İtalyan avukat Ezio Menzione, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dair ‘Bu düzeyde bir tecrit ahlaki açıdan insanlık dışıdır ve hiçbir dayanağı, hiçbir meşru zemini yoktur’ diyerek CPT ve tüm ülkeleri sorumluluk almaya davet edildi
İtalya’nın önde gelen hukukçularından Ezio Menzione, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan ve kendisinden 38 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna dair Fırat Haber Ajansı’nın ( ANF) sorularını yanıtladı.
Abdullah Öcalan’ın 25 yılı aşkın bir süredir tecrit koşullarda tutulduğuna dikkati çeken Menzione, “Bu düzeyde bir tecrit ahlaki açıdan insanlık dışıdır ve hiçbir dayanağı, hiçbir meşru zemini yoktur. Her ülke tecridi bilir ama bu düzeyde bir tecridi bilmez. Sayın Öcalan’ın tecrit edildiği boyut insani sınırların ötesindedir. Ailesi ile iletişim kuramamak, konuşamamak insanlık dışıdır. Dahası ailesiyle görüştürülmezken avukatlarıyla da iletişim kurmasına izin verilmemesi de gayrimeşrudur. Bu durum yasal yollarla sona erdirilmelidir” diye kaydetti.
Tüm ülkeler sorumluluklarını yerine getirmeli
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara dönük tutumunu eleştiren Menzione, “CPT, İmralı cezaevindeki koşullar ve Sayın Öcalan’ın durumu hakkında bir vizyona sahiptir. Ancak konuya yeterli ilgiyi göstermedikleri görülmektedir. CPT, kararlarını ve görüşlerini uygulama yetkisinden yoksun olsa da değişimi savunmak için önemli siyasi, etik ve ahlaki etkiye sahiptir. Ancak CPT’yi bu sorumluluklarını yerine getirmeye ve İmralı’daki yasa dışılığı gidermeye zorlamalıyız. Bu hepimizin ortak sorumluluğu olmalı. Eğer, CPT’yi destekleyen tüm ülkeler yükümlülüklerini yerine getirirse bu başarılabilir” diye konuştu.
Yaptırımlar olabilir
Menzione, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararlarını da hatırlatarak, şöyle devam etti: “Türkiye, yıllardan beridir AİHM kararlarını ihlal ediyor. Hatta en çok ihlal eden ülke konumunda, Rusya’dan bile daha fazla ihlal ediyor. Rusya’nın devam eden birçok davası olsa da zaman zaman bu kararları uyguluyor. Türkiye ise ister Öcalan, ister Osman Kavala, ister diğer dosyalar söz konusu olsun, bu kararların hiçbirini yerine getirmiyor. Türkiye’yi bu tür kararları uygulamaya zorlamak için siyasi ve hukuki araçlar bulmalıyız. Yaptırımları ya da yargılamaların Türkiye’nin yargı yetkisi dışında yapılmasını düşünebiliriz.”
HABER MERKEZİ