AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kerkük’te yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamalarına Iraklı Şiilerden sert tepki gelirken, ABD’den ise 140’ıncı madde çağrısı yapıldı
Son bir haftadır Kerkük’te başlayan olaylar sürerken, olay sonrası yaşanan gelişmeler de devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, yaptığı açıklamada, Kerkük’ün huzur ve istikrarının hiçbir şekilde bozulmaması gerektiğini, Kerkük’ün durumunun kötüleşmesine neden olan hareket ve eylemlerin durdurulması gerektiğini belirterek, “Kerkük bir Türkmen kentidir. Yüzlerce yıldır çeşitli kültürlerin barış içinde yaşadığı bir coğrafyadır. Bu bölgenin istikrarının ve birliğinin bozulmasına izin vermeyeceğiz” sözlerine Iraklı Şiilerden sert tepki geldi.
Esahip Ehil El Hak Hareketi Başkanı Qeys Xezeli, Kerkük’ün bir Irak kenti olduğunu, Türkmenlerin Iraklı olmadıklarını ve dolayısıyla da hiçbir devletin Irak’ın iç işlerine karışma hakkının olmadığını söyledi.
Feyleqa Weed Sadiq Genel Sekreteri Şêx Muhammed Temimi, aynı konuya ilişkin, “Erdoğan’ın Kerkük’e ilişkin açıklamalarını şiddetle kınıyoruz. Kerkük Irak’ın bir kentidir. Arapların, Kürtlerin ve Türkmenlerin bir kentidir. Bu nedenle hiçbir devletin Irak’ın iç işlerine karışmasına izin vermeyiz. Kerkük, tüm bileşenler ve mezheplerin kardeşlik, barış ve sevgi simgesi olarak kalacaktır” dedi. Şêx Muhamed Temimi, “Irak topraklarını işgal eden yabancılara karşı savunma güçlerinin Irak topraklarını savunma mücadelesi devam ediyor” İfadelerini kullandı.
ABD çözüm için 140’ıncı maddeyi hatırlattı
ABD’de Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel ise, Kerkük’te yaşanan krizin Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesi çerçevesinde çözülmesi çağrısı yaptı. ABD, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin Kerkük’teki ‘Ortak Operasyonlar Komutanlığı’ binasını geri verme adımının ardından patlak veren şiddet olaylarını kınadı. Patel “Kerkük’teki gerilimi yakından takip ediyoruz ve meydana gelen şiddet olaylarını kınıyor, hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz” dedi ve anlaşmazlıkların Irak Anayasası’nın 140. Maddesini devreye sokarak çözülmesi çağrısı yaptı. Söz konusu madde Bağdat ve Erbil arasındaki ihtilaflı bölgelerdeki durumun çözüme kavuşturulmasını ve halka federal hükümete bağlı kalma ya da Kuzey Irak’taki yarı özerk Kürt bölgesine katılma arasında seçim yapma hakkı kapsamında referandum yapılmasını öngörüyor.
Krize neden olan bina
Söz konusu bina, DAİŞ’in 2014’teki ilerlemesi sırasında Irak ordusunun bölgeden çekilmesi üzerine peşmergenin kontrolüne geçti. Sonrasındaki üç yıl boyunca da, Kerkük’teki KDP karargahı olarak kullanıldı. Erbil yönetiminin Mesud Barzani liderliğinde 2017’de düzenlediği bağımsızlık referandumu sonrasında ise dengeler değişti.
Bağımsızlık referandumu öncesindeki süreçte Hewler, Irak Anayasası’nın 140’ıncı maddesine göre petrol zengini Kerkük’ün statüsünün belirlenmesi için en geç 31 Aralık 2007’ye kadar referandum düzenlenmiş olması gerektiğine dikkat çekiyordu. Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Bağdat’ı hem referandumu ertelemek hem de kente Arapları yerleştirerek etnik yapıyı kendi lehine değiştirmekle suçluyordu. Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin bir arada yaşadığı kentin Hewler’e mi Bağdat’a mı bağlı olacağının belirlenmesi adına, Federe Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık referandumunda Kerkük’e de sandık kuruldu.
Ancak bağımsızlık referandumunu tanımayan Bağdat, Irak ordusunu çoğunluğu Şiilerden oluşan milis gücü Haşdi Şabi ile birlikte bölgeye yollayarak özellikle Kerkük ve çevresinde çok sayıda kontrol noktası kurdu. 16 Ekim 2017’de Kerkük’e giren Bağdat güçleri hem kentte kontrolü aldı, hem de KDP binasını boşaltıp “Kerkük Operasyonlar Komutanlığı” karargahına dönüştürdü.
Son kriz de, Irak Başbakanı Sudani’nin, vilayetler ve Kerkük’te 18 Aralık 2023’te yapılacak il meclis seçimleri öncesinde binayı KDP’ye devretme kararı üzerine patlak verdi. Başını Arap ve Türkmenlerin çektiği, Irak basınına göre aralarında Haşdi Şabi taraftarlarının da bulunduğu bir grup protestocu, 25 Ağustos’ta binanın önünde çadır kurarak eylem yapmaya başladı. Çadırlar nedeniyle Kerkük-Hewler otoyolu da trafiğe kapatıldı.
Ölenlerin dördü Kürt
Kürt protestocuların karşı eyleme başlamasıyla gerilim şiddete dökülürken, dört kişi silah yarası nedeniyle öldü. Kerkük polisi, tarafların birbirine metal soplarla saldırması ve taş atması sonucu 15 kişinin de yaralandığını açıkladı. Reuters ajansı, polis ve hastane kaynaklarından edindiği bilgiye dayanarak ölenlerin dördünün de Kürt olduğunu duyurdu. Güvenlik kaynakları, ateşi kimin açtığı ve ölümlerin nasıl gerçekleştiği konusunda da soruşturma başlattı. Kriz, Kerkük Valisi Rakan Said el-Cuburi’nin,Başbakan Sudani ile yaptığı telefon görüşmesi sonucu, söz konusu binanın KDP’ye teslim edilmesinin ertelendiğini ve krizin tırmanmasıyla ilan edilen sokağa çıkma yasağının kaldırıldığını açıklamasıyla son bulmuştu.
DIŞ HABERLER