Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Irak Kalkınma Fonu Başkanı Mohammad al-Najjar ile devam eden enerji işbirliklerini görüştüklerini açıkladı. Bakan Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara’da al-Najjar ve heyetiyle bir araya geldiklerini belirterek, “Irak ile devam eden yoğun enerji işbirliklerimizi ve Kalkınma Yolu Projesi’ni ele aldık. Elektrik, petrol ve doğal gaz hatlarımız ile Kalkınma Yolu Projesi’ni bölgemize hizmet eden bir enerji yolu haline getirebileceğimizi vurguladık” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, Türkiye ve Irak arasında askeri ve ‘güvenlik işbirliği ile terörle mücadeleye’ dair mutabakat zaptı imzalandığını, bunun tarihi önemde olduğunu açıkladı. Irak Dışişleri Bakanı Hüseyin ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu iki ülkenin tarihindeki ilk mutabakat zaptıdır” dedi. Mutabakat zaptı kapsamında Türkiye ile Irak arasında, ‘terörle mücadele için’ Bağdat’ta Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi ve Başika’da da Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi kurulacak. Fidan’ın ayrıca “15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklı kardeşlerimiz için vize serbestisi uygulaması 1 Eylül’den itibaren başlayacak” sözleri dikkat çekti.
Türkiye’nin, Kalkınma Yolu üzerinden Federe Kurdistan’da PKK’yi tasfiye etmek ve Suriye’de yapmaya çalıştığı gibi derinliği 30 ila 40 kilometre arasında olan bir güvenlik kuşağı oluşturarak yolun güvenliğini sağlamayı hedeflediğini belirtiliyor. Bu süreçle Federe Kürdistan ile Rojava arasındaki bağı da kesmek Türkiye’nin hedefleri içerisinde. Bağdat’ın aldığı kararla ‘yasadışı örgüt’ olarak sınıflandırdığı PKK’nin su, enerji ve yolunu tehdit ettiği iddiasıyla Türkiye ile işbirliği yaptığı aktarılanlar arasında.
Irak’ta Sadr grubunun Irak siyasetine tekrar katılımı, BAE ve Katar’ın projeye dahil olması, İran’dan bağımsız bir Şia merkezinin oluşabileceği ve bölgesel kalkınmanın yavaş yavaş bu durumu güçlendireceği belirtilirken, ABD’nin bu girişime sıcak yaklaşmadığı iddia ediliyor. Diğer yandan Kalkınma Yolu’nun amacının salt ticaret yolu olmadığı iddiaları ise güçleniyor. İsrail, Gazze’ye karşı sürdürdüğü ve on binlerce Filistinliyi katlettiği Gazze kıyılarının açıklarındaki doğalgaz yataklarını işletip Avrupa’nın gaz ihtiyacının önemli bir bölümünü diğer gaz sahasıyla (Leviathan) birlikte karşılama hedefi içinde hareket ediyor.
Rusya-Ukrayna savaşı ve Rusya’ya yönelik ‘doğalgaz’ yaptırımları sonrası dikkatler Ortadoğu’ya çevrilmişti. Doğu Akdeniz’den çıkarılacak gazın Kıbrıs üzerinden Yunanistan’a, oradan da İtalya’ya ulaştırılmasını hedefleyen “EastMed” projesine ilişkin anlaşma, Atina’da Ocak 2020’de düzenlenen bir törenle Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs arasında imzalanmıştı. Ocak 2022’de ise ABD projeden desteğini çekerken, Ukrayna provokasyonu için düğmeye basmış ve AB’nin Rusya’dan doğalgaz alımlarını durdurma kararları sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD desteği ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’la 9 Mart 2022’de Türkiye’de bir araya gelerek enerji konusunda işbirliği içinde olacaklarını belirtmişlerdi.
Öte yandan ticaret mallarının, yaklaşık bin 200 kilometrelik bir rota üzerinde hızlı tren ve kara yollarıyla Basra Körfezi’ndeki Faw limanından Divaniye, Necef, Kerbela, Bağdat, Musul gibi Irak şehirlerinden Türkiye’ye, buradan da Avrupa’ya ulaştırılması öne çıkarılan bir plan olarak işleniyor. Çin’in Kuşak Yol projelerinden biri olan ve Şian kentinden başlayarak Urumçi-Doğu Türkistan üzerinden Pakistan’da Karaçi ve Gwadar limanlarından Umman Denizi’ne gelme projesi halen gündemde yer tutuyor. Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmesi planlanan yolun da Kalkınma Yolu Projesi’yle birlikte Basra Körfezi’ne kadar uzanarak önce Türkiye, sonra Avrupa’ya kadar genişleyebileceği yapılan iddialar içinde yer alıyor.
ABD’nin ‘Kalkınma Yolu’ projesini desteklemediği iddia edilse de, bunun böyle olmadığı F-16’lar için gerekli olan kitlerle yeni F-16 savaş uçaklarını Türkiye’ye verme kararı ABD desteğini gösteren en önemli gösterge olarak ortaya çıkıyor. Habur’un karşısındaki Halil İbrahim Sınır Kapısı’nın devralınması için Bağdat’la anlaşan Türkiye’nin, Ovaköy Sınır Kapısı’nı açma hazırlığı sürüyor. Türkiye’nin Körfez’e erişimini kolaylaştıracağı belirtilen açıklamalarda, Suudi Arabistan’daki Arar Kapısı’nın aktifleştirilmesi için Suudi yetkililer ile görüşmeler yapıldığı ve anlaşmaya varıldığı da gelen bilgiler arasında.
Kalkınma Yolu ve Ovaköy Sınır Kapısı’nın faaliyete geçmesi için stratejik anlaşmalarda Irak’ın en büyük talebi Fırat ve Dicle nehirlerinden daha fazla su akışı için teminat verilmesi. Türkiye’nin GAP projesi kapsamında bölgede barajlar kurulurken, suyun Suudi Arabistan’a kadar ulaştırılma hedefi dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından dillendirilmişti.
Kürt coğrafyasında barajların kurulduğu günden bu yana Irak ve Suriye’ye, son yıllarda ise Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne yönelik uygulamalarıyla suların bir baskı aracına dönüştürüldüğü biliniyor. Irak ile gelişen ve genişleyen ilişkiler su meselesinin çözüldüğüne işaret ederken BAE, Katar ve Suudi Arabistan’ın da su bekliyor olması Kalkınma Yolu’nun amaçlarından birisinin de su olduğu ortaya çıkıyor.
Diğer yandan DEDAŞ’ın elektrik kesme zulmü aralıksız sürerken, Kürt halkı ve çiftçilerin hakkı olan ve barajlarda toplanan suların halka ulaştırılmaması suyun farklı amaçlar için kontrol altına alındığını gösterirken, Irak’la yapılan su anlaşması ise bu gerçeği açığa çıkarıyor.