İzmir’de, 11 gazetecinin gözaltına alınmasına yaptıkları açıklama ile tepki gösteren gazeteciler, yaşananların ‘sansür yasası’ndan bağımsız olmadığını belirterek ‘Gerçekleri yazmaya devam edeceğiz’ mesajını verdi
İzmir Özgür Basın Platformu, 25 Ekim günü 9 kentte yapılan ev baskınlarında 11 gazetecinin gözaltına alınmasına ilişkin Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya gazetecilerin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Basın açıklamasını okuyan Evrensel Gazeteci muhabiri Dilek Omaklılar, 11 gazetecinin gözaltına alınırken ve emniyette ters kelepçe, baş eğdirme, saçlarından sürükleme gibi şiddete maruz kaldığını söyledi. Gazeteci Zemo Ağgöz’ün 45 günlük bebeğinin de çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Omaklılar, “Bunlar yetmezmiş gibi 26 Ekim günü Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 20 Ekim günü yaptığı açıklamada kimyasal silah iddialarının araştırılmasını istediği için Cumhur İttifakı’nın hedef göstermesiyle gözaltına alınarak, bugün çıkarıldığı mahkemece tutuklandı” dedi.
‘Yaşananlar sansür yasasından bağımsız değil’
Her güne bir gözaltı ya da tutuklama haberiyle başlanıldığını ifade eden Omaklılar, insan haklarını, emeğini, hakkını savunanların şiddet ve baskı politikalarına maruz kaldığını, bu yaşananları halka aktarmak isteyen gazetecilerin de gözaltına alındığını aktardı. Ya da haber esnasında polisin engellemesine maruz kalındığını da sözlerine ekleyen Omakçılar, “Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın ekim ayında yayımladığı verilere göre Türkiye’de 35 gazeteci ve medya çalışanı tutuklu bulunuyor. Türkiye’de gazeteciler yazdıkları veya söyledikleri nedeniyle cezaevinde tutuluyor. Son çıkarılan Dezenformasyon Yasası da haber alma hakkını engelleyen ve özgür basını doğrudan hedefleyen bir kara leke olarak tarihimize geçti. Yaşanan saldırıları ve operasyonları bu sansür yasasından bağımsız düşünmemek gerek” diye belirtti.
‘Susmayacağız’
Gazetecilerin sansüre boyun eğmeyeceğini ve mücadele edeceğini vurgulayan Omaklılar, “Susmayacağız. Yazmaya, konuşmaya, gerçekleri topluma ulaştırmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımıza yönelik bu operasyonları, yurttaşın haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına yeni bir saldırı olarak görüyoruz. Gözaltındaki ve tutuklu meslektaşlarımızın da dediği gibi gerçekleri yazmaktan, halkın doğru ve özgür haber alma hakkını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Buradan bir kez daha söylüyoruz; gazetecilik suç değildir. Özgür basın susturulamaz. Gözaltındaki ve tutuklu tüm meslektaşlarımız serbest bırakılsın” diye konuştu.
‘Boyun eğmeyeceğiz’
Açıklamada konuşan Mezopotamya Ajansı muhabiri Semra Turan da, gözaltına alınan 11 gazetecinin yaptığı gazetecilik nedeniyle gözaltına alındığı söyledi. 5 ay once de Diyarbakır merkezli gerçekleşen operasyonda 16 gazetecinin tutuklandığını hatırlatan Turan “Henüz bu arkadaşlarımızın neyle suçlandığını da bilmiyoruz. İddianameleri hazırlanmamış, neyle yargılandıklarını bilmezken 12 arkadaşımız daha gözaltına alındı. Bu arkadaşlarımıza işkenceyle boyun eğdirmeye çalıştılar. 16 arkadaşımızı tutuklayarak bizi sindermeye, gözdağı vermeye çalıştılar. Ama biz onların kalemlerini yerde bırakmadık. Belli ki birilerini korkutmuşuz ve korkutmaya devam edeceğiz. Bu gözaltıları yapan, işkenceleri uygulayanlar özgür basın geleneğinin mirasına iyi bakmalılar. Gözaltına alınan gazeteciler, gazete binaları bombalanan, sokak ortasında katledilen ama boyun eğmeyen gazetecilerin mirasını devraldı. Onlar nasıl boyun eğmedilerse bizde onların ardılları olarak boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İZMİR