Türkiye’nin 2030 yılına doğru büyük bir su krizi yaşayacağına yönelik BM öngörüsü tutmayacak. Birkaç yıl içinde İstanbul’da ciddi bir susuzluk yaşanacağını veriler ortaya koyarken; Kanal İstanbul, İstanbul’un idam fermanı olacak
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Dünya üzerinde temiz suya 2 milyara yakın insan ulaşamıyor. Öngörülere göre susuzluk çeken halklara suyu temin etmek bir yana yakın gelecekte susuzluk çeken halklara milyarlarca insan daha katılacak. 2050 yılında dünyada yaşamsal boyutta susuzluk ortaya çıkacağı bilim insanlarınca belirtiliyor. İstanbul’da ise susuzluğun zirve yapacağı zaman dilimi 2030 yılı olacağı ifade ediliyor. İstanbul’un ise 2030 yılından çok önce yani bugün yarın susuzlukla tanışması içten bile değil.
Dünyadaki toplam su miktarı, yaklaşık 1.4 milyar km3. Ancak dünyadaki suların yalnızca yüzde 2.5’i tatlı sudan oluşuyor. Tarımdan evsel kullanıma, endüstriden enerji üretimine kadar her alanda kullanılan su, dünyanın en önemli varlığı olarak kabul edilirken kapitalist sistem bu varlığı kaynak olarak gösteriyor. Tüm dünyada artan nüfus, endüstri faaliyetlerinin yoğunlaşması ve küresel boyutta ortaya çıkan ısınma nedeniyle erişilebilir su varlıkları üzerinde baskı her geçen gün büyüyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan rapora göre dünyada 50’den fazla ülkede 500 kent 2050 yılında su kıtlığı yaşayacak.
İstanbul için felaket
Türkiye coğrafyası da 2050 yılına kadar dünyada yaşanan su krizinden önemli oranda etkilenecek ülkeler içerisinde. BM raporunda, 2016 yılından itibaren İstanbul’un kişi başına düşen su miktarının 1.700 metreküpün altına düşmesi nedeniyle “su stresi” yaşandığı belirtiliyor. Raporda 2030 yılından itibaren yaşanan su stresinin ‘su krizine’ dönüşeceği uyarısı yapılıyor. İstanbul’un su tüketimi, yıllık 1 milyar m3 civarında. 2030 yılına gelindiğinde tüm barajlar korunsa bile büyük bir su krizinin kapıda olduğu belirtiliyor. Ancak ‘Kanal İstanbul’ ile mevcut su havzalarınındaki barajlar yok edilerek susuzluğun büyük bir felakete dönüşeceği ise öngörüler içinde.
Su havzaları yok ediliyor
İstanbul’un en önemli su varlıklarından Terkos Baraj Gölü 142 milyon m3 yıllık su hacmine sahipken, Sazlıdere Baraj Gölü ise 55 milyon m3 yıllık su hacmine sahip. İstanbul’da günlük kullanılan su miktarı ise 3 milyon m3 civarına yaklaşmış durumda. İstanbul’un yıllık su tüketim miktarı ise 1 milyar m3 civarında. Kanal İstanbul ile İstanbul’un tükettiği su miktarı bakımından Istrancalar’dan toplanan 75 milyon m3 suyu da eklediğimizde yaklaşık yüzde 30’luk su varlığı yok edilmiş olacak.
Kanal susuzluk demek
Kanal İstanbul, Sazlıdere Baraj Gölü’nü tamamen yok edecek. Diğer yandan Kanal İstanbul Projesi ile bölgeye inşa edileceği ifade edilen 500 bin konutun su ihtiyacı Terkos Gölü ve Istrancalar’dan taşınan sularla karşılanması belki mümkün olabilir ancak İstanbul’un su kaybını tedarik edecek herhangi bir yol yok. Kaldı ki açılan kanal nedeniyle Terkos Gölü’nün etkilenmesi ve Istrancalar’da zaten tükenmiş olan su için Bulgaristan sınırında tazları akmayan Rezve Deresi’ne göz dikilmiş olması dahi ne Kanal etrafında oluşan kente çözüm olacak ne de İstanbul’a.
Eroğlu’nun gevezelikleri!
İstanbul’un en önemli su havzalarından biri olan Alibeyköy Barajı imar baskısı ile adeta idama mahkum edildi. Eski Su ve Orman Bakanı Olan Veysel Eroğlu bir açıklamasında İstanbul için, “Alibeyköy Barajı’nın bir kıymeti harbiyesi yok” açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklama Alibeyköy Barajı’nın gözden çıkarıldığını ortaya koyarken, yıllık 36 milyon m3 sudan da vazgeçildiğini gösteriyordu. Eroğlu’nun iddialarının sadece boş bir gevezelik olduğu anlaşılmış durumda. Eroğlu, Melen Barajı’nı Alibeyköy Barajı’na ihtiyacımız yok iddiasına gerekçe yaparken, baraj inşaatında ortaya çıkan çatlaklar bu iddianında sadece bir hayal olduğunu gösterdi.
Suyu mumla arayacağız
İSKİ’nin yaptığı hesaplar içinde Melen’in yıllık 575 milyon metreküp su varlığı öngörüsüne dayanarak İstanbul’un su sorunu çözdük iddiaları artık geçerliliğini tamamen kaybetmiş durumda. İSKİ hesaplarında, 1 milyar 500 milyon metreküp suya sahibiz tespitleri üzerinden yapılan hesaplar çoktan bertaraf olmuş durumda. Ufak bir iklimsel etki sonucunda İstanbul halkının suyu mumla arayacağı günler artık çok uzak değil.