Kafasında şarapnel parçası olan ağır hasta tutuklu Abdurrahman Yıldırım’ın hücrede tutulduğunu söyleyen İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Yıldırım’ın serbest bırakılması çağrısında bulundu. İHD İzmir Şubesi de ağır hasta tutuklu 82 yaşındaki Sıddık Güler’in tahliye edilmesini istedi
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için her hafta düzenledikleri “F Oturumu” eyleminin 528’incisini dernek binalarının önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki açıklamada,1996 yılında bir patlama sonucu başına isabet eden 4 şarapnel parçasından dolayı ameliyat edilen ve hayati riski taşımasına rağmen halen İzmir Şakran 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan 26 yıllık ağır hasta tutuklu Abdurrahman Yıldırım’ın durumuna dikkat çekildi. Açıklamaya, İHD Eşbaşkanı Eren Keskin ve çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.
‘Toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalı
Açıklama metnini okuyan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, ağır hasta tutukluların tam teşekküllü hastanelerden alınan raporlarla serbest bırakılması çağrısında bulundu. Tutukluların tedavilerinin ailelerinin yanında sürdürülmesi ve sağlık sigortalarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyleyen Yoleri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adli Tıp Kurumu, sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporunda son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı. Hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmeli, hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır. Cumhurbaşkanı’nın sağlık sebebi ile mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslar ile ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.”
S tipleri öldürüyor
Türkiye’nin mevcut infaz rejiminin Birleşmiş Milletler (BM) Mandela Kuralları’na uyumlu bir hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Yoleri, tutuklulara yönelik infazda ayrımcılığa son verilmesi gerektiğini belirtti. Yoleri, “Ağır tecrit uygulaması içeren, mahpusların tek başlarına tutulduğu, askeri disipline zorlandığı S tipi hapishanelerdeki uygulamalarla, hasta mahpusların sağlığa erişimindeki sorunların daha da ağırlaştığı bilinmektedir. Yetkililerin duyarsızlığı ve sorumsuz yaklaşımları ile bütün hapishanelerde hasta mahpuslar ölüme terk edilmekte, çaresiz bırakılmaktadırlar” diye ifade etti.
Tek başına tutuluyor
1996 yılından bu yana Abdurrahman Yıldırım’ın cezaevinde tutulduğunu belirten Yoleri, “Bir patlama nedeni ile başına isabet eden 4 şarapnel parçası nedeni ile ameliyat edilmiş, iki parça çıkartılmış. Ancak müdahale edilmesi durumunda hayati risk yaratacak olan beyin zarına yakın iki parça çıkartılamamıştır. Yıldırım, bu durumun yarattığı ve gün be gün ağırlaşan ciddi risk ve rahatsızlıklarla yaşamını sürdürmek durumunda kalmıştır. Yıldırım aynı zamanda hücrede tek başına tutulmakta” diye belirtti.
Bin 517 hasta tutuklu var
İHD İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla Konak eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Açıklamada “Susma, suça ortak olma ölüyorlar” ve “Ağır hasta mahpuslar ölüyor, susma” pankartları açıldı. Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yöneticileri ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. Açılama metnini okuyan İHD İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek, İHD Genel Merkez Hapishaneler Komisyonu’nun yaptığı son açıklamaya göre 2022’de cezaevlerinde 653’ü ağır hasta olmak üzere bin 517 hasta tutuklu bulunduğunu söyledi.
Tedavi en temel insani haktır
Ulaşabildikleri sayı dışında gerçek sayının daha fazla olduğunu belirten Çiçek, “Hele bir de tahliyesi veya denetimli serbestlik hakkı gelmiş olmasına rağmen, kurulan komisyon vasıtasıyla, tahliye haklarının ellerinden alınması durumu vardır ki bu tutumları ile Adalet Bakanı’ndan en alttakilere kadar her yetkili Anayasaya rağmen suç işlemektedirler. Tedavi olmak herkesin en temel insani hakkıdır. Bu durum uluslar ası sözleşmeler ve Anayasa’da güvence altına alınmıştır” dedi.
82 yaşında 36 yıl ceza verildi
Bu hafta ağır hasta tutuklu Sıddık Güler’in durumunu anlatacağını dile getiren Çiçek, “Sıddık Güler, 82 yaşındadır. 1994’te köyünden gözaltına alınıp Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandıktan sonra 36 yıl hapis cezası verildi. Yargılandığı süre zarfında bir kez serbest bırakılsa da yeniden tutuklandı. Ailesinin yaşadığı İstanbul veya Diyarbakır’a sevk talebi olmasına rağmen, iki gün süren bir yolculukla, 29 Mart’ta, İskenderun T Tipi Hapishanesi’nden Menemen R Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi. Şu anda kendi isteği dışında getirildiği bu hapishanede kalmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yürüyemiyor
Sıddık Güler’in hipertansiyon, kalp ve iltihaplı eklem romatizması hastalıkları olduğunu aktaran Çiçek, ayrıca ileri derecede unutkanlık ve konuşma güçlüğü yanında diz ağrıları, bedeninde morluklar gibi şikâyetleri nedeniyle cezaevinde zorluk yaşadığını kaydetti. Sıddık Güler’in Ramazan Bayramı’nda ailesiyle görüşme yaptığını belirten Çiçek, “Ailesine verdiği bilgilerde 40 gündür 3 kişilik koğuşta tek başına tutulduğunu ve R Tipi Hapishaneler, ağır hasta mahpusların tedavilerinin kolaylıkla yapılabilmesi için kurulmasına rağmen henüz tedavisine de başlanılmadığını söyledi. Güler’in uzun süre tek başına kalmasından kaynaklı, artık diyalog kurmakta zorluk yaşadığını ve görüş sırasında konuşmakta zorluk çektiğini belirtti. Ayrıca son süreçte başlayan hızla artan unutkanlığının da devam ettiğini ve son görüşmeye gelirken duvarlara tutunarak, zorlukla gelebildiğini de kaydetti” diye belirtti.
Güler’in, hastalıkları ve yaşı nedeni ile yaşamını tek başına sürdüremediğini vurgulayan Çiçek, cezaevi koşullarının sağlığına ağır tehdit oluşturduğunu ve bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini ifade etti.
İSTANBUL/İZMİR