Gözaltındaki 3’üncü Havalimanı işçilerinin avukatlarla görüştürülmemesini, “yasa hükmünün ihlali” şeklinde değerlendiren İstanbul Barosu, “Savunma hakkının esirgenmesi boyutuyla, soruşturma ve kovuşturma safhalarını ‘özel bir ilgi’ ile takip edeceğiz” dedi.
İstanbul 3’üncü Havalimanı’ndaki eyleme katılan işçilerin gözaltına alınmasına dair İstanbul Barosu yazılı açıklama yaptı. “Havaalanı işçileri için sürdürülen soruşturmada yasa hükmü uygulanmamaktadır” denilen açıklamada, işçilerin talepleri karşından askerler tarafından Cumartesi günü yapılan operasyon ile 401 kişinin gözaltına alındığı hatırlatıldı.
‘En büyük toplu gözaltı’
İstanbul Valisi Vasip Şahin’in işçilerin durumuna dair yaptığı açıklamanın hatırlatıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bizzat Valilik açıklaması, ülkemizde yaşanan en büyük toplu gözaltı ile karşı karşıya olduğumuzu anlatmaktadır. Diğer taraftan ‘çözülmeye muhtaç’ sorunlar bulunduğunun kamu gücü tarafından açıklanması da, çalışma koşullarının anlaşılması bakımından önemlidir. İşçilerle ilgili gözaltı işlemlerinin yapılmasını takiben, onların müdafii konumunda bulunan avukatların, Arnavutköy, Hasdal ve Maslak’taki jandarma birimlerine giderek şüphelilerle görüşmek istedikleri, ancak buna izin verilmediği görülmüştür. Ceza Muhakemesi Kanununun 149/3. Maddesi; ‘Soruşturma ve Kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz’ hükmünü içermektedir. Bu açık yasa hükmüne rağmen, avukatların şüphelilerle görüştürülmemesi, onların savunma hakkı, adalete erişimi, adil yargılanma hakkı, hak arama özgürlükleri gibi, evrensel hukukun genel kabule ulaştırdığı pek çok ilkenin ihlali anlamını taşıyacaktır.”
‘Mesleğimize sahip çıkacağız’
Açıklamada, bu durumun “yasa hükmünün ihlali” niteliğini taşıdığı belirtilerek, soruşturmanın etkin yapılmamasının sakatlanma sonucunu doğuracağı vurgulandı. Açıklamada, “Gözaltı süresinin en çok 4 gün olabileceği nazara alındığında, bugün itibariyle 3. gün yaşanmakta olup, başlanan ifade sürecinde de avukatların bulunmaması, bir başka soruşturma zafiyeti olacaktır. Açık deyişle, soruşturmanın her aşamasında ‘görüşme’ olanağı sağlanmadığı gibi, şimdi ifade sürecinde de ‘yanında olma’ hakkı verilmemiştir. İstanbul Barosu olarak, ilgili makamlara yaptığımız başvurulara rağmen, herhangi bir gelişme de sağlanmış değildir. Ülkemizde yaşanan genel tablo, kamunun hukuku ihlal niteliğindeki uygulamalar konusunda son derece de umursamaz bir tavır sergilediği yönündedir. Yurttaşların yüzde 30’una bile ulaşamayan yargıya güven duygusunun, giderek daha da aşağılara düşmesine neden olabilecek bu türden umursamazlıklar, halkın hukuk güvenliğini tehdit eden bir noktaya kadar varmıştır. Savunma hakkı, avukat tarafından kendisi için öngörülen bir hak değildir. Yurttaşlardan bu hakkın esirgenmesi, adalete ulaşmayı olanaksız kılan bir sonuç doğuracaktır. İstanbul Barosu olarak, isnat edilen suçun niteliğinden bağımsız olarak, özellikle de savunma hakkının esirgenmesi boyutuyla, soruşturma ve kovuşturma safhalarını ‘özel bir ilgi’ ile takip edeceğimizi ve CMK 149/3 hükmünün açık ihlalini her aşamada gündeme getirerek, mesleğimize sahip çıkacağımızı kamuoyuna duyururuz” ifadelerine yer verildi.
HABER MERKEZİ