İstanbul’da dava vekilliği yapanlardan 63 kişi; 24 Mart 1294 Rumî (5 Nisan 1878 Miladî) yılı Cuma günü İstanbul’da ilk Genel Kurul toplantısı yapmıştır. Toplantıyı en yaşlı dava vekili Kostaki Sardeneski açmış ve Genel Kurul Cemiyeti Daimelerini seçerek İstanbul Barosu Başkanlığına Alexandre Meriem Kouli getirilmiştir.
İstanbul Barosu 1. Genel Kurulundan 146 yıl sonra, yine bugünlerde Ekim ayının sonuna kadar hukuk kamuoyunun temel gündem maddesi Baro Genel Kurulları olacak. Çünkü Avukatlık Kanunu 82. Maddesine göre tüm barolar çiftli senelerin ekim ayında Genel Kurullarını toplamak zorundalar.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmadığı, yargının siyaset ve toplum üzerinde bir sopa olarak kullanıldığı mevcut siyasal atmosferde gidilen genel kurullarda avukatlar bir taraftan hukukun uygulanması için mücadele ederken öte taraftan mesleklerinin itibar kaybı ve devasa ekonomik sorunlarla boğuşmak zorunda kalmaktalar.
Türkiye nüfusu 31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla 76.667.864 kişi iken, Türkiye Barolar Birliği verilerine göre 2013 yılı sonunda Türkiye geneli barolara 81.554 avukat kayıtlıydı.31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 85.372.377 olurken, Türkiye Barolar Birliği verilerine göre 2023 yılı sonu itibari ile Türkiye geneli barolara 185.749 kayıtlı avukat bulunmaktadır.146 yıldır ihdas edilen baroların 136 yıllık tarihinde kayıtlı olan avukattan fazla avukat son 10 yıllık süreçte mesleğe başlamıştır.
Yine aynı şekilde adrese dayalı kayıt sisteminde 31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla İstanbul Nüfusu 14.160.467 iken İstanbul Barosuna kayıtlı 31.183 avukat bulunmaktaydı. 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla İstanbul Nüfusu 15.655.924 olduğunda, İstanbul Barosuna kayıtlı avukat sayısının 62.587’e çıktığını görüyoruz. İstanbul Nüfusu yaklaşık yüzde on artarken İstanbul Barosuna kayıtlı avukat sayısı yüzde yüzden fazla artmıştır. Bu artış esasen sadece avukatlık mesleğinin sorunu değildir. Her yere üniversite açarak binlerce diplomalı işsiz yaratan bir sistemin avukatlık mesleğine bir yansımasını görüyoruz. AKP hükümetinin beyaz yakalı, entelektüel akademik formasyonlu mesleklerin içini boşaltmak için ayrıca bir çaba sarf ettiğini de belirtmek gerekiyor. Bu son dönemde ki politikalar ile hukukçudan ziyade hukuk teknisyenliğine indirgenmiş bir avukatlık ile karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz.
Henüz mesleğe başlayan avukatlara meslek hayatınızda baro olmasa bir eksilme olur mu? Diye sorarsak sanırım kahir ekseriyeti bu soruya zaten öyle bir kurum ile bir bağının olmadığını söyleyecektir. Hatta olmaması olmasından iyidir diyecektir. Genç avukatlar ile meslek örgütleri arasında ki bu uzaklaşmanın nasıl çözüleceği tüm Türkiye sathında baro yönetimlerinin esasen birincil meselesi olmak zorundadır.
Kuruluşundan 146 yıl sonra “dünyanın en büyük barosu “olmak şerefine nail olan İstanbul Barosunun yapılacak Genel Kurulu toplam Türkiye’de ki avukatların yaklaşık üçte birinin kayıtlı olması; toplumsal, iktisadi ve siyasi açıdan ülkenin en önemli kentinin barosu olması hasebiyle hukuk çevrelerinin yanı sıra genel kamuoyunun ve ayrıca siyasetinde izlenme radarında önemli bir yer teşkil etmektedir. İstanbul Barosu Genel Kurulunda yarışan kişi ve gruplar Türkiye siyasetinin ve toplumsallığının bir izdüşümünü yansıttığı içinde ayrıca başka bir anlam ifade etmektedir. Ekim ayında yapılacak Genel Kurul öncesi bir resim çıkarmaya çalışırsak;
2024 İstanbul Barosu Genel Kurulunun avukatların yukarıda bahsettiğimiz sorunları olmasa aslında eğlenceli başladığını söyleyebiliriz. 22 yıldır iktidarda bulunan ulusalcı Önce İlke Grubunda, haziran ayında mevcut başkan Filiz Saraç’a karsı mevcut başkan yardımcısı Ali Gürbüz’ün aday olması ile bir ön seçim tartışması başladı. Filiz Saraç’ın son dönemde gruba delege olarak kayıt yapılan kişilerinde oy kullanabilmesi için Önce İlke Grubunun ön seçiminin eylül ayında yapılması talebi Önce İlkenin “abileri” özellikle Ali Gürbüz’e destek veren Mehmet Durakoğlu ve Ümit Kocasakal’ın etkisiyle reddedilince, Ali Gürbüz bir kısım delegenin oyu ve yukarıda isimlerini yazdığımız “abilerin” desteği ile kendini Önce İlkenin adayı olarak ilan etti. Buna karşılık mevcut aday Filiz Saraç ve destekçileri de yine Önce ilke grubu adına eylül ayında yapılacak yine bir kısım delegenin katılacağı ön seçim ile başkanlığa aday olacaktır. Yani mevcut yönetimin hem başkanı hem başkan yardımcısı 2024 Genel Kurulunda aynı grubun ismi ile karşımıza aday olarak çıkıyor. 22 yıllık yönetimlerinde avukatların hiçbir sorununu çözmeyen bu yönetimin durumu surlar dövülürken meleklerin cinsiyetini tartışan Bizans yöneticilerine benzetilebilir. Metin Feyzioğlu’nun, İstanbul’da izdüşümü olan tıpkı Feyzioğlu gibi ismi CHP Genel başkanlığında geçerken direksiyonu AKP/MHP tarafına doğru kıran Ümit Kocasakal ve Vatan Partili bir kısım avukat tarafından konsolide edilen önce ilke grubu bu dönemde büyük şirketlerin icra isini yapan yanında yüzlerce işçi avukat çalıştıran Av. Ali Gürbüz’ü destekleme kararı vererek Kadim Baro iktidarlarını devam ettirmeye çalışacaklardır. Mevcut başkan Filiz Saraç ile ideolojik olarak bir farkları olmamasına rağmen neden böyle bir karar verdiklerine ilişkin İstanbul Barosu üyesi hiç bir avukatın bilgisi bulunmamaktadır.
Mevcut baro yönetimi bu haldeyken avukatlar adliyede, icra dairelerinde, karakollarda, geri gönderme merkezlerinde işlerini yapamazken, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmazken mevcut yönetime karşı 8 avukat çeşitli gruplar adına aday oldular. Arkaik 28 Şubat ürünü bu yönetimden kurtulmak için en geniş ittifak kurulması gerekirken bu kadar muhalif aday enflasyonunun olması ayrıca bir sorun olarak İstanbul Barosu üyesi avukatların önünde durmaktadır.
Dört dönemdir aday olan Önce ilkeden çıkma Av. Hasan Kılıç’ın adaylığı avukatlar tarafından profesyonel adaylık olarak değerlendirilirken yine 3 dönemdir aday olan ve geçen dönem sol grupların kazanmaması için aday olduğu söylenen Av. Mert-er Karagülle’nin adaylığı da aynı şekilde değerlendirilmektedir. Yine ikinci dönem aday olması beklenen önce ilke çıkışlı Av. Elif Görgülü ‘nün de mevcut yönetimden farklı bir söyleminin olmaması dikkat çekmektedir. Numaralı baroya geçmeyen muhafazakâr avukatlar Mazlum Der kökenli Av. Abdulhalim Yılmaz ile milliyetçi avukatlar Av. Hakan Çatak ile İstanbul Barosu başkan adaylığı yarışına dahil olacaktır.
Bu adayların dışında kendilerini siyasetsiz olarak tanımlayan avukat sorunlarını sosyal medyada aldım not ettim seklinde ele alan, sorunları Başsavcılıklar ve Adalet Bakanlığı ile yapacakları görüşmelerle çözeceğini iddia eden Avukat Hakları Grubu, Türkiye’nin bir numaralı arabulucusu olmakla övünen Av. Arabulucu Turgay Bilge’nin başkan adaylığı ile öne çıkmaktadır. Bu grubun sosyal medya üzerinden avukatlarla çok iyi iletişim kurmasına rağmen tanımlanamaz hali avukatlara güven vermemektedir.
Bu durumu göz önüne alan çoğunluğu sosyal demokrat ve solcu olan 1200’den fazla avukat Değişim için avukatlar başlıklı bir bildiri yayınlayarak Anayasa Hukukçusu Av. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’na İstanbul Barosu Başkan adayı olması için çağrıda bulunmuştur. İbrahim Kaboğlu ağustos ayı içerisinde kendisine yapılan çağrıya olumlu cevap vermiş ve İstanbul Barosuna başkan adayı olmuştur. Bu adaylık İstanbul Barosu üyelerince heyecanla karşılanmış ve baroda bir değişim umudu yaratmış gibi görünmektedir. 146 yıllık tarihi içerisinde darbelere karşı direnen Orhan Adli Apaydın, Turgut Kazan ve Yücel Sayman gibi baro başkanları bulunan İstanbul Barosunun ülkede fiili anayasasızlık döneminin yaşandığı bu dönemde çok güçlü bir yönetime ihtiyacı olduğu bu yönetimin başta avukatların devasa sorunları ile ilgilenmesi gerekirken toplumsal sorunların bu sorunlardan ayrık olmadığı bilinci ile hareket etmesi gerekmektedir.
Mevcut Baro başkan adaylarımızdan ve Baro Başkan yardımcımız Av. Ali Gürbüz’ün trajikomik sloganı olan “birimiz hepimiz hepimiz baromuz için” sloganına atıfla bitirmek istiyorum. Kurumlar amaç değil araçtır. Kurumlar insan için vardır. Avukatların dayanışması baroları güçlendirecektir ve barolar ise bu dayanışmanın neticesinde üyelerine hizmet ürettiği gibi Avukatlık Kanunu 76/5 maddesi gereği “hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak” görevini ifa edip aynı zamanda topluma karşı görevlerini yerine getireceklerdir.
*İstanbul Barosu Üyesi