Rusya-Ukrayna Savaşı 83. günde de durmadı. Azovstal’daki yaralı askerlerin Rusya’ya teslim olduğu kaydedildi. Kremlin tehdidi sürerken İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, NATO’ya üyelik başvuru belgesini imzaladı. Finlandiya parlamentosu da NATO’ya üyelik başvurusunu onayladı. Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakere süreci askıya alındı
Rusya-Ukrayna Savaşı 83. günde de sürdü. Çatışmalar ve bombardıman 17 Mayıs’ta devam etti. Rusya güçlerinin sanayi kenti Kharkiv’i (Harkiv, Harkov) büyük oranda boşalttığı haberleri geldi. Rus nüfusun da olduğu Kharkiv’de ağır bombardıman, büyük yıkım olmasına rağmen Rusya hakim olamamış sokak çatışmaları yaşanmıştı.
Azovstal’daki askerler esir alındı, Mariupol tamamen Rusya kontrolünde
Ukrayna, Azak Denizi kıyısındaki stratejik sanayi ve ticaret kentlerinden Mariupol’de haftalardır Rus ordusunun kuşatması altındaki Azovstal Çelik Fabrikası’ndaki askerlerin Rusya2ya teslim olmayı kabul ettiğini duyurdu. Ukrayna yetkilileri, iki aydan uzun süredir kuşatma altında olan Azovstal Çelik Fabrikası’ndan, bazıları ağır yaralı 264 askerin tahliye edildiğini duyurdu. Tahliye edilenleri Rusya destekli grupların kontrolündeki bölgelere götürüldüğü kaydedildi. Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Hanna Maliar, bu grup içinde ağır yaralı asker sayısının 53 olduğunu kaydetti. Bazı basın organlarında Azovstal’da hala asker kaldığı da yer aldı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, Ukrayna ordusunun, istihbaratının ve müzakere heyetinin, Kızılhaç ve Birleşmiş Milletler’in organize ettiği tahliye sürecine katkıda bulunduğunu açıkladı. Fabrikadan tahliye edilen Ukrayna güçlerinin bir an önce Rusya yanlısı grupların kontrolündeki bölgelerden salıverilmesini beklemediğini kaydeden Zelensky, askerlerin serbest bırakılmaları için müzakerelerin “hassas şekilde” devam edeceğini ve zaman istediğini vurguladı. Mariupol’de Ukrayna ordusu yanında, Savunma Bakanlığı’na monte edilen ırkçı Azov Taburu gibi taburlar da bulunuyordu. Rusya ev Kremlin yanlısı basın Azov Taburu gibi yapıları Neo-Nazi olarka adlandırılıyordu, savaş başlatılırken de gerkçelerden biri Ukrayna’yı Neo-Nazilerden arındırmak olarak gösteriliyordu.
Heyetler arası müzakere askıya alındı
Azovstal’daki gelişmeler sonrası Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, Rusya’yla heyetler arası müzakerelerin durdurulduğunu açıkladı. Mihail Podolyak, savaşın başlamasından bu yana Ukrayna’daki durumun çok değiştiğini belirtti. Rusya yönetiminin durumu hala anlamadığını kaydeden Podolyak, Rusya’nın değişiklikleri dikkate almaması nedeniyle Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sona erdirilmesine ilişkin heyetler arası müzakere sürecinin askıya alındığını vurguladı. Podolyak, “Müzakere süreci Ukrayna’da olayların nasıl geçmekte olduğuna bağlı. İstanbul Bildirisi’nden sonra önemli bir değişiklik veya ilerleme olmadığı için süreç askıya alındı. Rusya hâlâ basmakalıp düşüncesini koruyor. Rusya, savaşın 82. gününe gelindiğinde bile genel olarak Ukrayna’daki durumun en başından beri düşündükleri ile aynı olmadığını anlamadı. Ancak şunu vurguluyorum; herhangi bir savaş yine de müzakere masasında sona erecektir” dedi.
Rusya ve Ukrayna heyetleri, ateşkesin sağlanması için Belarus’ta bulunan Gomel ve Brest kentlerinde 3 defa, İstanbul’da bir defa yüz yüze müzakereler gerçekleştirmişti.
UCM Ukrayna’ya 42 kişilik araştırma ekibi gönderdi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Ukrayna’ya 42 kişilik araştırma ekibi gönderdi. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, UCM’nin internet sitesinde yayınlanan açıklamasında, Ukrayna’ya gönderilen heyetin Ukrayna’da işlenen muhtemel “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suçları” araştıracağını vurguladı. Han, “Adaleti sağlayarak hayatta kalanların acılarını hafifletmeyi amaçlıyoruz.” dedi.
Han, 42 kişiden oluşan uzman heyetin UCM’nin bugüne kadar bir ülkeye gönderdiği en kalabalık araştırma ekibi olduğunun da altını çizdi.
İsveç ve Finlandiya hattı
Rusya ile ABD-NATO arasında kriz konusu olan Ukrayna’dan sonra İskandinav ülkeleri Finlandiya ve İsveç’te de 17 Mayıs’ta hızlı gelişmeler kaydedildi.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, NATO’ya üyelik başvuru belgesini imzaladı. Bakan Linde, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “NATO başvurumuzu artık resmen imzaladık” dedi.
Just signed a historic indication letter to #NATO Secretary General @jensstoltenberg from the Swedish Government 🇸🇪. Our NATO application is now formally signed. pic.twitter.com/1RAxjikjc0
— Ann Linde (@AnnLinde) May 17, 2022
Linde, başvuru belgesinin kısa sürede Finlandiya ile birlikte NATO’ya teslim edileceğini belirtti.
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, dün parlamentoda yapılan görüşmeler sonrasında İsveç hükümetinin NATO’ya başvuru yapma kararı aldığını açıklamıştı.
Finlandiya’da 188 ‘evet’ çıktı
Finlandiya Parlamentosu da 17 Mayıs 2022 oylamasında hükümetin NATO üyeliğine başvuru teklifini kabul etti.
Parlamentoda yapılan oylamada 188 milletvekili NATO üyeliğine “evet”, 8 milletvekili “hayır” oyu kullandı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve Başbakanı Sanna Marin’in 12 Mayıs’ta “Finlandiya’nın NATO’ya üyeliğine başvuru yapması gerektiği” açıklamasının ardından, hükümet teklifi parlamentoya götürmüştü.
Finlandiya’nın bu hafta Brüksel’de NATO üyeliğine İsveç ile beraber başvurması bekleniyor.
ABD’ye gidecekler
ABD Başkanı Joseph Biden, 19 Mayıs Perşembe günü Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersson’u Beyaz Saray’da ağırlayacak. NATO üyeliği, Rusya tehdidi, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üyeliği veto edecekleri açıklamaları masada olacak.
Erdoğan’ın, iç politikada muhalefete yönelik baskıları, tepki çeken politikaları ve Kürtlere yönelik operasyonlarına AB ülkelerinin karşı çıkmaması, AKP-MHP yönetimi uygulamalarına sessiz kalmaları ve Ankara’ya para desteği vermeleri için İsveç ve Finlandiya konusunu koz olarak kullanmaya çalıştığı yorumları yapıldı. Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’da PKK desteği olduğu argümanını resmi olarak dillendirmiş ve üyeliğe karşı çıkacağını söylemişti. Erdoğan’ın perde arakasında ise yetkililere üyeliği desteklediğini söylediği basına yansımıştı.
30 üyeli NATO’ya üyelik için oybirliği gerekiyor. Yani hiçbir ülkenin veto etmemesi zorunlu.
3 dilli Finlandiya
Finlandiya’nın Rusya ile 1340 kilometre sınırı var. Finlandiya 5.5 milyon nüfuslu bir ülke. Finlandiya’da resmi diller olarak Fince, İsveççe ve Laponca kabul edilmiş durumda.
6 dilli İsveç
İsveç’in nüfusu ise 10.5 milyon kadar. İsveç’te İsveççe, Fince, Meänkieli, Laponca, Roman dili, Yidiş tanınmış diller.
Laponya toprakları
Laponya toprakları ise Rusya, Finlandiya, İsveç ve Norveç tarafından paylaşılmış durumda.
Rusya tehdidi
Rusya, NATO’nun Ukrayna’yı üye yapıp üsler kuracağını, nükleer silah yerleştireceğini söyleyip bunu varoluşsal tehdit sayıyordu. Rusya bunun için 24 Şubat’ta Ukrayna’ya savaş açtı. Rusya uzun süredir iki ülkeyi askeri güç kullanmakla tehdit ediyordu. Ukrayna’yı işaret ederek İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğe başvurmaktan vazgeçmesini istiyordu.
En don 16 Mayıs 2022 günü başkent Moskova’daki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısı sırasında açıklama yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “NATO’nun İsveç ve Finlandiya’ya genişlemesinde Rusya’ya doğrudan tehdit yok ancak askeri altyapının bu bölgeye genişletilmesi tepkimizi tetikleyecek” dedi. Putin, NATO altyapısının bu iki ülkeye yerleşmesine “bir cevap, bir tepki” vereceklerini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov da aynı gün yaptığı açıklamada, “İsveç ve Finlandiya’nın NATO girişimleri, sonuçları ağır olacak büyük bir hata. İsveç ve Finlandiya’nın NATO girişimleri, sonuçları bakımından büyük bir hata. Bu karar neticesinde iki ülkenin de güvenliğinin güçlendirilmeyeceği bizim açımızdan çok açık. Bu karara basit bir tepki vereceğimiz düşünülmesin. Askeri gerilimin seviyesi yükselecek” demişti.
Putin: Ekonomik intihar
Putin 17 Mayıs’ta da başkent Moskova’da, hükümet ve bazı şirket yetkilileriyle petrol sektörüne ilişkin toplantı yaptı. Avrupa’nın siyasi bazı çıkarlar ve ABD’nin baskısı nedeniyle enerji sektöründe çeşitli kısıtlamalar uygulamaya başladığını kaydeden Putin şunları söyledi: “Bu da enflasyona neden oluyor. Hatalarını kabul etmektense suçlu arıyorlar. Batılı politikacılar ve ekonomistler, basit, temel ekonomik yasaların temellerini unutmuş ya da kendi zararlarına olacak şekilde kasten görmezden gelmeyi tercih etmişler gibi görünüyor.”
Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle petrol ve dizel gibi petrol ürünlerinin fiyatlarında önemli artışlar yaşandığına dikkati çeken Putin şöyle devam etti: “Rusya’nın enerji kaynaklarının reddedilmesi, Avrupa’nın sistematik olarak uzun vadede dünyanın en yüksek enerji maliyetine sahip bölgesi haline gelmesi anlamına geliyor. Açıkçası ortaklarımızın attığı bu dengesiz adımlar, Avrupa ekonomisine zarar vermesinin yanı sıra Rusya’nın petrol ve doğal gaz gelirlerini artırıyor. Petrol piyasalarında tektonik bir değişim yaşanıyor ve eski modele göre ticaret yapmak artık olası görünmüyor. Yeni koşullarda yalnızca petrol çıkarmak değil, aynı zamanda son tüketiciye kadar tüm dikey zinciri oluşturmak da artık önem taşıyor. Rus enerji kaynakları da başka bölgelere kayacak. Ayrıca artan ekonomik faaliyet olanağı da Avrupa’dan dünyanın diğer bölgelerine geçecektir. Bu tür bir ekonomik intihar, elbette Avrupalı ülkelerin kendi iç meselesidir. Öncelikle kendi ekonomik çıkarlarımızdan yola çıkarak pragmatik davranmalıyız.”
Putin, bazı Avrupalı ülkelerin Rus petrolünden tümüyle vazgeçemeyeceğini de söyledi.
DIŞ HABERLER