İran’da protestolar devam ederken, rejim saldırılarını artıyor. Deneyimli gazeteci Leila Saadati, İran’ın büyük bir hapishaneye çevrildiğini söyleyerek, ‘İran’ın hapishanelerinde her sabah ezan sesiyle birkaç kişi infaz ediliyor’ dedi
Başörtüsünü “düzgün takmadığı” gerekçesi ile “ahlak polisi” tarafından katledilen Jina Mahsa Amini’den bu yana İran’da halk baskı ve şiddete karşı “Jin Jiyan Azadî” sloganı etrafında örgütlendi. 2. yılına yaklaşan ve İran ve Rojhilat’ın her noktasına yayılan bu direniş karşısında İran İslam Cumhuriyeti her alanı güvenlikçi politikalarla yönetiyor ve adeta bir Olağanüstü Hal rejimi uygular hale geldi. Sabah ezanında ailelerden habersiz infazlar, hapis cezaları ve şiddet İran’ı tanımlayan kelimeler oluyor.
İran İnternatinol’dan Kıdemli Gazeteci Leila Saadati, ülkedeki OHAL’i JİNNEWS’ten Melek Avcı’ya anlattı.
100’den fazla öğretim üyesi ihraç edildi
Şiddet, katliam ve tutuklamalara rağmen İran’da halkın protestolara devam ettiğini belirten Saadati, özellikle üniversitelerde ders veren 100’den fazla öğretim üyesinin ihraç edildiğini söyledi. Saadati, “Şu anda hükümet, üniversitelere, öğrenci ve öğretim üyelerinin tüm faaliyetlerini gözlemleyen askeri ve gizli güçleri yerleştirmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Hükümet peçe ve iffet yasası talep ediyor
Kadınların, zorunlu başörtüsü uygulamasının kaldırılması, ahlak polisinin lağvedilmesi ve kadınların yaşamını zorlaştıran birçok konunun çözümü taleplerini olduğunu belirten Saadati, “Ancak hükümet tabi ki sessiz kalmadı ve zorunlu örtünme olmadan dolaşan kadınları bastırmak için ahlak polisini tekrar sokaklara saldı. Metro istasyonlarına sivil kıyafetli memurlar ve peçe denetçisi kadınlar yerleştirildi, peçesi olmayan kadınları baskıladılar ve metro kullanmalarına izin vermiyorlar. Ayrıca zorunlu örtüsü olmayan kadınları kayda alıp aleyhlerinde dosya oluşturmaya başladılar. Buna ek olarak, hükümet, zorunlu örtüsü olmayan sürücülerin arabalarına el koyup cezai yaptırımlar uyguluyor. Hükümet ayrıca İslam Danışma Meclisi’nde bir peçe ve iffet yasasının onaylanmasını talep ediyor ki, bu yasa kabul edilirse kadınların baskı altına alınmasını artırabilir. Yine de İran’daki kadınlar cesur bir şekilde mücadelelerine devam ediyor. Örtü denetçileri ile karşılaşıp mahkemeye gitmekten hiç korkmuyorlar. Olumlu bir gelişme ise şu zorunlu peçenin ve ahlak polisinin kaldırılması talebinin sadece kadınların isteği olmaması, aynı zamanda birçok ailenin de bu görüşü paylaşmasıdır. Birçok baba ve koca, kızlarını ve eşlerini destekliyor, hatta kadın hakları için mücadele ederken peçe denetçileri ve yetkililerle karşılaşarak çatışıyorlar” diye belirtti.
Yoksulluk ve hayata müdahale had safhada
İran’da ekonomik, siyasi ve kültürel sorunların birbirine geçtiğini ve halkın büyük bir bölümünün açlık yaşadığını belirten Saadati, “Halk, yakın çevresindeki yetkililerin hırsızlık ve rüşvet aldığını ve bu kişilere hiçbir şey olmadığını gördükçe öfkeleniyor. İnsanlar basit bir banka kredisi dahi alamıyor. Buna ek olarak, gençler işsiz ve geleceklerinden endişeli. İran’dan göç edebilenler göç etti, ancak İran’da kalmak zorunda olanların koşullardı zor. Şimdi bu ekonomik, çevresel sorunlar ve yolsuzlukları bir araya koyun ve buna bireylerin özgürlüklerini kısıtlamayı ekleyin. Halk her taraftan da hükümetin baskısı altında eziliyor” ifadelerini kullandı.
Her sabah ezan sesiyle biri infaz ediliyor
Geçtiğimiz haftalarda cezaevinde 4 Kürt gencinin idam edilmesine tepki gösteren Saadati, “Her seferinde ülkede genel protestolar düzenlendiğinde ve sonra biraz azaldığında, hükümet infazları artırarak korku ve baskıyı yaymaya çalışıyor. Geçen yıl, birkaç kişiyi halkın gözü önünde ve topluca infaz etti. Bu günlerde, İran’ın hapishanelerinde her sabah ezan sesiyle birkaç kişi infaz ediliyor” dedi.
Kürt halkı hükümetin baskısı altında
Kürt halkının her zaman hükümetin baskısı altında olduğunu söyleyen Saadati, “Bakın, Kürt halkı her zaman hükümetin baskısı altında olmuştur. Hükümet, Kürt ideolog ve siyasi aktivistleri genellikle milliyetçi ve ayrılıkçı olarak tanımlayarak veya Komala üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alır ve idam eder. Hatta bazen hiçbir gruba üye olmayan Kürt siyasi aktivistleri bile tutuklayıp hapse atar. İran’daki Belucilerle ilgili durum da aynıdır. Yani, Beluc ve Kürt halkı her zaman baskı altında olmuştur. Bununla birlikte, bu iki topluluk arasında hükümete karşı mücadele eden gruplar bulunuyor” diye belirtti.
TAHRAN