İnsanlık çocuklar açısından büyük bir sınavdan daha geçiyor. Çocuk hakları fikrinin, çocukların ebeveynlerinden bağımsız bireyler olarak görülüp görülmediğinin, onların işlediği fillerle yargılanıp yargılanmayacağının, savaşın en çok etkileneni olan çocuklara yönelik devletlerin çocuk hakları yükümlülüklerini yerine getirip getirmeyeceğini hep birlikte göreceğiz…
Suriye topraklarının IŞİD’den temizlenme görüntüleri tüm dünyaya yayılırken, onca çocuğu öldüren, onları köle olarak kullanan militanların çocuklarıyla ilgili bir soru gündemde: Avrupa vatandaşı olan bu militanların çocukları bu ülkelere geri alınacak mı?
Bu soru geçtiğimiz günlerde IŞİD militanı olan ancak pişman olduğunu belirten bir grup Avrupalı kadının ülkelerine geri dönmek ve çocuklarını huzur içinde yetiştirmek istediklerini açıklamasıyla gündeme geldi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa ülkelerine yaptığı “800 IŞİD militanını alın yoksa serbest bırakırız” tehdidi de soruya verilecek yanıtları ve ülkelerin bu konudaki tutumlarını açığa çıkarttı.
Uluslararası çocuk hakları örgütü Save The Children konuya ilişkin bir açıklama yaptı. Bu açıklamada IŞİD ile bağlantılı görülen ya da gerçekten bağlantılı olan tüm çocukların savaşın en çok etkileneni olduğu ve buna göre muamele görmeleri gerektiği söylendi. Çocukların annelerinden zorla ayrılmalarının ise çocuklara zarar vereceği konusunda uyarıda bulunuldu.
Ancak Avrupa ülkeleri yine de çocukları geri almaktan ve onların yaşadıkları, tanık oldukları şiddetin ve savaşın etkilerinden kurtulmalarını sağlayacak programlar uygulamaktan kaçınıyor.
Şu ana dek çok az sayıda çocuk ülkelerine geri dönebilmiş durumda. Bazı çocukların akrabaları, Suriye’deki kamplarda tutulan çocukları alabileceklerini söylüyor. Rusya ve Belçika gibi birkaç ülke ebeveynleri değil ama çocukları almaya hazır olduklarını açıkladı. Rusya’da 100’den fazla çocuk, geri getirilip akrabalarına teslim edilmiş durumda. Rusya bu ay ayrıca 40 çocuğu daha geri almayı planlıyor.
Belçika’da, Fatiha adlı bir kadın altı torununu almaya hazır olduğunu söylemiş. Ancak, Belçika hükümeti henüz kabul etmemiş.
Fransa ise bugüne değin her bir çocuğun durumunu tek tek inceleyerek çocukları geri alıyorken şu günlerde IŞİD militanlarını geri alıp almamayı değerlendiriyor.
İsveç Başbakanı Stefan Löfven ise hükümetin IŞİD saflarına katılıp savaşanlara geri dönmeleri için yardım etmeyeceği konusunda yaptığı net açıklamanın ardından IŞİD’li militanların çocuklarıyla ilgili “Çocuklar söz konusu olduğunda ne yapılacağını biraz düşünmeliyiz” cümlesini eklemek zorunda kaldı. Ne de olsa İsveç çocuk hakları konusunda model olabilecek pek çok yaklaşıma ve uygulamaya sahip. İşte tam de bu sebeple İsveç Çocuk Esirgeme Kurumu ise hükümetin bu tavrını çocuk hakları temelinde eleştirdi. Çocuk Esirgeme Kurumu Suriye’de bulunan IŞİD’lilerin çocuklarıyla birlikte İsveç’e getirilmelerini talep ediyor. Kurumun başkanı Ola Mattsson bu talebin gerekçesini “Çocukların kişisel hakları var. Anne ve babalarının yaptıklarından sorumlu tutulamazlar. Bu bakış açısıyla İsveç’in BM Çocuk Sözleşmesi’nde belirtilen yükümlükleri yerine getirme ve bu çocukların güvenlik içinde İsveç’e gelmelerini sağlama yükümlülüğü var” şeklinde açıklıyor.
Dedim ya insanlık önemli bir sınav veriyor. Çocuk hakları fikri ne kadar benimsemiş hep birlikte bir kere daha anlayacağız.