Türkiye’nin tatlı su kaynaklarından İznik Gölü’nün su seviyesinde düşüş görülüyor
Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynaklarından İznik Gölü’nde 6 yıl öncesine kadar geminin yanaşıp yolcu aldığı iskele, suyun metrelerce uzağında kaldı. Marmara Bölgesi’nin birinci, Türkiye’nin ise beşinci büyük doğal gölü olan yaklaşık 300 kilometrekarelik İznik Gölü’nün su seviyesinde son yıllarda düşüş görülüyor. Tarımsal sulamada da yararlanılan göldeki su çekilmesi yer yer 150 metreye ulaştı. Bazı balıkçı kayıklarının karaya oturduğu gölün çevresinde kuraklık kaynaklı küçük adacıklar oluştu.
Cargill ve Gemlik Gübre
Diğer yandan İznik Gölü kıyısında tüm itirazlara rağmen dönemin Başbakanı Erdoğan’ın çabasıyla kurulan Cargill şirketi göl suyunu emerken, eskinden kamu kuruluşu olan Azot Gübre fabrikasına bağlanan devasa büyüklükteki su borularıyla sular taşınmıştı. Özelleştirme sonrası Yıldırım Gruba satılan Gemlik Gübre AŞ genişlerken su kullanımı artarak devam etmekte ve tüm bu nedenlerle İznik Gölü adeta yok oluşa sürükleniyor.
İskele boşta kaldı
Bursa Büyükşehir Belediyesince Orhangazi ile İznik ilçe merkezleri arasında 2015-2018 yıllarında işletilen “Akşemseddin” adlı yolcu gemisi artık iskeleye yanaşamıyor. Su çekilmesiyle, 2014 yılında göl kıyısının 20 metre açığında 1,5-2 metre derinlikte bulunan, yaklaşık 1600 yıl önce Aziz Neophytos adına inşa edildiği belirlenen batık bazilika kalıntısının tamamı su seviyesinin üzerinde kaldı. Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Dinçer Dimrit, AA muhabirine, İznik Gölü’nün her geçen gün “kan kaybettiğini” söyledi.
Çekilme 150 metre
Göldeki çekilme hakkında hazırladıkları raporu ilgili kurum ve kuruluşlara sunduklarını belirten Dimrit, “Bu göl hepimizin gölü. Bu gölü hep birlikte korumamız gerekir. Bir değerimiz çekilip gidiyor. Bu yıl daha çok büyük çekilme oldu. Bu yıl suyun olduğu bölüm mera haline geldi. Çocukluğumda gölün kenarında yol vardı, su oraya kadar çıkardı. Gördüğümüz kadarıyla oradan yaklaşık 150 metre çekilme var. Çözüm önerisi olarak vahşi sulamanın önüne geçebiliriz. Fabrikalara buradan su verilmemesi lazım. Bunun yanında kuraklık ve buharlaşmayla suyumuz bu seviyelere geldi” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ