Suriye devletiyle İdlib’de savaşan ve batıdan destek almaya çalışan AKP iktidarı, koz olarak yeniden mültecileri öne sürdü. İstanbul’dan binlerce mülteci önceki gece boyunca Edirne sınırına taşındı. Sınırda binlerce mültecinin bekleyişi ise sürüyor
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) askerlerinin İdlib’de Rus ve Suriye ordusu tarafından vurulması üzerine AKP mülteci kozunu ortaya sürdü. Avrupa ülkelerinin destek vermemesi nedeniyle AKP hükümeti mültecilerin Avrupa’ya geçişlerine engel olmayacakları yönündeki kararı üzerine başlayan hareketlilik iki gündür sürüyor.
Sınırda bekleyenlerin sayısı artıyor
Ege kıyılarında deniz yoluyla Yunan adalarına geçişler olurken, Edirne’de ise Yunanistan ve Bulgaristan sınırına mülteci yığınağı oldu. Yunanistan’a geçmek için Pazarkule Sınır Kapısı’na gelen yüzlerce mültecinin bekleyişi sürüyor. Mülteciler dün sabah saatlerinden beri otobüs ve minibüslerle Edirne’ye akın etti. Pazarkule’de bekleyenlerin sayısı her dakika artıyor.
Farklı kentlerden İstanbul’a
İstanbul’un Zeytinburnu, Esenler, Esenyurt, Fatih gibi ilçelerinde de dün gece kafile kafile sınıra mülteci akını oldu. Valilik ve kaymakamlığın destek verdiği kimi derneklerin aracılık yaptığı taşınma işleminde çok sayıda otobüs kullanıldı. Yine firmalar da Edirne’ye ek sefer koyarak sabaha kadar mülteci taşıdı. Farklı kentlerden çok sayıda mülteci de İstanbul’a gelerek, sınırı geçme hazırlıklarına başladı.
‘İdlib’deki trajediden mülteciler değil iktidar sorumludur’
Öte yandan, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Sözcüsü Gülsüm Ağaoğlu, İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) dönük gerçekleştirilen saldırı ardından hükümet yetkililerinin, mültecilerin kara ve deniz yoluyla Avrupa’ya geçmesine engel olunmayacağı yönündeki kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. İdlib’deki trajediden mülteciler değil iktidar sorumludur” başlıklı açıklamada, “Sıkıştığı her durumda pazarlık konusu yaptığı mültecileri, yaşanan bu ağır yıkım sonrası artık sınırları içinde tutamayacağını ve sınır kapılarını açacağını söyleyen AKP, mültecileri politik bir araç haline dönüştürdüğünü ve bir silah gibi kullandığını bir kez daha göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.
‘AKP mültecilere karşı uyguladığı bu suçtan vazgeçmeli’
AKP’nin İdlib’te yaşanan trajedinin hıncını mültecilerden çıkarmaya kalkıştığı kaydedilen açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi: “AKP mültecilere karşı uyguladığı bu suçtan vazgeçmeli, Ege’de olabilecek mülteci ölümlerine karşı önlem almalı ve siyasi sorumluluğunu yerine getirmelidir. AB’ye yönelik şantaj ve tehdit aracı haline getirilen mültecilerin bu tehlikeli yolculuğunda meydana gelecek olası ölümlerden ve trajedilerden bu iktidar sorumlu olacaktır. AKP iktidarını, mültecilere karşı siyasi ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.”
‘Sınırları değil temel hakları koruyun’
Göçmen Dayanışma Ağı da hükümet yetkililerinin, mültecilerin kara ve deniz yoluyla Avrupa’ya geçmesine engel olunmayacağı yönündeki kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, hükümetin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerinde mültecileri bir şantaj aracı olarak kullanıldığının altı çizilerek, güvencesiz koşullarda, şişme botlarla Yunanistan’a geçişinin canlı yayınlarda gösterilmesine tepki gösterildi.
“Mültecilerin ve insan hayatının siyaset malzemesi haline getirilmesine artık son verilmeli” denilen açıklamada, “Savaş politikalarının neticesinde hali hazırda yerlerinden edilmiş olan mültecileri kendi şantaj siyasetlerine konu edenler, ırkçılığın normalleştirildiği mevcut siyasal iklimden de sorumludurlar. Sürdürmekte ısrar ettikleri bu politikalar ırkçılığı körüklemeye ve insanların hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor. Türkiye’yi hem de AB ülkelerini politikalarını gözden geçirerek savaşları değil mültecileri öncelemeye, sınırları değil temel hak ve özgürlükleri korumaya çağırıyoruz” diye belirtti.
‘Sınırları açın, güvenli geçişi sağlayın’
Halkların Köprüsü Derneği de yaptığı yazılı açıklamayla duruma tepki gösterdi. Hükümete ve AB’ye “Sınırları açın, güvenli geçişi sağlayın” çağrısı yapılan açıklamada, şu ifadelerine yer verildi: “Bugün yine bu sözümüzü, aynı kararlılıkla söylüyoruz. Mültecilerin pazarlık konusu olmadığını, mülteciliğin siyasetin nesnesi olarak görülmesinin büyük bir sorun olduğunu savunduk, savunuyoruz. Gelişigüzel kontrolsüz geçişler, mülteciler için umuttan çok yeni ölümler demektir. Mevcut koşulların bu kadar manipüle edilmediği ve her iki tarafın Sahil Güvenlik Güçleri tarafından denetlendiği 2015-2016 yıllarında bile binlerce mülteci yaşamını yitirmişken, bu kararın daha fazla mültecinin Ege Denizi’nde ölmesine neden olacağı aşikardır.”
Diyarbakır Barosu: Mültecileri soğuk sularda boğmayın!
Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci halkları Komisyonu, AKP iktidarının mültecileri Avrupa ülkelerine şantaj olarak kullanmasına tepki gösterdi. Yazı açıklama yapan Diyarbakır Barosu, “Alan bebeğin sahile vurmuş cansız bedeninin görüntüsünü herkes anımsar, unutanlar için; Alan Kurdi, 2 Eylül 2015’te ailesi ile birlikte Muğla’nın Bodrum ilçesinden Yunanistan’ın İstanköy adasına şişme botla geçmeye çalışırken annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybeden üç yaşındaki Suriyeli Kürt çocuk. Bir daha Alan bebeklerin sahile vurmuş bedenlerini görmeyi, böyle ağır trajediler yaşanmasına zemin hazırlanmasını yahut göz yumulmasını doğru bulmuyor ve bunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı. Yaşananlardan endişe duyulduğunun kaydedildiği açıklamada, “İnsanca bir yaşam umudunu, soğuk sularda boğmayın” diyerek, “Bu nedenle yetkililere; pek çok hak ihlallerine yol açacak bu gidişata dur demeleri çağrısında bulunuyoruz” denildi.
İSTANBUL