığı görülüyor.
JESDER’den PR çalışması
JESDER’in temmuz ayı sonunda İzmir Boğaziçi Restoran’da düzenlenen toplantıda konuşan Şentürk, 3 farklı senaryo çerçevesinde YEKDEM kapsamına biyokütle ve jeotermalin alınması gerektiğini, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının ise bu kapsamdan çıkarılmasını önerdiğini belirtti. İlgili Bakanlıklara sunulan raporla ilgili seçim süreci nedeniyle henüz bir gelişme sağlanamadı. İstişare toplantısında, yerli aksam teşviki ile ilgili yeni bir düzenlemenin olacağı ve fiyatlarda değişiklik yaşanabileceği bilgisi de verildi. Toplantıda kuyulardan çıkan gazların ticari kullanım imkanının olup olmadığı da tartışıldı. JESDER’in, yöre halkının önyargılarını gidermek için yerel ve ulusal basında sürekli PR çalışmaları yaptığı belirtildi.
Jeotermal sıvı ölüm demek
JES’ler için yeraltının bin ila 4 bin metre derinliğinden su değil jeotermal akışkan sıvı çekilir. Bu sıvının içerdiği kimyasallar ise bor, cıva, arsenik, kurşun, amonyak, antimuan, lityum, karbondioksit, hidrojen sülfür ve tuzdur. Bu santrallerin Türkiye’de yoğun olarak görüldüğü Aydın ilinde, jeotermal santraller faaliyete başladığından bu yana, il genelinde ölüm oranları geçmişe göre %30 artarken, kanser vakaları ise, Türkiye ortalamasının yaklaşık 2,5 katına ulaşmış durumda. Geçtiğimiz günlerde Büyük Menderes Nehri’nde on binlerce balığın cansız bedeninin su yüzüne çıkmasına neden olan şeyin jeotermal atıklar olduğu ise yapılan açıklamalarda görüldü. Geçtiğimiz günlerde ise Aydın’da binlerce insan jeotermallere karşı protesto yürüyüşü düzenledi. JESDER’in bu insanları PR çalışmalarıyla etkilemesi imkansız çünkü sonuçlarını sıcağı sıcağına bu insanlar yaşıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ