HDK ve HDP, yoksulluk, kaos ve depremin sorumlusunun mültecilerin olmadığını belirterek ırkçılığa karşı dayanışma çağrısı yaptı
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Göç ve Mülteciler Meclisi ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu, deprem bölgelerindeki mültecilere ilişkin ırkçı paylaşımlara karşı yazılı bir açıklama yayımladı.
“Afetler halklar arasında ayrımcılık yapmaz, gün dayanışma günüdür” başlığı ile yapılan açıklamada, doğal afetlerden dil, din, ırk ayırmadan ezilen tüm halkların etkilendiği vurgulandı.
Geri Gönderme Merkezi’ndeki mültecilerin durumu açıklansın
Deprem bölgesinin aynı zamanda göçmen ve mültecilerin yoğun yaşadığı bölge olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Göçmen ve mülteciler bir yandan ağır yoksulluk koşullarında yaşarken, diğer yandan da nefret politikalarından kaynaklanan ırkçılıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Yıllardır AKP-MHP bloku, mülteci sorununu doğru bir şekilde yönetmediği ve zaman zaman hem iç hem dış politikada araçsallaştırdığı için milyonlarca insan temel haklarına ulaşamamış, sömürülmüş ve şiddete uğramıştır. Bu vesileyle göçmenlerin tutulduğu Geri Gönderme Merkezleri’nin ve Geçici Barınma Merkezleri’nin durumlarının ve buralardaki ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığına dair bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini hatırlatmak isteriz” denildi.
‘Türkiye’nin işgalindeki bölgelerde arama kurtarma yapılmıyor’
Yoksulluk, kaos ve depremin sorumlusunun mültecilerin olmadığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “Tersine bu süreçlerin sonucunda insanlar mülteci olur. Deprem sadece Türkiye’yi değil, bilindiği gibi Suriye’yi de vurdu. Ancak savaş politikalarının sonucunda ağır bir yıkımla baş başa kalan Suriye önce işgal sonra depremle yeniden sarsılırken, Suriye’ye uygulanan ambargo yardımların zamanında ulaşmamasına neden olmuştur. Türkiye’nin işgali altında olan yerlerde durumun kötü olduğu ve gerçek anlamda arama kurtarma çalışmalarının yapılmadığı belirtiliyor. Buradaki duruma dair uluslararası kamuoyunun daha çok sorumluluk alması ve yardımların hızlıca ulaştırılması gerekmektedir.
Dayanışmayı örgütleyelim
Devletin de enkaz altında kaldığı bu 10 ilde, dayanışmayla insanları hayata döndürmek, enkazlardan sağ çıkanların ihtiyaçlarını karşılamak yine deprem bölgesi dışında bulunan halkların sorumluğuna kalmıştır. Bu sorumluluk duygusuyla, hayatını kaybeden ve yaralanan herkesin sadece insan olduğu gerçeğiyle büyük bir dayanışmayı örgütlemeye çalışıyoruz. Bu süreçte ırkçılığı körükleyen kişi ve kurumlar bu yaklaşımlarına derhal son vermelidir. Ağır bir insanlık dramı yaşadığımız bir dönemde, bir yandan da göçmen ve mültecilere karşı örgütlenmeye çalışılan nefret atmosferine karşı da mücadele ediyoruz. Bu tür çabaların linçlere zemin yaratabileceğinin farkındalığıyla, herkesin gerekli sorumluluğu alması yönünde çağrı yapıyoruz.”
HABER MERKEZİ