OHAL mağdurlarıyla yapılan buluşmada konuşan HDP Eşbaşkanı Sancar, itiraz etmenin yetmeyeceğini, alternatif bir inşaya ihtiyaç olduğunu vurguladı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Demokrasi Buluşmaları” kapsamında KHK ve OHAL mağdurları ile “Adalet Buluşması” şiarıyla bir araya geldi. İnşaat Mühendisleri Odası’nda gerçekleşen buluşmaya, Türkiye’nin birçok ilinden KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri ile OHAL sürecinde kapatılan kurumların temsilcileri katıldı.
Aynı zamanda Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, gazeteci Hüseyin Aykol ile çok sayıda parti, sendika, sivil toplum ve meslek örgütleri de buluşmada yerini aldı.
Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bizim direnişimiz bir çığlıktır” diyerek, tek bir kişinin çığlığının karanlığı yırtabileceğini ve “Demokrasi yürüyüşünün” önemli bir ışık olduğunu vurguladı.
‘İtiraz yetmez’
Açığa çıkan seslerin daha da güçlü hale gelmesi gerektiğine vurgu yapan Sancar, yapılan buluşmalardan somut beklentilerinin olduğunu dile getirdi. Buluşmaların temelinde “itirazların yükseltilmesi” olduğunu ifade eden Sancar, “İtirazdan inşaya geçmek gerekiyor. Asıl amacımız budur. Bu gücü ortaya çıkarmaya katkı sunmaktır. Burada herkesin yapabileceği bir şeyin olduğuna inanıyoruz. Ortak bir demokrasi gücü ortaya çıkarmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Darbe rejimi
Sancar, 15 Temmuz darbe girişimine HDP olarak karşı çıktıklarını ve darbe girişiminin sonrasında darbe ile hesaplaşılması gerektiğini dile getirdiklerini belirtti: “Eğer o darbe düşüncesiyle gerçekten hesaplaşmak istiyorsak ve bundan sonra darbelerin ortaya çıkacağı kaynakların canlı kalmasını istemiyorsak yolumuz demokrasiyi güçlendirmek, hukuk devletini güçlendirmek ve tüm kamu alanlarında şeffaflığı sağlamak. Bunu yapmak gerekiyordu, iktidar bunu yapmadı ve OHAL ilan etti. O gün başlayan süreç bizim için yeni bir darbe anlamı taşıyor. OHAL rejimi bir yeni darbe rejimidir. Biz 4 yıldır bu darbe rejiminin içinde yaşıyoruz” dedi.
OHAL kalıcılaştırıldı
Darbe rejiminin inşasının 2015 yılında 33 yurttaşın katledildiği Suruç katliamı ile başladığına işaret eden Sancar, “7 Haziran seçim sonuçlarını başarısız kılmak için sayısız tezgah ortaya kondu. Katliamlar yaşandı, ülke kan revan içinde kaldı. İşte darbe rejiminin ikinci en önemli dönemeci 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını fiilen geçersiz kılmak. Asıl hedeflerine varmayı kolaylaştıran ise 15 temmuz askeri darbe girişimi oldu. OHAL aynı zamanda, hedefledikleri rejimi kurumsallaştırma yönünde atılmış bir siyasi adımdı. OHAL rejimi iki yıl sürdü fakat siyaseten devam ediyor. AKP-MHP iktidarı OHAL’i kalıcı hale getirdi” diye konuştu.
3 ayak
OHAL rejiminin üç temel ayağı olduğunu belirten Sancar, şöyle devam etti: “Birincisinin siyasi ve toplumsal hayatı düşman kavramı üzerine inşa etmek. Düşman kavramı olmadan kalıcı OHAL rejiminin ayakta kalması mümkün değildir. İkinci önemli ayağı hukuku kendi çıkarlarına göre kullanmak. Yani objektif hukuk uygulaması bağımsız tarafsız yargı sistemini ortadan kaldırdı. Üçüncüsü ise demokrasinin içini boşaltmak, seçime indirgemek. Ama seçimleri de kendi kazanacağı şartlar ve şekilde gerçekleştirmek. Türkiye’de kalıcı OHAL rejimin olduğunu en çarpıcı göstergeleri bu saydıklarım” ifadelerine yer verdi.
İktidarın 31 Mart seçimlerinde yenilmez olduğunun görüldüğünü kaydeden Sancar, “Önümüzdeki dönemde yapmamız gereken şeyler arasında demokrasi ittifakının önüne somut programlar koymaktır. Mesela bugünden yarına seçim ittifakları tartışmasını merkeze almanın faydası yok. Tam tersine yarın öbür gün seçim olduğunda gerçek bir demokrasi ittifakı kurabilmek için şartları yaratma sorumluluğu var” dedi.
HABER MERKEZİ