Uygurları, Çin’in Kürtleri diye niteliyebiliriz. Şu anda TC ile ÇHC arasındaki en önemli ortak projelerden biri İpek Yolu projesi. Kısacası antik çağlarda en canlı uluslararası ticaret yolunu canlandırmak amaç…
Çin’de Uygur bölgesinde yoğun bir etnik arındırma, asimilasyon ve kabul etmeyenleri toplama kamplarına koyma uygulaması devam ediyor.
Sovyet Devrimi’nden farklı olarak, Çin Devrimi en başından itibaren, farklı halkların kendi kaderini tayin hakkına saygılı olmadı, özerkliğe bile tahammül edemedi, nüfus oranları ile oynayarak, buraların yerli halklarını azınlık konumuna indirdi on yıllar boyu uygulanan politikalar ile. Çin Moğolistanı, Uygur bölgesi, Tibet bunun ilk akla gelen örnekleri. Birkaç yıldır ÇKC, RTE gibi muhteris, “güçlü” bir ‘Başkan’a sahip.
Bağımsız olan Taiwan, uzun zamanlardan beri zaten “Çin’in bölünmez bütünlüğünün bir parçası olarak tehdit altında. Taiwan hiçbir zaman kıta Çin’inin parçası olmadığı halde. Taiwan’ın yerli halkı, Çin’in Kemalistleri, yani Goumindang 1949 yılında ÇKP karşısında içsavaşı kaybettikten sonra, işgaline maruz kalmıştı.
ABD de pinpong diplomasisine kadar Çin adına BM’de oy kullanma hakkını Taiwan’ı işgal eden Goumindang’a vermişti, Çin’i temsil ettiğini iddia ederek. Taiwan’ın yerli halkının Goumindang’ı iktidardan alması için uzun yılların geçmesi gerekti. Güçlü Kadın, Sun Yat Sen’in kızı Mme Çan Kay Şek de Taiwan’lılara küsüp New York’a yerleşip, orada öldü.
ABD de Taiwan’ı kendi kaderi ile baş başa bırakmaz mı? Öyle ya, “kullan, at” siyaseti İngiliz İmparatorluğu’ndan miras kalan. Güncel batmaz imparatorluktan miras kalan Hong Kong’da “Başkan” Xi Jinping’in tehdidi kıta Çin’i ile birleştirme siyasetinin altında, özerklik statüsü çiğnenerek. (Nedir bu “Başkan”lardan çektiğimiz!) Konuya yeni kıtasal İpek Yolu projesinden girdik.
“Emperyalizm”, “Finans Kapital” kavramları 20 yy’ın armağanı oldu marksizme ve damgasını vurdu. Dr. Ergün Sönmez, 21. yy. emperyalizminin temel karakterinin “kolektif emperyalizm” olduğunu vurguluyor kitaplarında. (söz arası Dr. Sönmez Erganilidir.)
Bence Afrikalara kadar uzanan kolektif emperyalizmin en ilginç projelerinden biri de, yeni İpek Yolu projesi. Çin’de Uygur bölgesinde bunlar olurken, Ortadoğu’ya dayatılmak istenen sözde “güvenli bölge” kurma operasyonu ülke içinde de hunharca devam ediyor.
Etnik temizliği, etnik arındırmayı biliyoruz artık iyice, Abdülhamit döneminde başlayan ve Balkan Savaşları’ndan itibaren yoğunlaşan ve şimdi Suriye topraklarında uygulanan. Herhalde yeni bir kavram icat etmek gerek, post-election cleansing, yani seçim sonrası temizlik gibi bir şey.
Adamlar demokrasiyi baca temizliği gibi anlıyor. Önce seçim yap sonra halkın iradesini bacaya bulaşmış zift kabul edip temizlemeye kalk! Aslında Türkiye demokrasisine bulaşan kendi ziftleri, bunun farkında değiller diyeceğim ama demeyeceğim! Farkındalar ve domuzuna yapıyorlar bunu.
Domuzlardan af dilerim bu arada, sevimli hayvanlardır, hele karşılaştırma yapınca iki ayaklılar ile! Her gün tv hava raporları gibi, hangi seçilmiş belediye başkanı, hangi eş başkan, hangi belediye ya da il meclisi üyesi tutuklanmış onu takip ediyoruz.
Hem seçilenler hem seçenlerin haddi bildiriliyor, hem de birlikte cezalandırılıyorlar. Ve dünya da bütün bu olanları, aldırmadan takip ediyor. Dün de Van’a bağlı İpekyol Belediyesi basılmış, başkanlar tutuklanmış.
İpekyol, Van Gölü kıyısında da küçük bir sahili olan, Tuşba ilçesi ile komşu. İpekyol aslında 2014’e kadar Van merkez ilçesinin bir parçasıydı, yapay olarak yaratıldı. Herhalde merkez oy dengesini etkilemesi için.
İpek Yolu, Kevenli (Şuşanis) köyünün 2 km kuzey batısında bulunan üç bin yıllık geçmişe sahip Urartu Uç Kalesi, toprağın altında gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Bu kültür mirası kazanılacaktı, bölge insanı rahat bırakılsa.
Kral I. Gagik Ardzruni’nin (Senekerim) kızıydı Şuşan (Zambak demek) Onun Yaptırdığı Şuşanis Surp Kevork Manastırı Kevenli Köyü’nde yer alıyordu. 2014 yılında İpekyol Belediyesi aldığı bir kararla yerleşim merkezlerinin adlarının Ermenice ve Kürtçe eski isimleri ile birlikte kullanılması kararı aldı, hatta yerleşim girişlerine çok dilli tabelalar koydu.
Üzerinde Kürtçe “Hun bi xêr hatin” (Hoş geldiniz), diyen sadece ülke insanına değil dünya insanına… Bu kafayla mı kuracaklar yeni İpek Yolu’nu! (*) Dr. Ergün Sönmez, Kolektif Emperyalizm, Belge Yayınları 2015; Dr. Ergün Sönmez, Kolektif Emperyalizm ve Türkiye’nin Konumu, Belge Yayınları 2019.