Ülkenin içinde bulunduğu kaos ve krizden çıkmasının tek yolunun Öcalan’a uygulanan tecride son verilmesiyle olacağını söyleyen HDP Muş Milletvekili Mensur Işık,”Muhatap ve sorunların çözüm yeri İmralı’dır” dedi
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’la yapılmak istenen avukat ve aile görüşlerine yönelik engelleme devam ediyor. Müvekkilleri Öcalan ile 8 yıl aradan sonra, 2 Mayıs, 22 Mayıs, 12 Haziran, 18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde 5 görüşme gerçekleştiren avukatlarının, o günden bu yana yaptıkları tüm görüşme taleplerine yanıt verilmiyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi Mezopotamya Ajansı’ndan Cemil Uğur’a değerlendiren, 2001’den 2011 yılına kadar avukatı olan Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Muş Milletvekili Mensur Işık, tecridin Öcalan’ın Türkiye getirildiği tarih olan 1999 yılında başladığını belirtti.
’20 yıllık bir tecrit’
İmralı’da 20 yıldır tecridin devam ettiğini söyleyen Işık, “Tecrit, Öcalan’ın Kenya’da uluslararası bir komployla yakalanıp, getirmesi ve İmralı’daki zindana atılmasıyla beraber başlayan bir süreçtir. Bu 20 yıllık bir tecrittir. O dönem başbakanlık vardı. Başbakanlığa bağlı İmralı sistemini yöneten bir kriz masası vardı. İmralı’daki tecrit ve İmralı sistemi o günden bugüne kadar geldi. Şimdi başbakanlık yok ama Saray’a bağlı bir kriz masası var. O kriz masası Sayın Öcalan üzerindeki tecridi daha yoğunlaştıran, derinleştiren ve mutlaklaştıran bir fiilin asıl sahibidir” dedi.
‘Disiplin cezası adı altında hakları kısıtlanıyor’
Avukat ve aile görüşü hakkının tüm tutuklu ve hükümlülerin hakkı olduğu gibi PKK Lideri Öcalan içinde hak olduğunu vurgulayan Işık, “Yıllarca avukat, aile ve telefon görüşleri engellendi. Her hükümlü ve tutuklunun hakkı olan bu görüşler Öcalan ve İmralı’da kalan diğer tutuklular için uygulanmıyor. Görüşler, idari gerekçeler, yani disiplin cezası adı altında yaptırılmıyor” diye konuştu.
‘Toplum tecrit altına alınacaksa ilk İmralı’da uygulanıyor’
5 Nisan 2015’den bu yana tecridin mutlaklaştıran bir hale getirildiğini ifade eden Işık, “Sayın Öcalan’ı neden toplumdan koparmak istiyorlar? Onun düşüncelerini, fikirlerini ve perspektiflerini Kürt toplumundan, Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu halklarından neden koparmak istiyorlar? Neden iletişimi kesmek istiyorlar? Neden Öcalan’ın fikirlerinin topluma ulaşmasını engellemek istiyorlar? Bunun tek bir sebebi var. Egemenler toplumu kutuplaştırmak isteyen sistemin çıkarına ne uyuyorsa onu topluma dayatıyor. Öcalan üzerinde devam ettirilen tecrit, aslında diğer anlamıyla topluma dayatılan bir tecrittir. Bu sistem ne zaman topluma savaşı, soykırımı, hukuksuzluğu, anti-demokratik yaklaşımları dayatacaksa ve özgürlükleri kısıtlayacak bir yaklaşım ortaya çıkaracaksa, toplumu zapturapt altına alacaksa, toplumu bu şekilde tecrit altına alacaksa bunun birinci mihenk taşı İmralı’dır” dedi.
‘İmralı’nın kapıları açılmalı’
Ülkenin içinde bulunduğu kaos ve krizden çıkmasının tek yolunun Öcalan’a uygulanan tecride son vermek olduğunu belirten Işık, son olarak şunları söyledi: “Avukatlara, aileye ve oraya gitmek isteyen aydınlara, yazarlara İmralı’nın kapılarını açmak gerek. Eğer bugün o kapılar açılmış olsaydı ya da o kapılar kapatılmış olmasaydı, savaş olmayacaktı, kriz yaşanmayacaktı, Türkiye’yi zarara sokan Rusya ve Amerika ile yapılan anlaşmalar yapılmayacaktı. Bu yüzden diyoruz ki; tek çıkış yolu var, sayın Öcalan’dır. Muhatap ve sorunların çözüm yeri İmralı’dır.”
HABER MERKEZİ