Almanya, bir IŞİD üyesini ‘İnsanlığa karşı suç işlemek’ ve ‘Ezidilere yönelik soykırım’ suçlarından yargılayan ilk ülke oldu
Iraklı Taha El-C. isimli IŞİD üyesi Almanya’da ‘Yabancı bir terör örgütü üyesi olmak, insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım” suçlarından yargılanıyor. Dava ülkenin Frankfurt şehrinde gerçekleştirilirken, Almanya bir IŞİD üyesini ‘Ezidilere yönelik soykırım’ suçundan yargılayan ilk ülke oldu.
DW Türkçe’de yer alan habere göre, 27 yaşındaki IŞİD üyesi Almanya’nın talebi üzerine sığındığı Yunanistan’da gözaltına alınıp, iade edildi. Almanya Federal Başsavcılığı tarafından hakkında hazırlanan iddianamede, Taha El-C. isimli IŞİD üyesinin 2015’te Irak’ın Felluce kasabasında Êzidî bir kadın ile 5 yaşındaki kızını satın aldığı, köleleştirdiği, yiyecek ve içecekten mahrum ettiği, dinini değiştirmeye zorladığı, Kur’an-ı Kerim okutup namaz kıldırdığı, anneyi ve kızını kapanmaya zorladığı, defalarca şiddet uyguladığı ve aşağıladığını belirtildi.
Annenin ifadesine başvuruldu
İddianamede ayrıca Taha El C.’nin, küçük kız çocuğunu, havanın gölgede 50 derece olduğu bir gün altını ıslattığı iddiasıyla avluya çıkardığı, koli bandıyla pencereye sabitlediği ve annesinin gözleri önünde saatlerce beklettiği yönünde bilgiler de yer aldı. Başsavcılık iddianamede, bütün bunların sonucunda kız çocuğunun susuzluktan acı çekerek, can verdiğini belirtti. İddialara, çocuğun ölümüne tanıklık etmek zorunda bırakılan annenin ifadelerinin temel teşkil ettiği kaydedildi.
Almanya Êzidîler Merkez Konseyi Başkanı Dr. İrfan Ortaç, DW Türkçe’ye verdiği demeçte, dünya çapında bütün Êzidîlerin kendilerine yönelik suçları işleyenlerden hesap sorulmasını talep ettiğini, bu sayede Êzidî halkına yönelik suçların boyutlarının da ortaya çıkmasını beklediklerini ifade etti.
Davanın Almanya’da görülmesi önemli
Êzidîlere yönelik soykırım hakkında belgesel çeken ve yardım projeleri yürüten Hawar.Help Derneği’nin Başkanı, gazeteci Düzen Tekkal ise, “Paradoks ama bu tür davalarda avantaj olan, IŞİD’lilerin işledikleri suçları propaganda amacıyla internetten bizzat paylaşmış olması” dedi. Tekkal, ayrıca Êzidîlerin kendilerini mağdur veya kurban olarak değil, korkunç bir soykırımın ayakta kalanları olarak gördüğünü ve hesap soran, adalet talep eden, sesini yükselten bireyler seklinde algılanmak istendiğini dile getirdi. Tekkal, davanın kendi toprakları dışında en çok Êzidînin yaşadığı Almanya’da görülmesinin büyük bir önem arz ettiğini kaydetti.
Katliam görüntüleri kanıt olarak kullanılıyor
Almanya Federal Başsavcılığı, Suriye savaşına ilişkin kapsamlı soruşturmalar yürüttüklerini, soruşturmaların hem Suriye hükümetinin hem de IŞİD ve diğer grupların işlediği suçlara ilişkin olduğunu kaydediyor.
Başsavcılık ayrıca, “Sezar Dosyaları” olarak bilinen ve Suriye ordusunda yer alan bir grup askeri polisin Şam’da bir hastanede çektikleri, işkenceyi belgeleyen 28 bin fotoğrafın 2016’dan beri ellerinde olduğunu, kanıtların incelenmesinde ve suçluların tespitinde bunlardan faydalandıklarını bildiriyor.IŞİD’in elinden kurtulan bin kadar kadın ve çocuğun 2015-2016 yılında Almanya’ya sığınması sonrasında verdiği ifadelerin de kanıt doğrulama ve suçlu tespitinde yardımcı olduğuna dikkat çekiliyor.
Kendisi de Êzidî olan gazeteci Düzen Tekkal, IŞİD’ten kurtulduktan sonra Almanya’ya getirilen kadınların verdiği ifadelerin suçların aydınlatılması için çok mühim olduğunu ve bu kadınların verdiği ifadelere bütün dünya çapındaki soruşturmalarda başvurulduğunu söylüyor. Tekkal, ayrıca yaşadıkları korkunç acılara rağmen onları anlatma cesareti gösteren bu kadınların yürekliliğinin suçlulardan hesap sorularak ödüllendirilmesi gerektiği görüşünde.
‘Amaç Êzidîleri dini ve kültürel bir topluluk olarak yok etmekti’
Frankfurt’ta görülen davada, 5 yaşındaki çocuğun ölümüne götüren suçun IŞİD’in Êzidîlere yönelik soykırımının bir parçası olup olmadığı masaya yatırılıyor. Gazeteci Düzen Tekkal, Taha El-C.’nin Êzidî kadın ile 5 yaşındaki kızını IŞİD’in ideolojisi çerçevesinde satın alıp, köleleştirdiğini belirtiyor ve bunun arkasında Êzidîleri dini ve kültürel bir topluluk olarak yok etmenin yattığını savunuyor. Almanya Federal Başsavcılığı da aynı görüşte. Başsavcılığa göre, zanlı Taha El-C.’nin anne ile ölen kızına yönelik eylemi IŞİD’in soykırım hedefi kapsamında yaşandı.
22 duruşma planlandı
Frankfurt’ta görülen dava için şimdilik 22 duruşma gününün planlandığı açıklandı. Davaya temel teşkil eden soruşturmanın, Taha El-C.’nin karısı Alman Jennifer W.’nin Irak’a dönmek isterken güvenlik güçlerinin dinlediği bir araçta 5 yaşındaki kız çocuğunun ölümüne ilişkin anlatımları üzerine başladığı bildiriliyor. Kendisi de Münih’te aynı suçtan yargılanan Jennifer W.’nin tutuklanmasından sonra Alman makamları hayatını kaybeden kız çocuğunun annesine ulaşmış, onun ifadesiyle ilk olarak Jennifer W.’ye karşı dava açmıştı.
2 bin 600 Êzidî kayıp
Almanya Êzidîler Merkez Konseyi’nin verilerine göre,IŞİD’in kaçırdığı ve bir daha kendisinden haber alınamayan 2 bin 600 Êzidî bulunuyor. Konsey Başkanı İrfan Ortaç, Êzidîlere yönelik suçların sistematik biçimde işlendiğini, onların sorumluları bulunup, hesap sorulmadan IŞİD’ın mağlup edildiğinden bahsedilemeyeceğini söylüyor.
Ortaç, hukuki yüzleşme olmaksızın bölgede barışın da sağlanamayacağını kaydedip, özellikle Müslüman ülkelerde sorumluların yargı önüne çıkarılmasını beklediklerini belirtiyor.