“Tarlabaşı’nda kurulacak Toplum Merkezi fikrine konuşulan pek çok kişi olumlu tepki vermiştir. Her ne kadar bölgede var olan suç olaylarıyla başa çıkmak için Merkezin yeterli bir kurum olacağına inanılmasa da, en azından Tarlabaşılının içinde bulunduğu yoksulluk ve yoksunluk halleriyle mücadele etmek için aracılık görevini üstlenebileceğine olan inanç tamdır. Merkezce gerçekleştirmesi arzu edilen en önemli hizmetler, sosyal danışmanlık, hukuk danışmanlığı ve sağlık danışmanlığı gibi etkinlikler, özellikle çocuklara, gençlere ve kadınlara yönelik sosyal, kültürel ve eğitsel faaliyetler istihdam olanaklarını arttıracak etkinliklerdir.”
Bu paragraf Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM), kurulmadan hemen önce yapılan Tarlabaşı Toplum Merkezi Alan Araştırması Ara Raporu’nda yer alıyor ve merkezin amacını, işlevini çok net anlatıyor. Tarlabaşı semtinde yaşayanlarla, kamu görevlileriyle, yerel yöneticilerle yapılan görüşmelere dayanan bu alan araştırmasının ardından Tarlabaşı Toplum Merkezi 2006 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin bir projesi olarak kuruluyor. Kurulduktan hemen bir yıl sonra, Haziran 2007 tarihinde yoluna Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği olarak devam ediyor.
Dernek, kurulduğu günden bu yana yani 15 yıldır; yoksulluk, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun şekilde yaşandığı dezavantajlı kılınmış bölgelerden biri olan Beyoğlu-Tarlabaşı’nda, bir toplum merkezi modeli ile faaliyetlerini yürütüyor. 15 yıldır Tarlabaşı’nda çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanlar oluşturuyor, dezavantajlı kılınmış, ayrımcılığa uğrayan tüm çocukların ve kadınların haklarını korumaya çalışıyor. 15 yıldır “burada herkese yer var” diyerek yoksulluğun, şiddetin, kriminalize edilmenin ve yok sayılmanın ortasında umudu ve barışı büyütmeye çalışıyor.
15 yıldır verdiği emekler, gösterdiği etkileyici çabaları düşününce tüm kurucularına, yöneticilerine, gönüllülerine, Merkez’e devam eden çocuklara ve kadınlara, tüm destekçilerine en azından bir teşekkür edilmesi gerektiğini düşünüyor insan… “Sağ olun, iyi ki varsınız” demek istiyor… Herkesin de öyle diyeceğini birden aklından geçiriveriyor… Ama sonra bir duvar yüzümüze çarpıyor. Neden mi? Çünkü dernek bugün susturulma ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya.
TTM önce 2021’de ;Onur Haftası’nda gerçekleştireceği; Kaos GL’nin “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” rehberinin konuşulacağı bir etkinlik üzerinden bazı medya organlarının karalama haberlerinde sistematik bir şekilde hedef gösterildi. Şubat 2022’ye kadar devam eden bu haberlerde ne “teröristliği” kaldı, ne “ahlaksızlığı”… Karalama haberlerinin çıkışının ardından kısa bir süre sonra da TTM’ye yönelik idari ve adli süreçler başlatıldı. Dernek olağan dışı pek çok denetlemeden geçti.
Denetim süreçlerinin sonuçlarından bile haberdar edilmeyen dernek yönetimi, bir anda iki ayrı “kapatma” davası ile karşı karşıya kaldı. Açılan ilk dava “yokluğun tespiti” davası. Savcılık bu davada “Derneğin kuruluş amacının İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen proje çerçevesinde kurulmuş olan ‘Tarlabaşı Toplum Merkezi’ ile sıkı sıkıya bağlı olduğu, söz konusu Merkezin varlığı ile Derneğin amacının bir bütünlük arz ettiği, (…) ancak ilgili projenin 2007 yılı Eylül ayında sona ermesiyle böyle bir merkezin artık faaliyette olmaması nedeniyle derneğin kurulduğundaki amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiğini” iddia ediyor. Bu davanın ilk duruşması bugün, saat 11.45’te.
Diğer dava ise “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçeleriyle derneğin feshi davası. Bu davanın ilk duruşması ise 18 Mayıs 2022 tarihinde.
Evet yoğun göç almış, kriminalize edilmeye çalışılan, karanlık kalsın istenen bir semtte “gökyüzüne açılan bir teras” kapatılmaya çalışıyor. Evet onca emek, onca çaba yok sayılıyor… Evet eşitlik çabasına engel olunuyor… Ama yüze yakın örgüt de yan yana ve “İyi ki Varsın Tarlabaşı Toplum Merkezi” diyor.
Bakınız: https://iyikivarsinttm.org/