Orman yangınlarına ilişkin konuşan ekolojist İçöz, insan eliyle ekolojik dengenin bozulduğunu belirtti. İçöz, ormanlara ekonomik değil, ekolojik bakılması gerektiğini söyledi
Türkiye’de ve özellikle bölgede orman yangınları artarak devam ediyor. Bölgedeki orman yangınlarının operasyona çıkan askerler tarafından, batıdaki yangınların ise rant amaçlı, yapılaşmaya açmak için çıkarıldığı birçok kesim tarafından belirtiliyor. Artarak devam eden orman yangınlarına dikkati çeken Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) kurucularından Erhan İçöz, insan eliyle ekolojik dengenin bozulduğunu söyledi. İçöz, orman yangınlarının yüzde 95’inin insanlardan kaynaklandığını belirterek, yüzde 5’inin ise doğal nedenlerden oluştuğunu kaydetti.
Bazı orman yangınlarının kasıtlı yakıldığını belirten İçöz, “Maden alanına daha kolay ulaşmak ve yanan yeri yapılaşmaya açmak gibi nedenlerle ormanlar yakılıyor. Somut bir örnek vereyim. 1990’lı yıllarda Bodrum’da ‘Cennet Koyu’ vardı ve yandı. Yandıktan bir süre sonra birisi beni aradı ve burada bir etüt yapmak istediğini söyledi. Bu kişi inşaat mühendisiymiş. Bir hafta sonra ormanı yakmaktan tutuklandı. Özellikle sahil bölgelerinde böyle kasıtlı çıkarılan orman yangınları var. Şimdi ‘Cennet Koya’ giderseniz her yanının yapılaştığını göreceksiniz” diye konuştu.
‘Halkımızın bilinçlenmesi gerekir’
Yangınlardan sonra bazı yerlerde villalar yapıldığını ifade eden İçöz, şöyle devam etti: “Bir kısım yerde tarlalar oluşuyor ama önemli ölçüde ağaçlandırılıyor. Bunun nedenlerinden bir de orman mühendislerinin hükümetin politikasına karşı direnmesidir. Ormancılığı korumaya çalışıyorlar. Orman mühendisleri canla başla ormanları korumaya çalışırken hükümet ormanlardan nasıl yararlanabileceğini hesaba katıyor. Yasalar, ormanları korumaya başladı ama son derece yetersiz. O yüzden halkımızın bilinçlenmesi gerekir.”
Ekolojik gözle bakmak
“Orman yangınlarına karşı kampanyalar yapmak, erken uyarı sistemlerini geliştirerek erken müdahaleyi mümkün kılmak, uzman personel yetiştirmek, hava söndürme araçları yetersiz bunları artırmak, bir yangın önleme eylem planı hazırlanması ve toplumsal duyarlılığı sağlaması gerekir” diyen İçöz, ormanların genellikle çok sık ağaçlardan oluştuğunu ve bunun seyreltilip yangına dirençli ağaçların çoğaltılması gerektiğini vurguladı. İçöz, “Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı yanan ormanların özel mülkiyete devredildiğini söylüyor. Dolayısıyla da bu alanlarda daha sonra yapılaşmalar, tarım gibi faaliyetler, madenler oluşabiliyor. Geçen yıl İzmir’de 6 bin hektar alan yandı ve tam da Efemçukuru Altın madeninin yanındaki bir alan. Orman mühendisleri yanan alanların madenlere devredilmesi yasal olarak mümkün değil deseler de gözle görülen şeyler de var. Madenler bir miktar teminat yatırıp benim burada madencilik faaliyetim bittiği zaman burayı ağaçlandıracağım diyor. Hatta bununla övünüyorlar. Ekoloji gözüyle bakmak gerekiyor. Ağaç sayısı olarak bakarsanız hiçbir zaman doğru sonuca ulaşamazsınız” dedi.
‘Ekonomik bakılmaz’
“Orman artıyor mu azalıyor mu?” sorusunu soran İçöz, geçen sene İzmir’deki orman yangınlarında 600 hektar ormanın yandığını ancak Orman Mühendisleri Odası’nın yaptığı araştırmada 600 değil 6 bin hektar ormanlık alanın yandığının tespitinde bulunduklarını söyledi. İçöz “Bu sorgulanması gereken bir şey. Bu bir hükümet politikasıdır. Hükümet her şeyi böyle güllük gülistanlık göstermeye çalışıyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli diyor ki ‘Yanan bütün orman alanlarını ağaçlandırıyoruz.’ Bu gerçek mi? Ben bunun gerçek olmadığını düşünüyorum. Ormana ekosistem gibi bakmadığınız zaman her konuda yanılırsınız. Ekosistem bozuluyor, asıl oradan bakmamız lazım. Ormana ekonomik, diye bakılmaz” dedi.
İZMİR