34 yıldır ev emekçisi olan Arzu Çelebi, maruz bırakıldıkları ayrımcılık ve sömürüye dikkat çekerek, ‘Her zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördük. Ev işçiliği bildiğiniz modern kölelik’ dedi
Türkiye’de işçi ve işverenlerin çalışma ortamlarındaki haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun kapsamı dışında kalan ev emekçilerinin çalışma alanını doğrudan düzenleyen herhangi bir yasa yok. Ev emekçileri yıllarca sosyal güvencesi olmadan çalıştırılırken, mobbingden fiziksel şiddete kadar birçok noktada mağdur ediliyor. Mağdur edilenlerden biri de 34 yıldır ev emekçisi olarak çalışan Arzu Çelebi. 2 yıldır Ev Emekçileriyle Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN) üyesi olan Arzu Çelebi, bunca yıldır hep haksızlığa uğradığını söyledi. 7 yıl sigortasız çalıştığı iş yerinden sigortası yapılmayınca ayrıldığını dile getiren Çelebi, işvereni mahkemeye vererek haklarını talep ettiğini dile getirdi. Bir buçuk yıldır devam eden davanın beş duruşması görüldü. İşe başladığında işverenin SSK sözü verdiğini ancak yıllarca oyaladığını belirten Çelebi, artık güvencesiz çalışmak istemediğini vurguladı.
‘7 yılımı yok ediyorlar’
Dosyaya bilirkişi atandığını belirten Arzu Çelebi, şöyle devam etti: “İşveren mahkemede 7 yıl boyunca çalıştığımı inkar ediyor. Beni bir ay boyunca denediklerini söylüyorlar. Aradaki 7 yılımı yok ediyorlar. Son sekiz aya kadar da çocuklarına baktım. Benim dadı olmadığını söylüyorlar. Çocuklarına kötü davrandığımı o yüzden işime son verdiklerini söylüyorlar. Yani büyük bir yalanın içindeyim. 5 yıl oturdukları sitede kamera kayıtları var. Giriş çıkışları, bahçe kayıtlarının hepsi var. Sümen defteri (siteye giriş çıkışın kayıt altına alındığı defter) var. Güvenlik amirleri var. Beşinci duruşmada dosyaya bilirkişi atandı. Bilirkişi sümen defterini ele geçirdi. İnşallah oradan iyi bir gelişme olur.”
‘Boşanırsan çalışamazsın’
10 aydır SSK’lı olarak başka bir yerde çalıştığını söyleyen Arzu Çelebi, işverenin “SSK çok fazla geliyor. Sigortayı artık ödemeyeceğiz” diyerek Mayıs ayından sonra işine son verdiğini dile getirdi. Son işinde çalışırken eşiyle boşanma aşamasına geldiğini de sözlerine ekleyen Çelebi, “Eşimle boşanma aşamasına geldik. Patronum bana ‘Boşanırsan işine sor veririz. Dul olarak buraya gelemezsin’ dedi. Buna maruz kaldığım için boşanmayı erteledim. Boşandıktan sonra yaşamaya hakkımız yok sanki. O yüzden evliliği yürütüyorum” diye konuştu.
‘Gizli bir sistem var’
Birçok işte yatılı olarak çalıştığını kaydeden Arzu Çelebi, “34 senedir çalışıyorum ama her zaman haksızlığa uğradım. Her zaman ikici sınıf vatandaş muamelesi gördük. Bildiğiniz modern kölelik ev işçiliği. Saati belli değil, ücreti çok az ve güvencesi yok. Gücünün üstünde işler bekleniyor. Ama ücrete geldiği zaman mümkün olduğu kadar az olması isteniyor. Yemek haklarına riayet edilmiyor. Yani ‘yemesin içmesin çalışsın’ diyorlar. Kendi içinde gizli bir sistem var. Çöpe giden 34 yılım var. Yaşım artık 50’ye dayandı. Bundan sonra en azından güvenceli çalışmak istiyorum” şeklinde konuştu.
‘İşçi bile değilmişiz’
Son 2 yıldır EVİD-SEN üyesi olduğunu dile getiren Arzu Çelebi, neden sendika üyesi olma ihtiyacı duyduğunu şöyle anlattı: “Çünkü tek başına sesimi duyuramıyorum. Tek başına bir şey yapamıyorum. En azından toplu bir şekilde sesimizi yükseltmek istedik. Sendika bize büyük bir özgüven aşıladı. Biz işçi bile sayılmıyormuşuz, bunu öğrendik sendika sayesinde. Ben davalık olduğum işyerimde şiddete maruz kaldım. Üç saat üzerime kapı kilitlendi. Bana kendi isteğimle orada olduğuma dair bir yazı imzalatılmak istendi. 3 saat imzalamadım. Karakola gittiğim zaman komiserin bana söylediği şey ‘sen işçi bile değilsin’ sözü oldu. O zaman çok üzüldüm. Yani bunca sene çalışıyorum, bir emeğim var ama işçi bile değilmişim. Sendika bu konuda benim her şekilde yanımda oldu.”
‘Kadın olmak zor’
Özellikle kadın olarak yaşadıkları sorunlara değinen Arzu Çelebi, “Nasıl olsa iş bulamazsın” anlayışıyla sömürüye maruz bırakıldıklarının altını çizerek, şöyle devam etti: “Emeği veren benim ve her yerde iş yapabilirim. Ben gider yüz tane simit alır bir okulun önünde satabilirim. Hiçbir şekilde onlara mecbur olmadığımı anladım. Kadın olarak her şekilde yaşamak zor” dedi.
‘Köle değil işçiyiz’
Ev işçilerinin sendikası EVİDSEN, 2 Haziran’da İHD İstanbul Şubesi’nde bir basın açıklaması yapmıştı. Koç Holding CEO’su Can Kıraç’ın evinde çalışan EVİD-SEN (Ev Emekçileri Dayanışma Sendikası) genel başkanı Gülhan Benli işten çıkartılmasıyla ilgili düzenlenen açıklamada, Can Kıraç’ın eşine bakım hizmeti veren Gülhan Benli’nin defalarca mobbinge maruz kaldığı ve sendikal çalışmasından ötürü işinden edildiği vurgulandı.
Sigortasız işçi çalıştırıyor
Çalıştığı süre boyunca sigorta primlerini alamayan Gülhan Benli’nin işveren olarak muhatap olduğu kişi Can Kıraç’ın kızı, Mercan Sigorta Acenteleri A.Ş.’nin sahibi Aslı Kıraç! EVİD-SEN’in açıklamasına göre sadece Benli değil, evde çalışan diğer hemşire ve hasta bakıcıları da sigortasız çalıştırılıyor!
Sendikayla güçlüyüz
“Bu pislik patronların, biz toz bezi değiliz, ev işçisiyiz” diyen ev işçilerinin açıklaması, işten çıkartmalara karşı hem Gülhan Benli’nin mücadelesine sahip çıkma, hem de örgütlenerek ev işi sömürüsüne karşı mücadele etme çağrısı ile sona erdi.
İSTANBUL