Amed, Şirnex ve Mêrdîn coğrafyalarında maden ve enerji santral işgali sürerken devasa büyüklükteki GES’ler Riha dahil tüm bölgede genişlemeye devam ediyor. GES’lerle mera ve tarım arazileri güneş tarlalarına dönüştürülüyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
İskenderun Demir Çelik AŞ (İsdemir)’nin, Şirnex’te (Şırnak) 2170 dekar mera alanına Güneş tarlası kuracağı açıklanırken, aynı şirket Amed’de de GES kuracağını açıkladı. İsdemir, TEAŞ’la yaptıkları anlaşma gereği işletmelerde kullandıkları elektrik ile kuracakları GES’ler de üretilen elektrik mahsuplaşmaya sokulacak. Güneş tarlalarını kurma amaçları ise AB ‘ye gerçekleştirdikleri ihracatta ‘karbon’ vergisinden kurtulacaklar ve aynı zamanda ürettikleri elektriği de işletmelerde kullanmış olacaklar. Çok kârlı bir iş olan bu girişimin devasa büyüklükteki kendi işletmeleri yerine Kürt illerine taşımalarının gerekçesi ise büyük teşviklerle bu işi gerçekleştirmelerinden kaynaklı.
Amed ve Mêrdîn’de 4 bin 720 dekar!
Üretimde kullandığı elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla Amed’de 140 MW gücünde güneş enerji santralleri kuruluşuna başlayan İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. (İsdemir) Amed’de 40 MW gücünde bir santral daha kurmak için adım attı. Santral kuruluşunda Amed coğrafyasında en az 3 bin dekar mera ve tarım alanı 480 bin GES paneliyle kaplanarak güneş tarlasına dönüştürülürken, bu amaçla halkın malına da acele el koyulacak. İsdemir Mêrdîn’de (Mardin) kuracağını açıkladığı 105 MW gücündeki santral için 1720 dekar alanda 265 bin 464 adet güneş paneliyle yine mera ve tarım arazilerini güneş tarlalarına dönüştürüp yaşamsal önemde olan tarım arazileri ile meraları amaç dışı kullanıma taşırken arkasında iktidarın gücü ile halkın malına acele ve zorla çökülecek.
Şirnex’te 2 bin 170 dekar
Aynı şirket bir güneş santralini de Şirnex’in Hezex (İdil) İçesi sınırlarında 2 bin 170 dekar mera ve ormanlık alanda 130 MW kurulu gücünde ‘İsdemir Şırnak Güneş Enerji Santrali’ kuracak. Proje kapsamında 550 Wp gücünde 347 bin 274 adet güneş paneli kullanılacağı ve santralin ekonomik ömrünün 25 yıl olacağı belirtiliyor. Aynı zamanda EÜAŞ ve / veya dağıtım şirketlerinden demir çelik üretimi için kullandıkları elektrikle, bölgede ürettikleri GES elektrik için mahsuplaşma yapılacak. Böylelikle bölge petrol, maden, baraj vd girişimlere adeta işgale uğratılırken, İskenderun Demir ve Çelik A.Ş kazanmaya devam edecek.
Bölge adeta yağmalanıyor
Kürt coğrafyasında petrol, maden, enerji (GES, RES, Termik vd.) ve barajlarla doğal yaşam yerle bir edilerek, şirketlere yağma özgürlüğü sağlanıyor. Ormanların yakılıp kesilmesi, köylerin yakılıp zorla boşaltılması gibi uygulamalarla birlikte bölgede sermaye işgalleri büyümekte. İktidar sermayeye alan açarken, uluslararası büyük sermayeyi de bölgeye davet edip ‘yerli-milli’ ortaklıklar kurarak Kürt coğrafyasını insansızlaştırıp adeta yok oluşa bağlıyor. Riha’dan (Urfa) başlamak üzere Amed, Mêrdîn, Şirnex, Wan, Sêrt (Siirt) ve diğer birçok ilde meralar ve tarım arazileri işgal edilerek güneş tarlalarına dönüştürülmekte. Devasa büyüklükte alanlar, bölge halkına hiçbir yararı olmayan bu girişimlerle işgal edilirken, bireylerin arazileri ile kamusal arazilerin şirketlere verilmesi ve halkın köylerinden sürülmesiyle sonuçlanan yıkıcı süreçler yaşanıyor.
Sermayenin ‘temiz’ sömürüsü!
Kapitalizmin üretim süreçlerinin ortaya çıkardığı ekolojik krize çare bulma iddiasıyla, debelendiği büyüyememe krizini aşabilmek adına sermaye için yeni birikim alanları yaratılmaktadır. Yenilenebilir-temiz enerji, elektrikli araba, hidrojen ve benzeri üretim süreçlerine dönüşümü dayatırken, yeni birikim yollarını da açarak kapitalizmin işleyişini canlı tutmayı hedeflemektedir. Tüm bu süreçlerin faturası ise doğal yaşama ve emekçi halklara kesilmektedir. Dünya da 400 yılı aşkın süredir devam eden kapitalizm artık yolun sonuna gelmiş durumda. Yaşamı yok oluşa kadar yağmalamak zorunda olan kapitalizm bunu emek ve doğa üzerinde sürdürmektedir.
Emisyon Ticaret Sistemi
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve karbon vergisi, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok kapitalist ülke için küresel ısınmayla mücadele planlarının temelini oluşturuyor. Karbon fiyatlandırması için tanımlanan iki farklı piyasa aracı olan karbon vergisi ve ETS hali hazırda birçok ülkede uygulanıyor. Avrupa Birliği’nin “kirleten öder” mekanizması ile parası olanın kirletme özgürlüğü kazandığı bu sistem, aslında soluduğumuz temiz havanın ticarete konu edildiğini ortaya koymaktadır. Kapitalizm tarafından kullanışlı bir ticari alana dönüştürülen küresel ısınma, sermaye için yeni bir birikim alanı olarak işletilen bir sürece bağlanırken, dünya halklarına yönelik bir kurtuluş yolu algısı oluşturulup halklara ‘karbon vergisi’ konmaya hazırlanılıyor.
‘Net sıfır emisyon’
İklim zirvelerinde sermayeye yeni birikim yollarının açılması sağlanırken, bu yolun en belirgin hedeflerinden birisi de karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oldu. Karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi ile temiz ve kirli hava sermaye için değişim sürecine bağlanmış durumda. Küresel ısınmayı çözmek adına yürürlüğe sokulan ‘Net Sıfır Emisyon’ hedefi, kapitalizmin yenidünya düzeni kapsamında ortaya koyduğu politikaların kilometre taşlarından biri olarak öne çıkıyor. İsdemir bulunduğu bölgede büyük bir karbon kirliliğine yol açarken, Amed, Şirnex ve Mêrdîn’de kuracakları GES’lerle ‘Net Sıfır Emisyon’a ulaşacak ve AB ile yapacakları ticarette karbon vergisinden kurtularak kârlarına kâr katacak. Bu girişimde tek zarar edenler Kürt coğrafyası ve insanı olacak.