İran cezaevlerinde siyasi tutuklu olan 5 kadın aktivist, gönderdikleri mektuplarda ‘Jin Jiyan Azadî’ ayaklanmasının halkın yaşadığı büyük ve harika bir deneyim olduğunu belirterek, ‘Birlikte kazanacağız’ mesajını verdi
İran’da Evin ve Yezd cezaevlerinde tutuklu olan kadın aktivistler Zeynep Celaliyan, Sepideh Gholian, Jalraj Iraee, Narges Mohammadi ve Niloufar Bayani’nin ayrı ayrı kaleme aldığı mektupları Le Monde gazetesinde yayınlandı.
‘Yoldaşlarımın idamına tanık oldum’
Kürt siyasi tutuklu Zeynep Celaliyan, mektubunda şu anda memleketinden bin 500 kilometre uzaktaki Yezd hapishanesinde sürgünde olduğunu belirterek, “Uzun yıllarım boyunca birçok hakarete, iftiraya, tutsaklara yapılan işkencelere tanık oldum. En kötüsü de yoldaşlarımın idamına tanık oldum. Bundan daha büyük acı olur mu? Ama bu zalimler benden pişmanlık duymamı istiyor ve tüm bu zulmü gözlerimle gören ben, pişmanlık duymalı mıyım? İranlı yetkililerin uyguladığı acımasız işkence gördüm ve çeşitli cezaevlerine sürüldüm. 16 yıldan fazla fiziksel ve psikolojik işkence, tecavüz tehditleri, ağır dayak ve ağır fiziksel yaralanmalar geçirdim. Zalimler suçlarını meşrulaştırırken, katliamlar yapılıyor ama ben zalimlerin ölmesini değil, onları bu topraklardan sürülmesini istiyorum” dedi.
‘Acım hapishane değil özgürlüğün kaybıdır’
Mektubunda 16 yılı aşkın bir süredir özgürlük, adalet ve eşitlik adına zalimlerin cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde yaşadığına dikkat çeken Zeynep Celaliyan, “Ama benim acım hapishane değil, özgürlüğün kaybıdır. Özgürlük çığlıkları duyulmayan sevdiklerinin kaybı, kana susamış iktidara katılmayıp feda edilenlerin… Onlar özgürlük yolunda onur ve gururla yaşıyorlar hayatlarını. Yaşadığım sürece ben de var olacağım. Ezilenlerin ve dışlanmışların cephesi, zafere ulaşana kadar zalimlerin karşısında duruyor” dedi.
‘Birlikte kazanacağız’
Evin Hapishanesi’nde tutuklu olan kadın aktivist Narges Muhammedi de mektubunda “İran’da çatlayan korku duvarının sesini duyuyor musunuz?” diye sorarak şunları ifade etti: “Var olan irade sayesinde yakında yıkılışını duyacaksınız. İranlı kadınlar ülkenin dini ve ataerkil sistemine karşı ‘jin, jiyan, azadî’ ayaklanmasını başlattı. Bu mektubu yayınlamamız sesimizin kulaklarınıza ulaşacak kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Birlikte kazanacağı” ifadelerini kullandı.
‘Sesim duvarların arkasından geliyor’
Evin Cezaevi’nde tutuklu olan kadın aktivist Sepideh Gholyan mektubunda, “Sesim, hayatının 50 yılı boyunca işkenceye ve boğulmaya tanık olan duvarların arkasından geliyor ama aynı zamanda bir haykırışa da dönüşmüş durumda. ‘Jin, jiyan, azadî’ devrimci ayaklanması, geçmiş deneyimlere ve mücadelelere dayanıyor. Halkın yaşadığı büyük ve harika bir deneyim” dedi.
Nilofer Bayani işkenceleri yazdı
Casusluk iddiasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılan araştırmacı ve çevre aktivisti Nilofer Bayani de mektubunun büyük bölümünü ayaklanma mağdurlarının anısına ayırarak, mahkumlara uygulanan işkence ve baskıları yazdı. Nilofer Bayani, mektubunda tüm kesimlere duyarlılık çağrısında bulundu.
‘Devrime giden tek yol sokaklardır’
6 yıl hapis cezasına çarptırılan 34 yaşındaki yazar Jalrokh Iraei de, devrim ayaklanmasının başlamasıyla birlikte tekrar tutuklanarak 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Jalrokh Iraei kaleme aldığı mektupta, “Hiç şüphe yok ki devrime ve diktatörlüğün sonuna giden tek yol sokaklardır. Uluslararası toplum, İranlı protestoculara ‘Tek başınasınız’ mesajını verdi. Bu nedenle kazanmanın tek yolu halk kitlelerinin sokaklardaki mücadelesidir. Yöntem ne olursa olsun, engeli her zamankinden daha kararlı bir şekilde ortadan kaldırdığımızdan emin olalım” diye ifade etti.
Mektuplar Fransa’da etkinlikte okunacak
Mektupların düzenlenerek 22 Eylül’de Fransa’nın başkenti Paris’te “İran ve Ötesinden Siyasi Mahkumlar, Baskı Duvarlarının Dışındaki Güçlü Sesler” toplantısında okunacak.
DIŞ HABERLER