Bir çocuğu istismar etmekten yargılanan MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp, emniyetin ve kentin üst düzey bürokratinin içinde olduğu çete tarafından kumpasa uğradığını ileri sürdü
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp’in bir çocuğu zincirleme şekilde “cebir tehdit veya hile kullanarak hürriyetinden yoksun kılma”, “zincirleme şeklinde çocuğun cinsel istismarı” ve “zincirleme cinsel taciz” suçlarından 10 yıldan 16 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın duruşması görüldü. Diyarbakır 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu bulunan Kayaalp ve istismara uğrayan çocuk E.A., çocuğun annesi S.A. ile tarafların avukatları katıldı.
‘Kumpas’ savunması
Kendisine yönelik suçlar hakkında savunma yapan Kayaalp, savcılık ifadesinde “cinsel iktidarsızım” sözlerini kullanmadığını “fıtık olduğunu” ve “çok ağır psikolojik rahatsızlığı” bulunduğunu söylediğini ancak tutanağa bu yönde “iktidarsız” olarak geçtiğini savundu. Kendisinin E.A.’yi defalarca istismar ve tehdit ettiğine yönelik iddiaları reddeden Kayaalp, eğer böyle bir durumun olması halinde mağdurun defalarca niçin yanına geldiği sorusunu yöneltti. Bir istismar durumunun olması durumunda bunun gizliden çekilen bir kare fotoğrafla ispatlanabileceğini söyleyen Kayaalp, “Bu olay bir cinsel istismar değil, böyle bir olayda rızanın olmaması gerekir. 6 korumanın olduğu, 30 kişinin olduğu, en ufak bir seste koruma polislerin koşup geleceği bir yerde böyle bir şey olamaz. Bu bir kumpastır” dedi.
Emniyet içinde bir çete organize etti
Daha önce de tutuklandığını ve bunun Fethullah Gülen yapılanması tarafından yapıldığını savunan Kayaalp, kendisine yönelik bir komplo olduğunu belirterek, “Bu komployu emniyet içinde bir çete organize etti. Ben onları isim isim biliyorum. Bu bir kumpastır. Kumpasa neden olan parti tarihinde yapılmayan faaliyetlerin yapılmasıdır” ifadesini kullandı.
Kendisinin Diyarbakır’daki Kırklar Dağı’nda yapmak istediği “Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı”nın da bu sürece etki ettiğini savunan Kayaalp, “Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı, duyulunca kıyamet koptu. Açıklamalar, tehditler başladı. Bir siyasi parti ormanı yaptırmayacağını söyledi. Bir milletvekili ‘Kürt düşmanı adamın ismiyle bir hatıra ormanına izin vermeyeceğiz’ dedi. 4 ay sonra ise bana yönelik operasyon başladı” diye konuştu.
Karaoğlu’nu hedef aldı
Kürtçe klasik eserleri “Doğu’nun Kanatları” adlı proje ile basan Diyarbakır eski Valisi Münir Karaloğlu’nu bu projeden dolayı “Vatana ihanet eden kim olursa olsun haindir” sözleriyle eleştirdiğini ifade eden Kayaalp, Karaloğlu’nun kendisinin açıklamasından dolayı görevden alındığını savunarak, görevden alınması ve operasyonu isim vermeden Karaloğlu’na bağladı.
İsim vermeden yine Diyarbakır eski Başsavcısı Ahmet Yavuz’u hedef alan Kayaalp, Yavuz’un kendisi için bir ortamda “Vali gidiyor sizde namus varsa bu adamı insan yüzüne çıkarmazsınız” dediğini öne sürdü.
Kendisine yönelik suçtan “kentin üst düzey bürokratı”nı sorumlu tutan Kayaalp, kendi telefonundan mağduru aramadığını, mağduru MHP’ye getiren Mustafa Demir’i aradığını savundu. Operasyondan önce telefonu değiştirmesini, yapılan teknik takipleri bildiği için ve genel merkezine sürekli raporlar verdiği için bu bilgilerin kimsenin eline geçmemesi için 45 günde bir değiştirdiğini, değiştirmenin olayla ilgili olmadığını ileri sürdü.
Soruşturmadan bilgisi varmış
Mağdura masaj yaptırmadığını ve bu yolla istismarda bulunmadığını söyleyen Kayaalp, “Kızağa çekilen üst düzey bürokrat genel merkezi arıyor. Kamera kayıtlarının bulunduğunu söylüyor. Bunun üzerine parti kapatıldı. Beni kapatmadan bir hafta ya da 10 gün önce aradılar. Bir soruşturma olduğunu ve soruşturmanın selameti için kapatma kararı aldıklarını bildirdiler. Bilgim vardı” şeklinde konuştu.
Tanık ifadesini değiştirdi
Mağdur çocuk E. A., ise bir psikolog gözetiminde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden verdiği ifadesinde iddialarını detaylarıyla tekrarladı. Kayaalp’in kendisine mesaj yaptırdığını bu yolla cinsel istismarda bulunduğunu ifade eden E. A., bunun defalarca tekrarlandığını Mayıs ayında ise şikayet kararı aldığını belirterek, yaşananları anlattı.
Mağdur E. A.’yı MHP’ye götüren ve ilk ifadesinde Kayaalp’in E. A.’ya masaj yaptırdığını söyleyen tanık M. D. İse, ilk beyanlarını yalanladı. Olayın 800 TL satın aldıklarını ancak güvercinlerin daha sonra kaçtığını, E. A.’nın bu güvercinlerin parasını Kayaalp’ten almak için şikayette bulunacağını söylediğini öne sürdü. M.D., E.A.’nin kendisine bu parayı Kayaalp’ten almak için savcılığına kendisini istismar ettiğini yönünde şikayet edeceğini, kendisinin de bu yönde ifade vermesini kendisinden istediğini savundu. Savcılıkta kendisine istismarla ilgili bir soru sorulmadığını, sorulan sorulara “Evet” ya da “Hayır” diyerek yanıt verdiğini ileri sürdü. M.D., “Cihan Kayaalp FETÖ’cüler, PKK’lılar tarafından sevilmeyen bir isim. Kendisi vatan evladıdır. Masaj yaptırdığına şahit olmadım” diye belirtti.
Kayaalp’ın masaj yaptırdığına dair beyanları bulunan Kayaalp’in danışmanı Şeyhmus Demir de, ilk beyanlarını reddederek, Kayaalp’ın E. A., masaj yaptırmadığını savundu.
‘Yalçın tanık olarak dinlenmeli’
Tanıkların ilk ifadesinden vazgeçmesinin bir etki altına alındıklarının göstergesi olduğunu söyleyen Avukat Metin Arkaş, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın partiyi kapatma kararı aldığını ve bunu duyurduğuna işaret ederek, Yalçın’ın olay hakkında bilgisi olduğunu ve tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Müvekkillerinin sanığın abisi tarafından arandığını ve patronlarıyla irtibata geçilip uzlaşma talep edildiğini belirten Arkaş, müvekkilleri için yakın koruma talebinde bulundu.
Tutukluluğa devam kararı
İddia makamı ise sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılması ve tutukluluğunun devamı yönünde karar verilmesini talep etti.
Mütalaaya karşı savunması sorulan Kayaalp, komplo iddiasını tekrarladı.
Mahkeme, Kayaalp’in tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 4 Kasım’a erteledi.
DİYARBAKIR