Kaçan veya çatışmada ölen IŞİD militanlarından geriye çoğu Avrupa kökenli yüzlerce kadın ve çocuk kaldı. Hiçbir Avrupa ülkesi vatandaşlarını geri kabul etmek istemiyor.
IŞİD sadece insanları öldürmekle kalmadı.İnsanlığı da tahrip etti. Demokratik Suriye Güçleri(DSG) Suriye topraklarını bu çeteden kurtardıkça tahribatın boyutları daha çok açığa çıkmaya başladı. Çeteler kaçarken eşleri ve çocuklarını geride bıraktılar. Çoğu Avrupa ülkelerinden gelen bu kadınları ve onların yanındaki çocukları geldikleri ülkeler de kabul etmek istemiyor. Şimdilik üç kampta tutuluyorlar ve DSG batılı ülkelerin kendi vatandaşlarını kabul etmesini bekliyor.
BBC’de yer alan bir haberde bu insanların pişmanlığını ve yanısıra Batılı devletlerin pragmatizmini gösteriyor. IŞİD’e katılmak için ülkelerinden ayrılan bu kadınlar ailelerine gönderdikleri mektuplarda ve telefon mesajlarında alıntı yapan BBC bu kadınların çocukların geride bıraktıkları ülkelerde yetişmesini istediklerini söylüyor: “Anne, baba, beni her şey için affedin” diye yazıyor 23 yaşındaki bir kadın. “Aklınızın almayacağı şeyler yaşadım. Sizinle olmak istiyorum ve asla sizden ayrılmamak…” Bu kadın, kaçan ya da çatışmalardan ölen IŞİD militanının eşi. Bu durumda olan 650 kadın ve çocuk üç kampta tutuluyor. DSG bunları geldikleri ülkelere göndermek istiyor. BBC’nin haberine göre ABD ve Rusya, bazı vatandaşlarınıteslim alıp gözaltına tutmaya başladı. Endonezya da öyle. Ama Avrupa aynı şeyi yapmıyor.
Belçika, Fransa ve Hollanda’daki aileler, yakınlarını ülkeye getirebilmek için hükümetlerine dava açıyor. Fransız yetkililer, çocukları geri getirmeye çalışacaklarını açıkladı, ancak annelerini değil.İki Avrupalı yetkili bu konu ile ilgiliKürt yetkililerle görüşme halinde olduklarını belirtti. Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan ISCR,IŞİD’e katılan 5 bin 900 Batı Avrupalının 5’te 1’inin kadın olduğunu, bu kadınların en az 599 bebek doğurduğunu söylüyor. Çocuklar hem kurban, hem de bir tehdit olarak görülüyor, dolayısıyla Avrupa’daki evlerine ve okullarına geri göndermek zorlukları da beraberinde getiriyor. UluslararasıKızılhaç Örgütü’nün direktörü Peter Maurer, “Terör saldırılarına maruz kalmış ülkelerdeki hassasiyeti anlıyorum. Yine de çocukları için insani çözümler bulmaya çalışıyoruz” diyor.
Avrupa sorumluluktan kaçıyor
Geçtiğimiz günlerde Kürt yetkililer bu konu ile ilgili Avrupa Basın Klübü’nde bir basın toplantısı yaptı. Bu toplantıda konuşan Cizre Kantonu Dış İlişkiler Konseyi Eş Başkanı Dr. Abdulkerim Ömer, tutuklu bulunan IŞİD mensupları ve ailelerinin sayılarına ilişkin de bilgi verdi. Ömer, şimdiye kadar 790 IŞİD üyesi, 584 kadın ve 1,248 çocuğun ellerinde olduğunu ifade ederken, kadın ve çocukların El Hol, Roj ve Eyn İsa mülteci kamplarında kaldığını belirtti. “Dêra Zor’daki operasyonlar nedeniyle teröristler ve ailelerinin sayısı artmaya devam ediyor” diyen Ömer, Hecin ve çevresindeki çete mensuplarının sayısının 5 bine yakın olduğu tahmininde bulundu. Tutuklu çete mensuplarının kendileri için hem büyük bir sorun hem de tehlike olduğunu ifade eden Ömer, Türk saldırıları nedeniyle bir boşluk doğduğunda bunların kaçabileceğini ve Avrupa için de tehdit oluşturabileceğini kaydetti. IŞİD’li ailelerin çocuklarının eğitimi için uluslararası toplumun sorumluluk alması gerektiğini söyleyen Ömer, bunların kendileri için büyük bir yük olduğunu belirti. Ömer, ellerindeki çete mensuplarının da kendi ülkelerinde yargılanması ve cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi. Uluslararası koalisyon ile diyalog halinde olduklarını ancak halen bu konuda bir destek almadıklarını sözlerine ekleyen Ömer, Avrupa medyasının da bu sorunu gündemlerine alarak hükümetlere baskı yapmasını istedi.