Eski istihbaratçı, AKP’nin kaybettiği 7 Haziran’dan sonra devreye koyduğu konsepti anlattı
Gülcan Dereli
Kuşkusuz 28 Şubat’ta İmralı heyeti ile devlet/hükümet arasında yapılan Dolmabahçe Mutabakatı ve hemen akabinde önce “özlediğimiz tablo”, birkaç gün sonra ise “Haberim yok” diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, dönüm noktasıydı. Bu çözüm sürecinin fiilen bittiğinin ilanıydı. Hemen akabinde 7 Haziran seçimleri yaşanmış ve HDP yüzde 13’ü aşarak AKP’yi iktidardan düşürmüştü. Ülke, bu süreçten sonra kapkaranlık bir döneme girecek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın defalarda dile getirdiği darbe mekaniği devreye girecek, ülke derin bir altüst oluşa sürüklenecekti. HDP mitinginin bombalanması, Suruç, Ceylanpınar, Ankara Gar Katliamı, sokağa çıkma yasakları ve yıkılan şehirler… Bu olaylar zincirinin birbiri ile bağı çokça yazılıp çizildi. İşte bugünkü dosyamızda eski emniyet istihbarat üyesi, bu olaylar zincirine dair dikkat çekici iddialarda bulunuyor.
Yılmaz Delen’in görevi
İki polisin öldürüldüğü Ceylanpınar kritik olaydı. Hükümet bu olayı gerekçe göstererek sürecin noktalandığını açıkladı, PKK’nin bulunduğu alanlar onlarca uçakla bombalandı. Sonraki süreçte Ceylanpınar olayı sık sık haber konusu oldu, her yeni bilgi, Ceylanpınar’ın çözüm sürecinin bitirilmesi için devlet içi güçlerce planlandığına işaret etti. Eski istihbaratçının iddiaları da bu yönde. Dönemin Niğde Emniyet Müdürü Yılmaz Delen hakkında iddialarda bulunan eski istihbaratçı, “Emniyet Müdürü Yılmaz Delen, Niğde’deyken kızının HTS kayıtlarını yasa dışı takip ediyor ve erkek arkadaşı B.T.’yi ‘Kızımla görüşmeyeceksin’ diye tehdit ediyor. Gençler görüşmeye devam edince bir dosyaya adını iliştirip tutuklatıyor. Bu olay 2010-2012 arasında Niğde’de gerçekleşiyor. Esas konu bu değil, Yılmaz Delen Erzurum’da polis okulunda görevdeyken Saray’a ulaşıp biat yemini edince 2014-2016 yılları arasında İstihbarat Dairesi’ne Personel Müdürü olarak atanıyor” diyor.
Eşzamanlı planlar…
Eski istihbaratçı, “Ülkeyi uçuruma sürükleyen Ceylanpınar, Ankara Gar patlaması ve Suruç gibi kritik olayların perde arkasında istihbarat zafiyeti vardı. Patlama olan illerin istihbarat personelini patlamalar öncesi değiştiren kişi yine Yılmaz Delen olacaktı. Delen, Suruç ve Ceylanpınar olayları öncesi ivedi şekilde Urfa’ya gitti. Delen istihbaratta çalışan 105 kişiden yöneticiler dahil 85 personeli görevden alıp karakollara dağıttı. Ciddi bir istihbarat açığı oluştu/oluşturuldu. 7 Haziran seçimlerinde AKP hüsrana uğramıştı. Erdoğan’ın ‘400 milletvekilini verin bu iş huzur içinde çözülsün’ sözleri ile istihbaratı ‘kör’ hale getirmek eşzamanlı gerçekleşti. Sonrasında patlamalar ve cinayetler peşi sıra geldi. İstihbaratı kör hale getirerek bu eylemlere yol veren dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, Saray’ın atama kararı ile Konya Emniyet Müdürü, Yılmaz Delen ise Çankırı Emniyet Müdürü yapıldı” diyor.
Ceylanpınar ödülü mü?
Delen hakkındaki iddialarını sürdüren eski istihbaratçı, “Saray’a biat eden bu tipler 15 Temmuz öncesi fişlemeler/tasfiye listeleri ile kendi ekiplerini oluşturdular. İl il işkence ekiplerinin kurulması ve muhaliflerin sindirilmesini organize ettiler. Delen, Urfa istihbaratın başına özel olarak Rüştü Yılmaz’ı atadı. Ceylanpınar ve Suruç olayı bu müdür döneminde gerçekleşti. İlginç olan ise bu 2 olay sonrası İstihbarat Dairesi Rüştü Yılmaz’ı başarılı bularak 24 maaşla ödüllendirdi. Ceylanpınar… Açılımı bitirmek ve toplumda bunun karşılığı olması için buna ihtiyaç vardı. Sıradan bir olaydan ‘Açılımı bitirdik’ denemezdi. Bu olay olmasa açılım masası devrilemezdi. Erdoğan ne dedi, ‘Dolmabahçe’den haberim yok’ yalan, koskoca yalan! Kimin nerede oturacağına kadar Erdoğan karar vermişti oysa” diyor.
Kasırga-Küçük diyaloğu
Eski istihbaratçı, Fahri Kasırga ile Veli Küçük arasında geçen bir diyaloğu da paylaşıyor. Eski istihbaratçı, “Bize de önce faili meçhuller araştırılsın dediler sonra desteği geri çektiler. Yüzüstü bıraktılar hatta Ergenekon’un önüne attılar… Fahri Kasırga Adalet Bakanı Müsteşarı’ydı, Veli Küçük’ün kankası. Tapeleri vardı. Veli Küçük hakim olacak birisi için ondan yardım istemişti. O da ‘Ortadoğu ve balkanların en yakışıklı paşası emret’ diyordu. Şimdi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri” iddiasında bulunuyor.
Her ilde işkence ekibi
Çözüm süreci bittikten sonra işkence uygulamaları artmıştı. Eski istihbaratçı, bunların münferit değil planlı olduğunu iddia ediyor: “7 Haziran sonrası AKP seçimleri kaybedince yeni terör konsepti devreye sokuldu. Patlamalar, terör olayları, şehitler ve seçim ile tekrardan yüzde 49 oy alarak yola devam ettiler. Başka bir bilgi vereyim. Bu bombalar patlarken Hakan Fidan Doğudaki aşiret liderleriyle buluşup ‘Bu ülke güvenliği ile alakadar AKP’ye destek verin’ dedi… Her ilde işkence ekipleri kuruldu. İlk ekip Urfa’da kuruldu. 2015 TEM şube 6 kişilik ekip. Birisi Şenol isimli polisti. İlk, Ceylanpınar davasında gözaltına alınanlara yapıldı.”