Uzun zamandır ülke seçim atmosferinin içinde olduğundan günlük yaşam ve bazı önemli konular arada kaynıyor. Ekonomi, sağlık ve eğitim seçim kalıbı içinde değerlendirildiği için detaylar gözden kaçıyor. “Dar görüşlü, gelecekle ilgili planları olmayan, ülkeyi yönetecek kişinin önem ve kalitesinden habersiz… bir kesim seçmen profili”ne karşı ne yapıldı mesela? Bu alanda çalışmalar yapmak çok önemli bence.
Sağlık personelleri, bilim insanları, sanatçılar, okuyan bilen kişiler ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. “Gidenler gitsin” demek ülkeyi ve doğal olarak gündemimiz seçim olduğu için oy verenlerin kalitesini düşürdü, düşürüyor. Eğitimde sistem değişikliği ile beraber eğitim seviyesi çok düşürüldü. Sosyal yaşamda durumlar daha da feci bir şekilde gelişiyor. Uzmanların yoksulluk ve açlık sınırı verileri ülkenin durumunu özetliyor zaten. Yoksulluğa son vermek gerekirken idare etmek zorunda bırakılmak otoriterliği de yükseltiyor.
Uyuşturucu yaşı tek hanelere düştü. Bu durum yeni değil. Savaşın başladığı günden itibaren gençlere bilerek dağıtılan bir politikadan söz etmek gerekir. Gençlerimizi yozlaştıran, düşünme, karar verme yeteneklerini öldüren şeylere karşı mücadele edilmeli, her il yönetimi bu konulara el atmalıdır. İktidarın kendini koltukta tutma arzusu derinleştikçe günlük sosyal yaşam da derin bir dip kuyuya doğru yol alıyor. Güvenlik güçlerinin bu kadar çok olduğu bir dönemde bu uyuşturucu trafiği nasıl oluyor da yaygınlaşıyor? İstedikleri anda suçluyu bulma kabiliyetine sahip olan kolluk bu konularda ketum kalıyor. Ha keza fuhuş da almış başını gidiyor. Genç kadınlar kandırılıyor ve ancak öldürüldükten sonra haberimiz oluyor. Genç kadınların arkadaşlık yaptığı erkekler cezasızlık durumunu bildikleri için her şeyi yapma hakkını kendisinde görüyorlar. Kadın yaparsa namussuz, erkek yaparsa namuslu anlayışı her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Bunlar yaşanırken, bu konulara önlem alınamazken iktidarın kadın eşitliği, hukukun çalıştığını ve adaletin olduğunu söylemeleri de pek inandırıcı gelmiyor. Toplumun dokusunu bozan yapılandırmalar ortadan kalkmalıdır; “Filler tepişirken çimler eziliyor.”
Muhalefetteki her parti seçim birlikteliğinin yanında, şehirlerde kurulacak muhalefet örgütlenmeleriyle başarılı olabilirler. Öyle gözüküyor ki iktidar seçim yaklaştıkça yandaşlarına destek olarak “göz boyama” çalışmalarına hız vermiş durumda. Kayyum belediyeleri saray gösterişleri tarzında şehirdeki ağaçları ışıklandırıyorlar. İnsanlara rahat vermiyorsunuz, bari ağaçları rahat bırakın.
Eğer geleceğe umutla bakmak istiyorsak yaşamın ana olaylarını ıskalamamak lazım. Hedefe ulaşmak için ofsayta düşmeden, faul yapmadan ve iyi hesaplanmış paslarla kaleye gitmek gerekir. Onun için transferler de önemlidir. Kadroyu iyi kurmak gerekir.